Adaletsizliğe hiç teslim olmadılar

Güncelleme Tarihi:

Adaletsizliğe hiç teslim olmadılar
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2008 00:00

Bosna Savaşı’nda 200 binden fazla Boşnak öldürüldü. Kalpleri Türkiye ile bir atan Boşnaklar, Türkiye’ye "Annesini hiç görememiş bir evládın hasreti" ile baktı.

"Bosna bir sudur. Köprüsü yok. Sevginin köprüsü yıkık, Balkanların güneyinde. Bosna bir sudur. Rengi boşnak gelinlerin gözleri" böyle diyor şair, gazeteci Şennur Sezer.

Bosna Hersek’te yaşayanlar tek kelimeyle kusursuzu oynarlar. Sanıldığının aksine hepsi sarışın ve mavi gözlü değildir. Ancak duru beyaz tenleri ve sıcak bakışları insanı adeta büyüler. Bu coğrafyada yaşayan ve savaslar, katliamlar görmüş insanların çocukları içlerindeki safiyetle güzelleşiyorlar... Vakur ve mağrur olmalarının sebebi ise yetişme ortamlarından kaynaklanıyor... Sadece Bosna Savaşı’nda 200 binden fazla Boşnak, Boşnak olduğu için öldürüldü. Boşnaklar Bosna Savaşı sırasında Osmanlı mirası Mostar Köprüsünü yıkacak tankların önüne kendilerini attılar, mağdur olduklarını, mazlum olduklarını bir gün dahi söylemediler.

TÜRK OLDUKLARI İÇİN

Savaş boyunca Boşnaklar "Türk oldukları" için öldürüldüler. Ama bir gün bile "Türk değiliz" demediler. Dilinden, dininden ve kimliğinden hiç bir taviz vermediler. Savaş sırasında takati kalmayan anneler çocuklarını kucaklayıp Saraybosna’nın merkezindeki gökdelene çıkıp kendilerini boşluğa bıraktılar, ama adaletsizliğe ve kadere teslim olmadılar. Saraybosnalılar, onlar atlarken gökdelenin önünde saygı ile durdular, ama hiç bir zaman ne kaderden ne de düşmandan korktular. Kalpleri her zaman Türkiye ile bir atan Boşnaklar Türkiye’ye her zaman "annesini hiç görememiş bir evládın hasreti" ile baktı.

TÜRKİYE’DE KAÇ BOŞNAK

Çünkü şunu hep bildiler, Aliya İzzetbegoviç’in Ankara’da önemli bir siyáset adamına yönelttiği "Türkiye’de kaç Boşnak var" sorusuna aldığı cevap doğruydu: 70 milyon. Savaştan sonra geleneklerin bir çoğu değişmiş. Dernekler bu gelenekleri sürdürmek için çalışmalarını sürdürüyor. Bugün İzmir’de dillerini ve geleneklerini halá unutmayan 200 bin kadar Bosnalı yaşamını sürdürüyor. Boşnaklar sakin insanlar. En güzel kahveyi, en tatlı baklavayı, en az yağlı ancak en güzel böreği yaparlar. İlahiler mevlütler, hatim indirmeler, cenaze törenleri, yemekleri, ezgileri hala yaşıyor.

Sıcakkanlı insanları var

Küçük Çiğli Boşnak Derneği Başkanı Salih Babaoğlu, İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Keser, Hakan Düzdemir, Dernek Kurucu Başkanı Reşat Gençtürk, Yönetim Kurulu üyeleri Serdar Gök, Gökmen Katipoğlu, Umut Erdoğan, Kadri Kıran, Küçük Çiğli Boşnak Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ramiz Babaoğlu ve İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Cemal Şenel, "Bosna birbirinden güzel şehirleri ve sıcak kanlı insanları ile Türkiye’deki vatandaşları bekliyor" diyorlar.

Nüfus cüzdanI almadan konut sahİbİ oldular

Türkİye’ye kendisi 6 aylıkken çok zor şartlar altında geldiklerini büyüklerinden dinlediğini belirten İzmir Bosna Hersek Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cemal Şenel, "Türkiye’de 6 ay komşularımızın yanında barınmışız. 3 yıl içinde komşularımızın desteği ve imece usulü ile babam ev sahibi olmuş. Annem mum ışığı tutmuş, babam duvar örmüş" diyerek, ev sahibi olma tutkularını dile getiriyor. Şenel, Boşnak geleneğine göre evin çatısı kapanmadan çatıya mutlaka törenle bayrak asıldığını, imece usulü ile temel atılırken de kurban kesildiğini söylüyor.

SIRPLININ VEFASI

Şenel, 1989 yılında Türkiye’ye gelen 10 kişiden 8’inin 2 yıl içinde kendilerine ev yaptığını da belirterek, "Boşnaklarda kirada oturmama alışkanlığı var. Ev sahibi olmak Boşnak için çok önemlidir. İnsanlar nüfus cüzdanı almadan, eş, dost yardımıyla çalışıp arsa satın alarak ev sahibi oldular" diyor ve Boşnakların devletin hazinesi üzerinde ev yapmadıklarına dikkat çekiyor.

Şenel, en son 2003 yılında Bosna Hersek’de doğduğu evi ziyaret ederken, yaşadığı bir anısını da şöyle anlatıyor: "1961 yılında bir Sırplı vatandaşa sattığımız evin bahçesinde dedemin mezarı hala yerinde duruyordu. Evimizi sattığımız Sırplıya mezarın durmasından duyduğum memnuniyeti belirttiğimde, (Bize bu mezarlık satılmadı, emanet edildi. Ben ölene kadar bu mezara bakmakla yükümlüyüm) demesi beni çok duygulandırmıştı."

SADRAZAMLAR

İzmir Bosna-Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Umut Erdoğan da, Boşnakların, Osmanlı İmparatorluğundan bu yana, Türk kültürüne ve Türk devletine büyük hizmetleri dokunan ünlü kişiler yetiştirdiğini belirtiyor ve "Boşnaklar arasında Osmanlı İmparatorluğunda sadrazamlığa kadar yükselmiş olan Sokullu Mehmet Paşa gibi 52 vezir bulunuyor. Malkoçoğlu Bosnalı bir Akıncı sülalesindendir" diyor.

Derneğin Kurucu Başkanı Reşat Gençtürk de, Boşnakların, vizyon ve yaratıcı kişiliğe sahip insanlar olduğunu belirtiyor ve "Yaşadığı topraklara, bayrağına ve yönetim sistemine bağlı bu insanlar isyan etmemiş bir toplumdur. Ancak sayıları milyonlarla ifade edilen bu kişilerin bir statüsü yok. Herkes kendi işini kendisi yapıyor" diyerek, sıkıntılarını dile getiriyor.

MİSAFİR İÇİN VAR

Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Gökmen Katipoğlu da, Boşnakların çok misafirperver olduğuna dikkat çekerken, "Evinde 5 kuruş parası olmazsa bile borç harç bulur. Misafirini doyurur. Boşnak kadınlar misafir için çok az malzeme ile yoktan var eder, elinden geleni yaparlar" diyor. Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Murat Keser de, Boşnakların birlik ve beraberlik içinde kollektif yaşam anlayışını paylaşma özelliğini anlatırken, kendisinin de 20 kişilik bir aile olarak bir bahçe içindeki avlu evlerde kardeşleri, gelin ve damatlarıyla birlikte oturduğunu söylüyor. "Bütçe havuzumuz bir" diyen Keser, bu paylaşımın altında kültür,ahlak ve inancın yattığını dile getiriyor.

Kahvenin hatırı ömür boyu sürer

BoŞnak kahvesinin hatırı bir ömür boyu sürer. Herkesin kahvesi özeldir, cezveleri ayrıdır. Cezveler özel bakırdan yapılmıştır. Bu bakır cezveler normal ateşte değil, odun ateşinde kahveyle buluşur ki işte o zaman benzersiz lezzet çıkar ortaya. Kahvenin doyumsuz tadına ulaşabilmek için Boşnak kahvesine şeker konulmaz. Kahve sadedir, mis kokusu ve damak tadı uzun süre hiçbir yere kaybolmaz.

Kahvenin en yakın dostudur lokum. Lokum ağızda erirken, kahvenin lezzetiyle muhteşem bir birliktelik çıkar ortaya... Boşnak kahvesinin Boşnakların hayatında vazgeçilmez bir yerde olmasının sırrı da buradadır işte. Güne kahveyle başlamak, özel bir iş yapmış olmak demektir. Misafirliklerde kahve ikram etmek, "sana ne kadar değer verdiğimin en güzel göstergesini sunuyorum’’ manasını taşıyor..

O bir Bosna Hersek neferi

Bosna Hersek, Fahri Konsolos Ahmet Kemal Baysak’ın hayatında her zaman ayrı bir yer tuttu. Savaş sırasında sanayici kimliğiyle yüzlerce Bosna Hersekliğe ev sahibliği yaptı... Barınak yiyecek ve iş sağladı...

Savaş sırasında eşiyle birlikte Bosna Hersek’e giden ender kişiler arasında yer aldı.Savaş’tan sonra Bosna Hersek’in fahri elçisi ve temsilcisi olarak çalıştı ve bir ilk gercekleşti...

Kemal Baysak’ın Bosna Hersek’e yardım ve katkılarından ötürü, Bosna Hersek hükümeti meclisinde aldığı bir karar ile dünyada ilk ve tek olarak Kemal Baysak’ı, Bosna Hersek’in fahri konsolosu olarak kabul etti..

Baysak yine bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’de bulunan Bosna-Hersek derneklerini bir çatı altında topladı ve Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanlığı’na seçildi. Şimdi Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri’nin onursal başkanlığını yapıyor.

Baysak ayrıca Bosna Hersek’ten, Makedonya’dan Kosova’dan gelen yüzlerce üniversiteli öğrenciye burs veriyor, çeşitli yardımlarda bulunuyor.

Bosna, Türkiye’yi hep yanında istiyor

BoŞnak börekçisi Ayşe Karadan da, işdamlarının Bosna’ya gitmesini tavsiye ediyor ve şunları söylüyor: "Srebenitza soykırımının onuncu yıldönümünde gittiğimizde, oradakiler şunu diyorlar: Buradaki camilerimiz savaşta yok oldu. Osmanlı camileri. Şimdi Araplar gelip yapıyorlar. İşyerlerimiz dükkanlarımız yok oldu. Batılılar gelip yapıyorlar. Biz onları seviyoruz ama Türkiye’den insanımız gelsin onlar inşa etsin istiyoruz. Yaşlı bir kadın şöyle söylemişti: Oğlum, Türkler gelsin de beş kat fazla ödeyelim. İşadamlarına çok açık bir davet bu. Kesinlikle. Siyasi ve kültürel münasebetler ticari sahada taçlandırılmalı. Hem devlet hem sivil kuruluşlar mesela KOBİ’ler bağlantı kurmalı." Karadan, Boşnak gelenek ve kültürünün özelliklerini ise şöyle özetliyor: "Kızların eğitimine çok önem verilir. Aileler evlendikten sonra bile çocuklarına müdahele edilir. Çok serinkanlıdılar. Kolay kolay ajite olmazlar. Boşnaklar çalışkandır kadın ve erkeği farklı görmezler onlar için her iki cins de insandır ve evet kadınlar daha belirleyici ve söz sahibidir.

KAHVE YANDAN ÇARKLI

Yardımlaşma ve paylaşım esastır, boşnak böreği süperdir. Boşnak kızları çok güzel, ince uzun, sarışın ve havalıdır. Tüm dünya üzerinde kadınları karakteristik olarak "sabırlı-gururlu"dur. Kahveler yandan çarklı içilir. Boşna mutfağı börekleriyle meşhurdur. Böreğe Pita denir. Ayrıca maslanica, uştipak, kolaç, polaçinka, zelanik, pirjan , potoplika ve mantının yanı sıra kurutulmuş (suho-meso) Kuru etimiz meşhurdur.’’

Mostar Köprüsü’nden atlayış

Bosna-Hersek’te Türklerin yaptığı diğer bir usulde evlenme çağına gelmiş genç erkekler, bazı düğün alaylarında güç gösterisi ve cesaretlerini göstermek için Mostar Köprü’süne çıkarak suya doğru atlarlar. Evlenecek genç köprüye çıkar. Mostar Köprüsü’nün yüksekliği ve suyun akıntısı ise insanı ürpertir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!