Güncelleme Tarihi:
LONDRA 2012’de ülkemizi temsil ederek üst üste 3 olimpiyata katılan ilk İzmirli sporcu olan diskçi Ercüment Olgundeniz, hayal kırıklığı yaşadığı organizasyon dönüşü, “Ben pes etmedim. 2016 Rio’da da varım” dedi. Geçtiğimiz mayıs ayında kendine ait Türkiye Rekoru’nu 61 santimetre birden geliştirip, 67.50 metreye taşıyan “Avrupa Şampiyonu” unvanlı Olgundeniz, Londra 2012’de beklenmedik şekilde 60.87’de kaldı.
Şanssız bir geceydi
41 sporcu arasında 23’üncü olarak adını finale yazdıramayan 36 yaşındaki diskçimiz, o şanssız geceyi şöyle özetledi: “Dünyada yılın en iyi derecelerinden birine sahibim. Çok çalışmıştım. Beni finale taşıyacak 64 metrelik ilk 2 atışım faul gerekçesiyle sayılmadı. Üçüncü atışta garantili hareket edince performansım düştü. Rekorumu Londra’da tekrarlasam ilk dörde girecektim. Şanssızdım, çok üzgünüm.”
Madalyasız bırakmam
Çok hırslandığını, olimpiyat madalyasız kariyerini noktalamayacağını vurgulayan Olgundeniz, “Olimpiyatta 67.38’le dördüncü olan Litvanyalı Virgilijus Alekna 40 yaşında. Ben 67.50 atabiliyorum ve bunu daha da geliştirebilirim. 2012’de elendiğim andan itibaren 2016’yı düşünmeye başladım. Türk halkına söz veriyorum, o olimpiyat madalyası Rio de Janerio’da, 40 yaşında benim boynumda olacak” diye konuştu.
Başarısızlık havası yanlış
Türkiye için önce madalyasızlık, ardından tekvando ve atletizmde gelen başarılarla gündeme oturan Londra 2012’yle ilgili ilginç tespitler yapan Ercüment Olgundeniz şunları söyledi: “İnsanların, kazandığımız madalya sayısının az olmasından yakınmasına anlam veremiyorum. Yıllarca olimpiyata katılmanın bile çok önemli olduğunun vurgulandığı bir ülkeyiz. İlk kez 114 sporcuyla gittik. Bu sporcuların hepsi belli barajları aşarak katılma hakkı kazandı. Kendi dallarında dünyanın en iyileri arasına girerek Londra’ya gitti. Şimdi genel olarak yaratılan ‘başarısızlık’ havası doğru değil.”
Herkesten on adım gerideyiz
“Ülkemizde üst düzey sporcu yetişmesi zor” diyen Olgundeniz, “Eğitim sistemi, aile yapısı, maddi olanaklar bizi herkesten on adım geriye atıyor. Sporu para kazanma aracı olarak gören yeni nesil, futbol, basketbol gibi popüler branşlara yöneliyor. Madem kendimizi madalya sayısına göre sınayacağız, o zaman önce bu faktörleri düzeltmenin yollarını bulmalıyız. Sporcular daha genç yaşta olimpiyat ruhunu hissetmeli. Bize uzun vadede başarı getirecek en önemli formül, sporcu yetiştirmekte uzmanlaşan okullar ve ülkenin her noktasında açılacak kamp merkezleri olacaktır” dedi.
Ayakkabımı ben yırttım
Olgundeniz, malzeme sıkıntısı nedeniyle müsabakalara yırtık ayakkabıyla katıldığı şeklindeki haberlere tepki gösterdi. Aşil tendonundaki sorun nedeniyle ayakkabısının arkasını kendisinin kestiğini belirten Olgundeniz, “Bu haberleri Türkiye’ye döndükten sonra öğrendim. Önce üzüldüm, sonra çok güldüm. Böyle bir organizasyona yırtık ayakkabıyla gittiğimin düşünülmesi komik geldi bana. Keşke yazmadan önce bana sorsalardı. Eleştiriler bir yana, dünyanın en büyük spor organizasyonunda ülkemi ve İzmir’i üst üste üç kez temsil etmenin gururunu yaşıyorum” diye konuştu.