Güncelleme Tarihi:
1994’ten bu yana meclis üyesi olduğu, altı yıl yönetim kurulu üyeliği, bir dönem de meclis başkanlığı yaptığı EBSO’nun yönetim kurulu başkanlığıyla birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin yönetiminde de İzmir’i temsil eden Yorgancılar, spordan eğitime kadar pek çok alandaki sivil toplum kuruluşunda önemli görevler üstleniyor. Duayen sanayici İsmet Yorgancılar’ın başarısını İZELTAŞ ve Yorcam’la ileri taşımayı da ihmal etmeyen Ender Yorgancılar, küresel ekonomik kriz sonrasında yerinden oynayan taşlara bakarak geleceği anlattı. Kendiyle ilgili sorulara da samimi yanıtlar verdi.
Akıllı ürünler öne çıkacak
İzmir’in tarım ve sanayiyle birlikte “esasen hizmet sektörü” ile gelişeceğinin öngörülmesinin hatırlatılması üzerine Yorgancılar, artık hiçbir şeyin eskisi olmayacağının mesajını verdi. Ender Yorgancılar, “Bir kere, geliri düşük kesime yönelik üretimler ön plana çıkacak. İkinci önemli konu, arz değil talep yaratmak önemli hale gelecek. O yüzden markalaşma ve reklam sektörleri ön plana çıkacak. Dine bağlı ticaret daha çok önem kazanacak. Helal gıda onlardan biri. Bir ürünle iki, üç işi yapabilme imkanı sağlayan akıllı ürünler ön plana çıkacak” dedi.
Yönetim değil, yönetişim
Gelecekte şirketlerdeki hiyerarşinin de azalacağını söyleyen Yorgancılar, “Gelecekte ast-üst ilişkisi azalacak, yönetim yerine yönetişim sistemi önem kazanacak. Yeterliliğie dayalı eğitim sistemi ön plana çıkacak ve şehirlerararası rekabet önem kazanacak. Mesleki eğitim ve tüketicinin korunması da bana göre önümüzdeki süreçte son derece önem arz edecek. Bu konularda başarılı olan, kendini geliştiren, ortaklık kültürüne sahip olan şirketlerin önümüzdeki süreçte aktivasyonları ve pazarlama, mal satma imkanları daha fazla olacak” diye konuştu.
İzmir’de bir hareket var
Dünyada yatırımın bitmeyeceğini, bu sistem içinde İzmir’in yatırımcı çekme konusunda 2011’i iyi geçirdiğinin altını çizen Ender Yorgancılar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Özellikle ESBAŞ’a yapılan üç Amerikan yatırımı ve Petkim Rafinerisi’nin yanı sıra verdiğimiz teşvik belgeleri, Ankara’dan alınan teşvikler, kapasite artırımları var. İzmir’de yatırım yapılınca unutuluyor ve doğal olarak yenisi bekleniyor. Ancak biz İzmir’de bir hareketin olduğunu görüyoruz. Unutmayın ki verginin yüzde 9.7’si İzmir’den toplanıyor. Üretim burda yapılıyor ki bu vergiler toplanıyor, yoksa böyle bir rakamı gerçekleştirme imkanımız söz konusu olmaz.”
Özellikle İzmir için haksız rekabet yarattığını dile getirdiği teşvik politikası konusundaki önerilerini yineleyen Yorgancılar, eşit rekabet şartları için tüm OSB’lerin 4’üncü Bölge statüsünde teşvik edilmesini istedi ve ekledi: “Bu yapıldığı takdirde birincisi, kayıtdışı ekonomi azalacak ve kümelenme olanakları doğacak. İkincisi, önemli kriter de Karabağlar, Pınarbaşı, Karşıyaka gibi yerlerdeki fabrikaların OSB’lere taşınmasıyla şehirde yeni kentsel alanlara da imkan yaratılacak.”
Yokum diye küsme hakkı yok
EXPO 2020 hedefine de sahip çıkılıp zaman ayırılması gerektiğini belirten Ender Yorgancılar, kazanmak konusunda umudunu vurgularken, EXPO sürecini yönetecek kurulların oluşmasında yaşanan tartışmaların hatırlatılması üzerine, “Bildiğim kadarıyla İzmir’de 3 binden fazla sivil toplum örgütü var. Gönül ister ki hepsi kurulların içinde olsun ancak fiziken mümkün değil. O yüzden bence yer almayanlar özellikle alınmamış değil. Herkesin kurullara girmese dahi EXPO’yla ilgili yapacağı bir görev vardır. Kimsenin ‘Ben burda yokum’ diye küsme hakkı yok” dedi.
Büyükelçiyle görüşmenin detayı
Geçtiğimiz haftalarda ESBAŞ’a fabrika açılışı için gelen ABD Ankara Büyükelçisi Francisco Riccardione ile görüşmesinin detaylarını da paylaşan Yorgancılar, “ABD Büyükelçiliği tabii Ankara’da faaliyet gösteriyor ama kimin ne yaptığını, nasıl çalıştığını, ne mesajlar verdiğini, hepsini takip ediyorlar. Bizim ticareti ve yatırımı geliştirmek için yaptığımız çalışmalardan da haberdarlar. Onlardan ‘Tanışalım’ diye bir yemek daveti geldi. Bu yemekte İzmir’in ve Türkiye’nin ekonomik hedeflerini, yaptıklarımızı anlattık, yatırım yapan üç ABD firmasının memnuniyetlerini ilettik” diye konuştu.
Bunları konuşmak için erken
“Önümüzdeki dönemde aday olamayacak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yerine sizin isminiz geçiyor. Ne düşünüyorsunuz?” sorusuna da yanıt veren Yorgancılar, şunları kaydetti: “Bir kere beni böyle görüyorlarsa ne mutlu bana. Ama şu anda yönetim kurulu başkanımız var. Ben de oranın yönetim kurulu üyesiyim ve EBSO Yönetim Kurulu Başkanı’yım. Dolayısıyla öyle bir şey konuşma zamanı değil şu an. Benimli ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı, TOBB Başkanı olacak diyenler de var. Bunları bugünden konuşmanın kimseye faydası yok.”
Çok güzel yemek yaparım
Sahip olduğu birçok sorumluluğun yanı sıra bir baba, eş ve dede olan Ender Yorgancılar’ın, özellikle 3 yaşına gelen ve kendiyle aynı ismi taşıyan torunundan bahsedilince gözleri bir başka ışıldıyor. Geçtiğimiz günlerde vizyona giren Behzat Ç’nin de sıkı takipçisi olan, nazara inanan Yorgancılar, “İzmir’den başka şehirde yaşamayı düşünür müsünüz?” sorumuza kafasını kararlı bir şekilde sallayarak, “Hayal bile edemiyorum” yanıtını veriyor. İşte, Ender Yorgancılar’ın diğer
sorularımıza yanıtları:
“Hafta içi, hafta sonu, bayram hiç fark etmez sabah 06.30’da kalkıyorum. 07.30’da evden çıkıyorum. Öğleye kadar fabrikada oluyorum. Öğleden sonra EBSO’da işlerim varsa geliyorum. TOBB’un işleriyle de ilgileniyorum, randevularımı gerçekleştiriyorum. Dolayısıyla kendime pek vakit kalmıyor.”
“Bunaldığımda tek başıma araba kullanıyorum. Bir de en çok eğlendiğim aktivite tavla oynamak. Müzik dinlemeden yapamam. Evde, arabada, EBSO’da, fabrikada hep Romantik Radyo açıktır.”
İcra boyutunda var mı bir şey?
(Gülüyor) Saatine bağlı. Ama benden müzisyen, ressam olmaz. Çünkü ikisinden de ikmale kaldım. Okulda öğretmenimiz solfej yaptırırken do’yu da, re’yi de aynı tonda söylediğim için “Otur sıfır” dedi. Kızlar güldü, tabii karizma da yerlere düştü.
Dedelik nasıl bir duygu?
(Özlemle gülüyor) Dehşet. O İstanbul’da. 3G sayesinde konuşuyoruz. Bazen istiyor, bazen de herhalde görmüyor ve kızıyor, konuşmuyor benimle. İnşallah bayramda göreceğim.
Bir beceriniz vardır mutlaka?
Çok güzel yemek yaparım. Seni, anneni bir kenara koyarım. Mangal, fırın, et, sebze, zeytinyağlı... Bayırılım yani, laf olsun diye değil. Çok güzel yemek yaparım.