Güncelleme Tarihi:
Yaklaşık 6 asır öncesinin mimarisiyle yapılan köprünün günümüz mimarisiyle yapılan restorasyon sırasında yıkılması akıllara ’bir ihmal mi var?’ sorusunu getirirken, yüklenici firmanın yönetim kurulu başkanı Abdurrahman Çabuk, köprünün ayağını tutan zemindeki su bitkileri nedeniyle fark edilmeyen çatlak ve heyelandan yıkıldığını ileri sürdü. CHP Karacasu Belediye Başkanı Mustafa Büyükyapıcı ise bu işten Karayolları ve yüklenici firmanın başının çok ağrıyacağını belirterek, "Mahkemeyle ve bilirkişilerle uğraşılan sorunlu bir döneme girileceğini düşünüyorum" dedi.
2’NCİ MURAT DÖNEMİNDE YAPILDI
1426 yılında padişah 2’nci Murat tarafından Tavas yolu üzerinde dönemin kervan ve ticaret yolunu Dandalaz Çayı üzerinde birbirine bağlamak için kurulan köprünün bazı kemer taşları zamanla düştü. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ile yapılan yazışmalar sonrasında İzmir Karayolları 2’nci Bölge Müdürlüğü’nün restorasyon için üniversiteden bir profesöre hazırlattığı proje ihaleye açıldı.
Anıt eser olarak tescilli ve koruma altında olan köprünün restorasyon ihalesini o dönemde Ak Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı olarak görev yapan ve 7 Haziran’daki genel seçimler öncesinde milletvekili adaylığı için görevinden ayrılan Abdurrahman Çabuk’un yönetim kurulu başkanı olduğu Çabuk İnşaat Mimarlık ve Mühendislik Şirketi aldı. Yüklenici firma 2014 yılının Eylül ayı başlarında Antiochia Afrodisias ile devamındaki diğer antik beldeler arasında önemli bir geçit olan köprüde restorasyon çalışmalarına başladı. 120 ton çelik kullanılarak askıya alınan köprü, geçen 30 Ocak’taki restorasyon çalışmaları sırasında yıkıldı.
Restorasyon sırasında 20’ye yakın işçinin çalıştığı köprünün mesai saatinin bitiminden kısa bir süre sonra yıkılması olası bir faciayı önledi. Yıkılan tarihi köprüde Karayolları, Aydın Müze Müdürlüğü ve İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu inceleme yapıp, ’heyelandan yıkıldığına dair’ rapor tuttu.
Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Aydın Valiliği’ne geçen şubat ayında konuyla ilgili bir bilgi notu gönderdi. Bu notta köprünün yağışlardan sonra heyelan sonucu hasar gördüğü belirtilip, alınacak tedbirler için şu ifadelere yer verdi:
"Hasar gören iskelenin sökülerek mevcut sağlam kemerin askıya alınması suretiyle sabit hale getirilmesi, su akım kesintisini daraltan iskele, moloz gibi malzemenin dere yatağından kaldırılarak, kurulumuzca uygun projelerle iskelenin tekrar yapılabileceğine karar verilmiştir."
"TEKNİK BİR HATA MI VAR BİLEMİYORUZ"
Tarihi köprünün hemen yanında pansiyon işleten emekli öğretmen Şükrü Elmas, köprünün yıkılması nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek, şunları söyledi:
"Köprünün restorasyonu sırasında teknik bir hata mı yapıldı bilemiyorum. Ancak, köprüyü ortadan ayırdılar. Ama bir kış günüydü çok kar yağdı, yağmur yağdı bundan mı kaynaklandı onu da bilmiyorum. Bir ay kadar önce 80 yaşlarında bir turist çift geldi, bana ’Bu köprü yapılırken demir ya da çimento kullanılmamış. Siz, tadilat yaparken mi bu köprüyü yıktınız?’ diye sordu. Bu çok zoruma gitti. Hala bunu kabul edemiyorum ve o laflarına çok üzülüyorum. Bu köprünün yeniden yapılmasını Karacasu için, Afrodisias için istiyorum."
"KARAYOLLARI VE MÜTEAHHİTİN ÇOK BAŞI AĞRIYACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR"
Yüze yakın koruma altındaki ev ve sokağı bulunan ve antik kent Afrodisias’ı da sınırlarının içinde bulunduran Karacasu’nun CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Büyükyapıcı, köprünün büyük ölçüde hasar görmesiyle birlikte tarihi dokunun da yok olduğunu söyledi. Başkan Büyükyapıcı, şunları söyledi:
"Restorasyon çalışmaları başladığında köprünün altına iskele ve ayaklar kuruldu. Güzel dayanıklı iskeleler yapıldığını düşünüyorduk. Ancak, bunun teknik özelliklerini bilmeyiz tabii ki. İhaleyi alan müteahhit uğraşıyordu. Daha sonra gelen kar ve yağmur sularıyla iskeleler çöktü, köprü yıkıldı. Tek tek en küçük taşına kadar numaralandırılıp saklanan köprümüzün birçok taşı alta çökerek belki de sel sularıyla kaybolarak büyük bir hasar aldı. Bu da sanıyorum bazı sorunları beraberinde getirecek. Çünkü koruma altındaki bu tür tarihi dokuların bir tek taşına bile bizim zarar vermeye hakkımız yok. Yaptığımız işlemlerden bile birçok soruşturma geçiriyoruz. Sanıyorum müteahhidin ve Karayolları’nın bu konu ile ilgili çok başı ağrıyacak gibi görünüyor. Hala burada bir hamle yok. Mahkemeyle ve bilirkişilerle uğraşılan sorunlu bir döneme gireceğimizi düşünüyorum."
"HATASI YOK HEYELAN NEDENİYLE YIKILDI"
Tarihi köprünün dere yatağında bulunan bir ayağının üzerinde durduğu zeminde, restorasyon çalışmalarına başlanmadan daha önce heyelan nedeniyle çatlaklar oluştuğunu belirten yüklenici firma Çabuk İnşaat Mimarlık ve Mühendislik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Çabuk, köprünün yıkılmasında proje ve firma hatası olmadığını öne sürdü. Köprünün her an çökebilecek vaziyette olduğunu ileri süren Abdurrahman Çabuk, şunları söyledi:
"Köprü zaten yıkılmış gibiydi. Bir ayağı yoktu. Her an göçebilecek vaziyetteydi. Köprünün Karacasu tarafından heyelan nedeniyle 30 metre boyunda, 15 metre yüksekliğinde ve 5 metre genişliğinde bir parça koptu ve iskelenin ayağını ezdi. Heyelanla birlikte köprünün ayağının oturduğu zemindeki çatlak da ortaya çıktı. Köprünün ayağının oturduğu zemin üzerindeki su bitkilerinin kalkmasıyla ortaya çıktı. Daha önce can güvenliği nedeniyle buna bakılamıyordu. Öncesinde bu durumdan haberdar değildik. Bu durum, dere zeminin yapısını zamanla aşındırmış, kopmuş ve dolayısıyla köprünün de ayağını götürmüştü. Vaktiyle biz, köprüyü yeni baştan askıya aldık, altına iskele kurduk. Köprünün hasar gören yerini restore etmek isterken dışındaki zeminde heyelan oldu. Zeminin heyelan yapma riski devam ediyor. Yeni baştan daha geniş kapsamlı bir projeyi gerektiriyor. Bu nedenle çalışılamıyor, dolayısıyla iş tasfiye edildi. Biz 30 Ocak 2015 tarihi itibariyle devreden çıktık."
ASLINA UYGUN OLARAK YENİDEN YAPILACAK
Köprü restorasyonun bu haliyle riskli olduğunu bu nedenle yıkılıp yeniden aslına uygun olarak yapılması gerektiğini Anıtlar Kurulu’na kabul ettiremediklerini açıklayan İzmir 2’nci Bölge Müdürlüğü’nden bir yetkili, proje ve firmanın herhangi bir kusuru olmadığı göüşünü savundu. Yetkili yeniden proje hazırlandığını belirterek şu bilgileri verdi:
"Biz proje yaparken gerek proje müdürlüğümüz gerekse karayolları bölge müdürlüğü yetkilileri gerekse Ankara Genel Müdürlüğü olarak Anıtlar Kurulu’na şöyle bir öneride bulunduk: ’Bu köprünün mevcut haliyle onarımı çok zor ve büyük risk taşıyor bunun için bu köprüyü komple yıkalım. Taşlarını tek tek numaralandıralım, aynı taşları tekrar yerinde kullanarak köprüyü yeniden aslına uygun olarak inşa edelim’ dedik ama biz bu önerimizi kurula maalesef kabul ettiremedik. Bu konuda yazışmalarımız da var. Kurul ısrarla ’yıkmadan bu haliyle tamir edin’ dedi. Biz de bunun üzerine bir üniversite profesörüne özel bir proje hazırlattık. Köprünün altına giremiyoruz, girip altına iskele kuramıyoruz, yan tarafında iskeleyi kurduk ve daha sonra iskeleyi sürerek köprünün altına getirdik. Köprüyü sağlama aldık ve çalışmaya başladık. Daha sonra yağışlar nedeniyle heyelan oldu ve maalesef hem kurduğumuz iskele hem de köprünün kendisi yıkıldı. Yani bizim en başta gördüğümüz risk gerçekleşmiş oldu. Şimdi yeni bir proje hazırlatıyoruz. Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunu ikna edemediğimiz için kalanını da yıkıp tekrar aslına uygun olarak yapacağız."