Güncelleme Tarihi:
DSP Bayraklı Belediye Başkanı Hüseyin Aslan, katıldığı Özgür Platform programında Deniz Ölgün'ün sorularını yanıtladı ve 30 Mart öncesi önemli mesajlar verdi.
Programın başında ilk olarak babasının vefatı üzerine konuşan Aslan, öksüz kaldığını ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti;
"Annenin, babanın ölümü çok önemli. Elbette bütün kayıplar çok acıdır ama anne ve babanın yedeği olmadığı için çok önemli. Ayrıca ben anne ve babamla birlikte yaşayamadığım için o benim için çok daha önemli. Benim annem ve babam ben çok küçük yaşlardayken ayrılmıştı. Birinde analık vardı, diğerinde babalık vardı. İkisini bir arada yaşayamadım. O benim için bir üzüntü kaynağıdır. Babamı kaybetmek beni çok üzdü. Annemi 10 yıl önce kaybetmiştim, babamı da kaybedince öksüz kaldım. Hayat devam ediyor. İnşallah öbür dünyada mekânları cennet olur ve yaptıkları iyiliklerin karşılıklarını görürler. Çok hayırsever bir insandı. Oldukça paylaşımcıydı."
Aslan yerel seçim atmosferine yönelik hislerini, neden aday olduğunu ve ilçeye olan ilgisini anlattı:
"Yaklaşık 25 yıldır EGE-KOOP’un genel başkanıyım. Bu sürede aktif olarak gazetecilik yaptım. İzmir’in her ilçesinde proje geliştiren ve bunu uygulayan biriyim. Bizim en son yaptığımız 2 proje Bayraklı’dadır. Biri Körfez Evleri adını verdiğimiz projedir, diğerini de Ege Üniversitesi ile birlikte yaptık. Bayraklı’da bir de adımı taşıyan bir anaokulu var. Dolayısıyla Bayraklı ile hep bir iletişimimiz ve kesişim noktamız vardı. Son gelişmelerden sonra EGE-KOOP’un 30 yılı yok sayıldığı için, benim de 25 yılım yok sayıldığı için düşüncelerimi, heyecanlarımı ve projelerimi hayata geçirmek için DSP’den 17 Şubat’ta aday olmaya karar verdim. 18 Şubat günü belediyelerin meclis üye listelerinin bildirilmesi gerekiyordu. Bunları da yaptık. Çok büyük başarıdır aslında bu. Bayraklı İzmir’in 3. büyük ilçesi. Bayraklı’nın bir tarafı Bornova, diğer tarafı Karşıyaka. Şimdi Bayraklı öyle bir yerde ki Bayraklı dendiğinde insanların aklına gecekondu ve yoksulluk geliyor. Ancak Bornova’nın da Karşıyaka’nın da bir bölümü Bayraklı’dır. "
"Üstüne para verilse aday olmazdım!"
"Ayrıca ben bu işe karar verirken Bayraklı’daki aday adaylarımızla görüştüm. Onların orada hak ve emekleri vardı. Zaten Kerim Özer, Murat Haluk Öncel ya da Pınar Hanım aday olsaydı ben aday olmazdım. Üstüne para verilse dahi olmazdım. Ben hem onlara haksızlık yapıldığı için hem de EGE-KOOP’a haksızlık yapıldığı için aday oldum. Ankaralı bir firma adaylımdan çok kısa bir süre sonra anket yapıyor. Benim oyum yüzde 27 çıkıyor. Bu çok önemli çünkü beni İzmir’in tümü tanıyor. İzmirliler benim duruşumu, yaklaşımımı, görüşümü, ne kadar dik durduğumu ve ne kadar kararlı olduğumu biliyor. Bu nedenle Bayraklı halkı beni kucakladı ve bağrına bastı. Bayraklı’da yaşayan çok farklı kesimler var ama o kesimlerle sanki aileymişiz gibi, dostmuşuz gibi bir atmosfer oluştu. Sıcaklık, samimiyet ve güven var."
Bayraklı'nın ciddi anlamda kentsel dönüşüme ihtiyacını olduğunu belirten Aslan, ilçenin bir meydanının olmamasından yakındı.
"Bizim sloganımız şu, “Yaparsa Hüseyin Aslan yapar.” Şimdi bunun üstüne ne yazarsanız olur. Kentsel dönüşümü de yaparsa Hüseyin Aslan yapar, Bayraklı’yı da marka yapmayı yaparsa Hüseyin Aslan yapar. Kentler yaptık biz bugüne kadar. Ben beklediğimin üstünde destek gördüm Bayraklı’dan. Her görüşten ve inançtan insan destek veriyor. AK Partili de beni destekliyor, MHP’li de beni destekliyor, BDP’li de beni destekliyor, CHP’de de o itilen, küstürülen, yok sayılan neferleri de beni kabullenmiş vaziyette. Şimdi ben Bayraklı halkının adayı olarak muamele görüyorum.
Şahısların geçmişine bakmak lazım. Herhangi bir firmaya çalışan alırken referansına ve özgeçmişine bakılıyor. Bayraklı’da yapılacak çok iş var. Oradaki vatandaşın doğumundan ölümüne kadar sorumlusunuz. Her şeyden sorumlusunuz. Bu bilinçle hareket etmek için de kişi bazında olması lazım.
İzmir halkı yerel seçimle genel seçimi ayırt eder ve ona göre oy verir. AKP’nin yıpranmışlığı, güven kaybı, rüşvet, hırsızlık ve mağduriyetler… İşte dün Berkin’i kaybettik. O çocuğun ne günahı vardı da buna maruz kaldı. Tabi bundan dolayı AK Parti’ye bir tepki var. O tepki bizde de var."
Aslan, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ için de sert eleştirilerde bulundu. Karabağ için "Partiyi bölmüş, vatandaştan kopuk." diyen Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bayraklı’ya baktığımızda mevcut başkan Bayraklı halkını ve partiyi bölmüş. Bunu duydukça şaşırıyorum. Bayraklı halkı belediye başkanını görmüyor, bir araya gelemiyor. 3-4 tane makam odası var. Size randevu veriyor ama nerede görüşeceğiniz belli değil. Görüşeceğiniz gün makamın yerini öğreniyorsunuz. Son günlerde duyduğuma göre çelik kapı ve şifre varmış makam girişinde. Çelik kapılı belediye başkan makamı olmaz. Kimden korkuyorsunuz? 7 tane de çelik yelek aldı. Bakınız vatandaşlarımızın şikayetlerini aktarıyorum, “Beni Kürtlerin eline mahkum etmeyin.” diyen bir belediye başkanı var karşımızda. “Bayraklı’yı sünni yobazların eline bırakmayalım.” diyor.
Bayraklı’da Alevi vatandaşların kendi dini törenlerinde onları yok sayıyor ve çok ciddi saygısızlık yapıyor. Bir cemevi var ve orayı geçici olarak kiralıyor. 6 ay sonra onları oradan çıkarabilir. Şimdi böyle olunca baktık ki Bayraklı bölünmüş. Biz bölünmüş Bayraklı’yı toparlıyoruz. Biz orada evet bölüyoruz. Biz kimi bölüyoruz? AK Parti’nin oyunu bölüyoruz, MHP’nin oyunu bölüyoruz, BDP’liler bize oy verecekler. BDP’lileri bölüyoruz demiyorum, bize oy verecekler diyorum. Anladım ki doğru karar vermişim. Benim gibi biri aday olmasaymış anlıyorum ki AK Parti seçimi alırmış. CHP’li küskünler de oy verecekti. Öfkeden dolayı vatandaş seçimi başkasına kazandırırdı. Bir anda 24 tane belediye meclis üyesi başkanı terk eder mi? Bir kader birliği yapılmış. Neden böyle oldu?"
İlçenin hak ettiği değeri göremediğini dile getiren Aslan, projelerini de anlattı. DSP adayı, projelerinin ilçeyi markalaştıracağını söyledi.
"Bizim 5 temel projemiz var. Onun dışında 200 kadar sosyal ve kültürel proje var. Bunlardan bir tanesinde Bayraklı’yı teleferik ile buluşturmayı planlıyoruz. Biliyorsunuz Dünya Barış Anıtı var ama kaderine terk edildi. En son gittiğimde asansörü bozuktu. Sahilden bir teleferik yapsak, Dünya Barış Anıtı’na çıkarsak İzmir’in tümünü görürsünüz. Buranın etrafında AVM’ler olsa ve halkın ürettiği ürünler satılsa fena mı olur? Ciddi bir iş imkanı olur. Bunlar kimilerine göre uçuk gelebilir ama bunlar olabilecek şeylerdir. Bakın Bayraklı’da bir meydan yok. Smyrna Meydanı var güya ama onun da etrafı kapalı. Orada çöp kamyonları duracağına park ya da mümkünse bir meydan yapsak ne olur? Bir kentin meydanı yoksa orada hiçbir şey yok demektir. Yapay spor ve eğlence adası için de 5 bin metrekarelik bir alan planlıyoruz. Deniz taksisi ve spor ile eğlence merkezleri olacak içinde. İzmir BŞB ya da bakanlık ile ortak yapılabilir bu.
"Tüm şehrin kentsel dönüşüme ihtiyacı var"
Bayraklı’yı marka yapacaksak bu şekilde yaparız. Bayraklı’nın sembolü meydan diyoruz. Bir meydan estetik ve ruh katar. Yaya, bisikletli yolları olsa, heykeller olsa, ışıl ışıl olsa kötü mü olur? Misafiriniz geldiğinde İzmir’i gösterebileceğiniz bir manzaranız yok. Benim bildiğim bir kentin önce kimliği olmalı. Kimlik yoksa diğerlerinin hiçbir anlamı yoktur. Bu projelerden 2 tanesine başladığımızda insanların Bayraklı’ya bakışı değişir. Bayraklı’ya yeni konutlar gerekli. Belediyeler bu konuda öncülük yapmadığı için müteahhitler yapıyor ve vatandaşlara pahalıya mal oluyor. Kentsel dönüşüme dönersek Bayraklı’nın yüzde 70’inin kentsel dönüşüme uğraması gerekiyor. Kordon ve Alsancak dâhil olmak üzere. Kentsel dönüşüm birini yıkıp diğerini yapmak değildir. 5 yıldır havanda su dövüldü. 2009 seçimlerinden sonra Bayraklı Belediyesi Sayın Murat Karayalçın’ı davet etti ve kentsel dönüşüm için bir toplantı yapıldı. Model o modeldir. Bu iş çok ciddi bir iştir. Bu iş yok ya da kaldırım yapmaya benzemez. Onu doğru olmasa da yıkar tekrar yaparsınız."
Aslan kentsel dönüşümün nasıl yapılacağını da özetlediği programda vatandaşın mevcut sistemle mağdur olacağını söyledi.
“Kentsel dönüşümde 30-40 yıl sonrasını görmezseniz zaten hiç yapmayın. Yolundan alt yapısına, çevre düzenlemesinden ibadethanesine kadar her şeyin planlanması gerekir. Örneğin Adalet Mahallesi’nde bir bina 30 katlıyken hemen arkasındaki bina 3 katlı. Bunların hangisi doğru? Böyle bir iş olmaz. Plan olmadan yapılan bir kentsel dönüşüm doğru olmaz. Biz planı yaptıktan sonra herkes o plana göre isterse binasını kendi de yaptırabilir. Biz bunu meslek kuruluşlarıyla birlikte yapacağız. Her mahalle için vatandaşın kendi seçeceği temsilciler kurulu olacak. Dönüşümler yerinde olacak, en az 40-50 yılı hedefleyecek, borçlandırmasız olacak ve vatandaş o rantın karşılığını alacak. Bayraklı’daki vatandaşın 1 evinin yerine 2 ev vermezseniz olmaz. Menemen’de arsaların fiyatları kat karşılığı yüzde 40 iken burada en az yüzde 50 olmalı. İşi kim yaparsa parayı o kazanacak ama ben müteahhit değilim bunu da kimse diline dolamasın. Biz bir kurumuz kar amacı gütmeyiz. 2 daireli binası olan vatandaş 4 daire sahibi olsa ne olur? Vatandaş zaten bunu istiyor ve ben de 2 senedir bunu söylüyorum. Şu anda kentsel dönüşüm anlayışı doğru değil. Planı ben yaptım buna uy demek olmaz. Kentsel kavga olur kentsel hırsızlık olur. 40-50 yıllık yapalım ki bizden sonra gelenler de bize dua etsin. Bayraklı biraz önce söylediğim gibi kimlik kazandırmadan ne yapsak az. Pazaryerinden tutun neler neler lazım. Modern bir pazaryeri yok ve gençler işsizlikten uyuşturucu bağımlısı olmuş. Terörün de baş belası işsizliktir, cinayetin de işsizliktir.”
DSP Bayraklı Belediye Başkan Adayı Hüseyin Aslan, seçim sonrası kazanması durumunda belediye kadrolarını değiştireceği iddialarına da yanıt vermeyi ihmal etmedi.
“Şimdi Bayraklı’da çalışan çok değerli elemanlar vardır. Elbette bu insanlarla işi yürüteceğiz. Ben işi bilen 5-6 arkadaşı yanıma alacağım. Belediye başkanı her şeyi bilmek zorunda değildir ve kendinden daha akıllı insanlarla çalışmalıdır. İyi bir ekip kurarsak mesele yok. Bayraklı’da işçilere korku salınıyor. Ciddi bir korku imparatorluğu yaratıldı. İnsanlar korkutulmuş ve sindirilmiş. Kimi insanlar takip edildiğini söylerken kimisi el sıkışırken, “Akrabam belediyede çalışıyor. Görülürse işten çıkarırlar.” diyor. Kimisi çekilen fotoğraflardan korkuyor. Mevcut başkanımızın anlayışı buymuş. Eğer partiliyse vatandaşlar partinin disiplin kuruluna gönderiliyor. Böyle bir demokrasi olur mu Allah aşkına? İnanasım gelmiyor."
Karabağ ile bir araya gelemediklerini, böyle bir buluşmayı kendilerinin değil Karabağ'ın organize etmesi gerektiğini söyleyen Aslan, konuşmasında Bülent Ecevit'in bir sözüne de atıfta bulundu.
"Afiş asıyorsunuz, daha gecesinden belediye görevlileri pankartları kaldırıyor. Belediye işçileri galiba gündüz işe gitmiyor, geceleri pankartları indiriyor, yırtıyor, siliyor ve parçalıyor. Konak’ta Hakan Tartan’a yapılan neyse, Bayraklı’da bize yapılan da o. Makamını kullanarak ya da devletin gücünü kullanarak bu işler olmaz. Benim arkamda halk var. Rahmetli Ecevit arkasında hak ve halkın olduğunu söylerdi. Ben hakka da güveniyorum halka da güveniyorum. "
Aslan'ın programda 30 Mart sonrası için söylediği sözlerse şöyle oldu;
"30 Mart akşamı BayraklI’da yeni bir tarih yazılacak. Karar vericilerin biraz daha dikkat etmesi gerektiğini tüm Türkiye’ye göstereceğiz. Akabinde projelerimizi uygulamaya başlayacağız. Belediye dost kapısı haline gelecek. Vatandaş belediyeye geldiğinde çayını kahvesini içecek, belediye çalışanı işini yapacak. Diğer adaylarla karşılaşınca konuşuyoruz. MHP’nin de AKP’nin de adaylarıyla karşılaştık. Çok medeni geçiyor çalışmalar. Bir tek mevcut başkanı görmedik halkın arasında.
30 Mart’tan sonra iyi ki oy verdim, iyi ki yakınlarıma oy verdirdim denilecek bir dönem başlayacak. Benim ismim sevgiyle anılıyorsa başka bir arzum yok. "