Acil vakaların 3’te 1’i panik atak

Güncelleme Tarihi:

Acil vakaların 3’te 1’i panik atak
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2015 13:26

İzmir Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Tarkan Amuk, kalp hastalıkları ile panik atağın çok benzer bulgular içerdiğini belirterek, "Kalp krizi geçirdiğini sanarak bize gelen 3 hastadan 1’i panik atak çıkıyor" dedi.

Haberin Devamı

Panik atak rahatsızlığının göğüste sıkışma, ağrı, nefes darlığı hissi gibi şikayetlerle belirti verdiğini ifade eden Uzman Dr. Tarkan Amuk, kişilerin bu korkuyla toplu alanlara giremediğini, ulaşım imkanlarını kullanmamaya başladığını ve içine kapandığını ifade etti. Amuk, "Panik atak, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri olarak tanımlanıyor. Hastalarda çoğu zaman ’kriz’ adını verdikleri nöbetler aniden başlıyor, giderek şiddetleniyor ve şiddeti 10 dakika içinde en yoğun düzeye çıkıyor. Göğüste sıkışma, nefes darlığı, göğüs ağrısı, terleme tipik panik atağın bulgularından. Bunlar kalp krizinde ve kalp damar hastalıklarında gördüğümüz sıkıntılardandır" dedi.

Acil vakaların 3’te 1’i panik atak



Acil servise göğüs ağrısıyla başvuran her üç hastadan birinin aslında panik bozukluğu hastası olduğunu kaydeden Tarkan Amuk, "Panik bozukluğu tanısının konabilmesi için, panik ataklarının beklenmedik anlarda ve beklenmedik biçimde ortaya çıkması gerekmektedir. Örneğin yılan korkusu olan birinde yılanla karşılaştığında ortaya çıkan panik atağı panik bozukluk değildir. Kişinin koştuğu ya da herhangi bir şeye sinirlendiği zaman ortaya çıkan kalp atımında hızlanma ya da yüz kızarması gibi doğal tepkiler bir panik atak değildir. Bize kalp krizi şüphesiyle gelen hastaların 3’te 1’inde panik atak olduğunu gördük" dedi.

Yoğun iş temposunun bu hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynadığını belirten Dr. Tarkan Amuk, "Hasta, kalp krizi geçirebileceği ya da ölebileceği korkusu yaşayarak asansör, cami, metro, uçak, büyük mağazalar gibi kapalı yerlere girememeye ve araç kullanamamaya başlıyor. Seyahate çıkamıyor, hekim veya hastane bulunmayan tatil yörelerine gidemiyor, toplu taşıma araçlarından uzak duruyor. Hatta boğulacağını düşünüp yemek yiyemez, sevdiklerine zarar vereceğini düşünerek kendini onlardan soyutlayabilir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada hastaların yüzde 62’sinin kadın olduğu bildirilmiştir. Boşanmış ya da ayrı yaşayan kişilerde daha fazla izlenmektedir. Ortalama başlangıç yaşı 25-30 civarı olmakla beraber ilk başlangıç 15-24 yaşlar arasında en yüksek olurken ikinci başlangıç yaşı ise 45-54 yaşlar arasında ulaşmaktadır" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!