Antik kentte heyecanlandıran buluş

İZMİR’in Torbalı İlçesi’ne bağlı Yeniköy ve Özbey köyleri arasındaki bir tepede bulunan ve 1990 yılından bu yana sürdürülen kazılarla gün ışığına çıkarılmaya çalışılan Metropolis Antik Kenti’nde, 2 bin yıllık koridor keşfedildi. Yaklaşık 40 metre uzunluğunda olan ve çok iyi korunan tuğla tonozlu koridor arkeologları da heyecanlandırdı. Arkeologlar, koridordaki bir oğlakla erkeğe ait ayak izlerinin sırrını araştırmaya başladı.
Sabancı Vakfı’nın desteğiyle, Metropolis Sevenler Derneği (MESEDER), Torbalı Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi işbirliğinde 23 yıldır sürdürülen Metropolis Antik Kenti kazı çalışmalarında yeni eserler ve buluntular ortaya çıkarılmaya devam ediyor. Son beş yıldır hamam yapısı ve palaestrada (Spor alanı) devam eden kazı çalışmaları sırasında keşfedilen 40 metre uzunluğunda bir koridor arkeologları şaşırttı. Hamam yapısının kuzey, güney ve batı dış duvarlarına paralel inşa edilen tuğla tonozlu koridor çok iyi korunmuş halde gün ışığına çıkarıldı.

2 BİN YILLIK İPUCU
Metropolis’te ilk kez karşılaşılan bir yapı olan koridor, 2 bin yıl önceki toplumsal yaşama ait ipuçları sunuyor. Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde hamam yapılarında karşılaşılan ve servis koridoru olarak hizmet etmesi amacıyla hamamın dış duvarına paralel olarak inşa edilen bu yapıların, hamam çalışanları ve hizmetlileri tarafından kullanıldığı biliniyor. Kazılar sonucunda hamamın yıkanma havuzlarıyla aynı paralelde inşa edilmiş ocaklar da tespit edildi.

SÜRPRİZ BULUNTULAR ŞAŞIRTIYOR
Kazı Başkanı Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Öğretim üyesi Doç. Dr. Serdar Aybek, “Kazı çalışmalarımızı sürdürdüğümüz, hamam ve palaestranın da içinde yer aldığı 6 bin metrekarelik kazı alanı bu yıl da sürpriz buluntularla bizleri şaşırttı. Hamam duvarlarına paralel olan koridor yapısını 7 metrelik bir toprak dolguyu temizledikten sonra ortaya çıkardık. Yapının günümüze kadar bozulmadan ulaşması oldukça heyecan verici. Önümüzdeki yıllarda bu binaların taban seviyesine ulaştığımızda yapının tüm mimari özelliklerini anlamamız mümkün olacak”dedi.

2 BİN YIL ÖNCESİNE DÖNDÜLER
Genç yaşta bir erkeğin ve bir oğlağın ayak izlerine de rastladıklarını kaydeden Doç. Dr. Aybek, “Bu ayak izlerine rastladığımızda, hamamın inşa edildiği ya da onarıldığı günler gözümüzün önünde canlandı. Ayak izlerinin, yapının harcı henüz kurumamışken buraya giren bir oğlağa ve onu kovalayan bir delikanlıya ait olabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

TARİHSEL ZENGİNLİK TÜRKİYE İÇİN BİR DEĞER
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, “Her yıl Metropolis Antik Kenti yeni buluntu ve eserlerle bizi şaşırtmaya devam ediyor. 2 bin yıl öncesinin toplumsal yaşamına yönelik sorular, yeni buluntularla cevap buluyor. 2013 yılı kazı çalışmaları oldukça heyecan verici keşiflerle son bulurken, 2014 yılı kazı çalışmalarını merakla bekliyoruz. Buradaki tarihsel zenginlik ülkemiz için önemli bir değer” ifadelerini kullandı.

ÖREN YERİ ÇALIŞMALARINDA SONA GELİNDİ
Geçen yıl başlayan Metropolis ören yeri çalışmaları, kazı çalışmalarına paralel olarak devam ediyor. Güvenliği sağlamak amacıyla 16 bin metrekarelik alanın çitle çevrilmesiyle başlayan çalışmalar kapsamında, ziyaretçi karşılama merkezi, ziyaretçiler için seyir terasları, gezi rotasını belirleyen yürüme yolları ve meydan düzenlemesi tamamlandı. Çalışmaların bu yıl tamamlanması hedefleniyor.

BULUNAN ESERLER
Bugüne kadar yapılan kazılar sonunda antik tiyatro, peristyl evler, stoa (Sütunlu Galeri), bouleuterion (Meclis binası), biri büyük diğeri küçük iki Roma hamamı, gymnasion (Spor salonu), devlet agorası, dükkanlar, genel tuvalet, sokaklar gibi antik kent dokusunu oluşturan yapılar ve mekanlar bulundu. Ayrıca bu mekanların kazı çalışmaları sırasında seramik, sikke, cam, mimari parçalar, figürler, heykeller, kemik ve fildişi eserler, pithos (Depolama küpü) ve birçok Hellenistik dönem seramikleriyle maden eserlerden oluşan 10 binin üzerinde tarihi eser gün yüzüne çıkartıldı. Kazılarda elde edilen eserler, bugün İzmir Tarih ve Sanat, İzmir Arkeoloji ve Selçuk Efes müzelerinde sergileniyor.