Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2007 20:13
Alman Tunstall firması tarafından geliştirilen bir cihaz sayesinde "unutkanlık hastalığı" olarak bilinen alzheimerlılar, artık kaybolmayacak.
İkinci Bahar Yaşlı Bakım Merkezi Genel Müdürü Şefik Güven, Alman firmanın yöneticisi Gregor Hölting ile iş birliği yaptıklarını ve cihazı Türkiye’ye getireceklerini söyledi. Güven, "Alzheimer olan yaşlılarda en büyük sıkıntı kapıyı açıp sokağa çıkması ve kaybolmasıdır. Bu teknoloji sayesinde CPS sistemli bir telefonu taşıdığı sürece kaybolma riski sıfır" dedi. Güven, şöyle anlattı;"İzmir’de 450 bin kişinin 65 yaş üzeri olduğunu düşünülürse, bu kesimin hem evlerinde, hem de sokakta emniyetli yaşamı bu sistemle desteklenebilir. CPS’li telefon sistemi Avrupa’da çok yaygın. Yaşlılar için herhangi bir problem yaşandığı andan itibaren, telefondaki acil yardım sistemi sayesinde otomatik acil yardım merkezine bağlanacak ve kişinin nerde olduğu tespit edilecek. Düğmeye basmamışsa bile CPS’li cep telefonu taşıyan kişinin yeri sürekli takip edilebilecek."
FİYAT 600 EUROAlman firmanın yöneticisi Gregor Hölting, Alzheimerlı hastaların sosyal yaşama katılmaları için sokaklarda emniyetli ve sağlıklı yaşayabilecekleri bir teknoloji ürettiklerini söyledi. Hölting, "Evinin yerini unutan, sıkıntı yaşayan hastalarımızın sorunu bu sistemle çözülüyor. Sistemin yaklaşık olarak 600 Euro bedeli var" dedi.
Çocuk gördüğünü uygularDOKUZ Eylül Üniversitesi Yardımcı Doç. Dr. Psikolog Işık Gürşimşek, çocukların doğumlarından itibaren geçirdikleri aşamaları sıralayarak, anne ve babaların çok zorlandıkları noktaları anlattı. Gelişim aşamasında çocukların her evrede, özellikle ebeveynlerin yardımına gereksinimi olduğunu belirterek anaokulundaki 4-6 yaş grubunun eğitim açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Gürşimşek, "Çocuklar ne görürlerse onu yaparlar" dedi. Işık Gürşimşek, "Çocuklar 4-5 yaşlarında girişimciliğe başlarlar. Yani ’en iyi resmi ben yaparım, en hızlı ben koşarım, en yaramaz benim" dedikleri dönemdir.
Anne adaylarına sigara uyarısıİZMİRLİ Kadın Doğum Uzmanı Dr. Ömer Sudekan, anne adaylarını sigara ve alkol konusunda uyardı. Sigaranın solunum yetmezliğine, alkolün ise bebekte zeka geriliğine neden olduğunun altını çizen Sudekan, şunları söyledi; "Hamile kaldığınız andan itibaren, gebelik süresince yediğiniz ya da soluduğunuz hemen hemen herşey bebeğinize geçer. Bu süreç, gebe kaldığınız anda başlar. Doğmamış bebeğinizin (embriyo) dış etkenlerden en çok zarar görebileceği dönem kollar, bacaklar, eller, ayaklar, karaciğer, kalp, cinsel organlar, gözler ve beyin gibi başlıca vücut bölümlerinin oluşmaya başladığı hamileliğin ilk iki ayıdır. Sigara ve alkolün çok sakıncalı olduğunu unutmayın."Tiryaki annelerin gebelik sırasında sigara kullanması halinde bebeğinn doğum ağırlığının belirgin bir biçimde düştüğünü, organ gelişimlerinde gerilik, enfeksiyon hastalıklarına dirençsizlik görülebildiğini anlatan Dr. Sudekan, "Başkalarınının içtiği sigaranın dumanını solumanız (pasif içicilik) bile bebeğinizi etkileyebilir. Sigara içilen yerlerden uzak durun ve çevrenizdekileri sizin yanınızda sigara yakmamaları için uyarın. Gebe kalmadan önce içiyor ve hala bunu sürdürmekte iseniz, şimdi bırakma zamanı. İşin dahası da var; doğuma kadar değil, sonsuza kadar bırakmalısınız. Sigara içilen evlerde büyüyen çocukların bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde kulak enfeksiyonları artar."