Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2008 00:00
TÜRKİYE siyasetinin önemli isimleriyle yakın çalışma fırsatı bulmuş bir isim, CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü. Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Deniz Baykal ile omuz omuza hizmet.
Şimdi ise milletvekili. Her ne kadar "ithal vekil" olarak nitelendirilse de 22 Temmuz’dan sonra yirminin üzerinde ziyaret gerçekleştirmiş Manisa’ya. Bir de irtibat bürosu kurmuş. Türkiye’de bir ilk.
Milletvekilinin
seçim bölgesinde irtibat bürosu...
İşin ilginç olanı ise büro fikrinin yıllar önce Mengü’nün aklına girişi.
Yıllar önce bir yurt dışı seyahatinde Amerikalı bir senatörle sohbet fırsatı bulan Mengü, genç bir hukukçu ve politikayla da ilgili. Aynı zamanda meraklı. Sürekli sorular soruyor senatöre. Senatör’ün son sözleri ise Mengü’nün aklına kazınıyor yıllarca...
"Genç bir politikacısın" diyor senatör, "Seçildiğin yer başkentten uzaksa mutlaka bir irtibat bürosu kur. Vatandaş sana ulaşamazsa sorun yaşarsın. Politika vatandaş için yapılır. Halk sana ulaşmalı."...
Kader bu ya... Genç politikacı ileride milletvekili oluyor.
Hatta neredeyse yaşamın sonbaharında.
Ama o eski anı var ya... Hani Amerikalı senatörden kalma, bir şimşek gibi çakıyor beyninde sevilen vekilin... Seçimlerin hemen ardından Manisa’da bir irtibat ofisi kuruyor. Dert dinliyor, koşturuyor. Sorunlara çözüm üretmeye çabalıyor.
Hepsinden önemlisi "halkın vekili" olmaya çalışıyor.
Amerikalı senatörün öğüdünün üzerinden neredeyse 30 yıldan fazla geçmiş. Ama yaşam da bu işte! Hep sürprizlere gebe! Peki ya diğer vekiller? Vatandaşlar genelde vekiline ulaşamamaktan şikayetçi ya. Örneğin, Ankara’ya gönderilen vekillerin birkaçı bir araya gelip irtibat büroları kursa.
O bürolarda çözüm üretilse...
Kimbilir? Biz savı ortaya atalım da...
Şehit babasının siyasetçiye tepkisinden ders gerekmez mi
Kuzey Irak’taki operasyon sürpriz bir şekilde noktalandı.
Mehmetçik zorlu kış şartlarında adeta bir destan yazdı. Sırtında yükler, adam boyu kar ve eksi 20 derecelerin üzerinde soğuk.
Ona rağmen Mehmetçik görevini yaptı.
Tabii bu arada ocaklara düşen ateş, yani şehit haberleri de yürekleri dağladı.
Belki yetmiş milyon aynı acıyı yaşadı ama şehitlerin evlerinde, yakınlarında, ailelerinde ayrı bir hüzün vardı tabi ki.
Geçen hafta İzmir’e ve Salihli’ye de ateş düştü. Önce Gürcan Ulucan Üsteğmen, Serkan Çakal Üsteğmen, sonra Astsubay Üstçavuş Ahmet Deniz Varol.
Şehit Üsteğmen Gürcan Ulucan’ın İzmir’deki cenazesine katılanlar arasında MHP Grup Başkan Vekili, İzmir Milletvekili ve eski Ulaştırma Bakanı Oktay Vural da vardı.
Başsağlığı dileyen Vural, şehit üsteğmenin astsubay emeklisi olan babası Özcan Ulucan’ın tepkisiyle karşılaştı: "El kaldırarak, onaylayarak bu işler böyle gitmez. Kendinize gelin. Ne olur kendinize gelin. Başka bir şey demiyorum."
Bir yanda Türkiye’nin geleceği açısından önem taşıyan bir terör mücadelesi, bir yanda türbanla başlayan gerginlik ve çatışmalar.
İşte İzmir’deki şehit cenazesinde acılı babanın tepkisi ile büyüyen "halkın sesi".
Dikkate alınması gerekli bir gelişme.
Gözlerden kaçan bu ayrıntıyı tepkinin odağındaki isim Oktay Vural’a sordum. İşte Vural'ın yanıtı: "Yüreği yanmış bir baba ne diyebilir ki. Milletvekilinden talebi var, talepten öte beklentisi var MHP’den. Devletin bütün yetkililerinin içerisinde bana ismen hitap ederek nasıl bir beklenti içinde olduğunu dile getirdi. Kucaklaştık. Biz şehit cenazelerinde hep olduk. Bu konuda eleştiriler de aldık. Ama MHP, vatandaşlarımızın bu beklentilerini dile getirecek muhalefet anlayışı içinde mücadelesini sürdürüyor ve sürdürecek."