Güncelleme Tarihi:
Bakan Hayati Yazıcı, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Türkiye Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odaları Birliği katılımıyla İzmir’de düzenlenen Yeni Türk Ticaret Kanunu toplantısına katıldı. Swiss Hotel Efes’te düzenlenen toplantıda konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yeni kanunun tüm kesimlerin görüşleri alınarak yapıldığını, eksiklerin de zaman içerisinde giderilebileceğini söyledi. Bakan Yazıcı, “Kanun 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek. Hazırlıklarınızı ona göre yapın. Kanunun şu anki durumuna göre kaygılanmaya gerek yok. Ancak kanun da kutsal metin değildir üzerinde değişiklik yapılabilir” dedi.
Esas ölçü insan
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte esas alınan ölçünün insan olduğunu dile getiren Bakan Yazıcı, “İnsan ne yapıyorsa hangi alanda faaliyette bulunuyorsa onun rekabet gücünü arttırmak tüketicinin kaliteli ürüne erişme imkanını ortaya koymak lazım. Türkiye her geçen gün değişiyor. Dünyanın gidişine paralel Türkiye’de müteşebbisin esnaf sanatkarın özetle ekonomik hayatın bütün aktörlerinin faaliyetlerini, Türkiye’nin ekonomisinin daha da büyümesi insanın refah sürecinin artmasını sağlayarak yolumuza devam etmek istiyoruz. Parlamento abesle iştigal etmez. Durup dururken ‘Ticaret Kanunu’nu yeniden yazalım’ demez. Aynı şekilde Hükümette ‘hele hele şunu Bakanlar Kurulu kararıyla düzenleyelim’ demez. Bütün bu süreçleri gündeme taşıyan ihtiyaçlardır hangi alanda nerede ihtiyaç varsa o alanı düzenlemek hem parlamentonun hem de yürütme organının görevidir. Bu açıdan bakıldığında yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu 1957 tarihli, 55 yıllık bir kanun. Başka bir değişle Türkiye’nin ticareti 55 model bir araçla sürdürülüyor. Yamaları, bakımları, tadilatları yapıldı gidiyor. 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu üzerindeki çalışmalar bir bir devam ediyor. Parlamentoda iş dünyasının aktörlerinin de aktif bir şekilde devreye girmesi sonucu üç kanun hazırlandı. Normal prosedürü bekleseydik 1535 maddelik kanun henüz çıkmamıştı” dedi.
"Yürürlülük süresinin uzaması yararlı oldu"
Kanunun 2012 yılında çıkartılarak yürürlüğünün uzun tutulmasının faydalı olduğunu ifade eden Bakan Yazıcı, “Yürürlüğün bu kadar uzun tutulması kanunun tartışılmasını sağladı. Kanun yayınlanınca tartışma başladı, faydalı oldu. Yayınlanmadan önce kimse farkında değildi. Böylece eksikler görüldü. Bugüne kadar 13 bölgesel toplantı yapıldı. Bu toplantılara yaklaşık 6 bin kişi katıldı. 140 bin kitap bastırıldı. Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili 3’ü tüzük 20 dolayında ikinci düzenleme işi sürüyor. Bunların taslakları hazırlandı ve web sayfasında tartışmaya açıldı. İşadamlarının kanunu okumamış olması doğal ama mali müşavir, avukat ve muhasebecilerin okumamış olması doğal değil. Bu zamanı değerlendirmezseniz kanun yürürlüğe girdikten sonra prosedürleri bilmediğiniz için kamuya yaptığınız başvurularda bürokrasinin önünde dosya biriktirmiş olursunuz. Bu işlemlerde maliyet yüklemeniz demek. Bu da rekabet gücünüzü önemli ölçüde düşürür” diye konuştu.
Yeni Türk Ticaret Kanunu için 13 ilde yapılan toplantıların tartışma yaratacak ve yanlış anlamaya neden olacak alanları ortaya çıkarttığını belirten Bakan Yazıcı, “Bu tartışmalar başladığında bana sorulduğunda ‘henüz haklı bulduğum nokta yok’ demiştim ancak eliyoruz, eleğin üzerinde kalanlar teklif düzeyinde çalışılıyor. Hem Adalet Bakanlığı hem de benim bakanlığımda sonra da tasarıyı hazırlayan uzman kurulda da müzakere edecek. Umarım, siyasi parti gruplarıyla ittifak sağlar bir çırpıda Meclis’ten geçirmeyi sağlarız” dedi.
Ticaret erbabının otobanı
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu “Ticaret erbabının otobanı” olarak nitelendiren Bakan Yazıcı, “Nasıl ki ulaşımda araçların sağlıklı güvenli seyretmeleri için otobanlar oluşturulmuşsa bu kanun da bir anlamda güvenli hızlı seyretmesini sağlayan bir otoban, ticaret erbabının otobanı. Bunu böyle göreceksiniz. Bütün faaliyetlerin merkezinde insanı esas alan bir yönetim anlayışına sahibiz. İnsanımızın rekabet gücünü arttırmak, sahip olduğu şirketi sermaye denetim açısından daha güçlü hale gelmesini sağlamak, şeffaflık durumunun hakim olduğu bir ortamda faaliyetini sürdürmesini sağlamak. Bu düzenlemeyi insanımız zarar görsün, rekabet gücü gelir düzeyi azalsın diye yapar mıyız? Daha fazla kazansın kayıt dışılık azalsın. Bütçede kayıt dışılığı ne kadar azaltırsak kayıtlı olanların vergi yükünü o kadar azaltırız. Kayıt dışı olanların fazlalığı yüzünden vergi verenlerin üzerindeki yük fazla. Biz bütün süreçleri kayıtlı hale getirirsek vergi yükünü taşıyanların yükünü azaltmış oluruz. Kanunla birlikte vergi yükümlülüğü açısından adalet getirilecek” diye konuştu.
Geri adım sinyali
Kanundaki birtakım yeniliklere değinen Bakan Yazıcı, yeni kanunla birlikte 30 ceza türü bulunduğunu, bunların çoğunun ön ödemeli olduğunu, para cezası ve hapis cezaların da bulunduğunu, şirketlerin büyüklüklerine göre kategorik olarak denetleneceğini söyledi. Kanunla birlikte en çok tartışmaya konu olan ortakların şirketten para alamamalarına değinen, Bakan Yazıcı, “Niye alsın?” sözüne salonda bulunan bazı katılımcılar “Niye almasın ki” diye tepki gösterdi. Bakan Yazıcı, “1 ay seyahate çıkmak şirket faaliyetinle alakalıysa zaten harcırah verecekler gideceksin. Ama şirket faaliyetiyle alakalı değil tatil yapmak istiyorsan onu özel kasanla yapacaksın. Geçmişte batan bankaların yükünü hepimiz ödedik. Niye battı, ‘benim bankam istediğim gibi harcarım’ diyenlerin fiilleri yüzünden battı. Özel ihtiyaçları, araba, çocuğun düğününü, tatil ihtiyacını özel kasandan harcayacaksın, öyle yapman lazım. Siz bu şirketin mal varlığını ‘dilediğim gibi kullanırım’ derseniz ortağınız varsa ona haksızlık yapıyorsunuz, şirketten alacakları olan varsa ona karşı da avantajlı hale geliyorsunuz. Bu da haksızlık. Şirket ortağının, şirketin gelirini dikkate almak suretiyle, kar payı dağıtılma zamanı gelmeden önce para kullanma ihtiyacı varsa kar payı avansı kullanmasına imkan sağlayacak bir düzenlemeyi gerçekleştireceğiz. Kar payı avansı. Sonuçta şunu söyleyeyim, Türkiye’de tüm iş dünyası, ‘yahu bu şirketler bizim, alalım, verelim’ derse, ‘burada oturur, kalkarız’ derseniz O zaman biz ‘ne yapalım madem herkes böyle diyor böyle olsun’ deriz. Ama bu doğru değil. Onu da söyleyeyim. Belki burada büyük küçük şirket ayrımı olabilir. Ama bu doğru değil. Şirketlerin şeffaf duruma gelmesi lazım. Bilinir olması lazım” dedi.
Bakan Yazıcı, kanunun şirketlere internet sitesi kurma yükümlülüğü getirdiğini, bunun 1 Temmuz 2013’te yürürlüğe gireceğini de sözlerine ekledi.
Hisarcıklıoğlı'ndan destek
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ise yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte sabah dükkan açıldıktan akşam kapatılana kadar geçen süredeki bütün faaliyetlerin değişeceğini dile getirdi. TOBB’un Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun destekçisi olduğunu ancak çekincelerini de ortaya koyduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Biz yıllardır başarılarımızı anlatıyor, yeni bir ticaret kanunu istiyorduk. ‘Para istemiyoruz pul istemiyoruz, futbol oynayacağımız sahayı rakiplerimizle eşit hale getirin’ dedik. 1535 madde bütün isteklerimizi kapsıyor, devrim niteliğinde bir yasa. Tamamen yanındayız. Müthiş bir başarı hikayesiyle, birlikte hareket etmenin bereketiyle tam 3.5 günde çıktı. Yürürlük tarihini uzun koyarak ve bizim de katkı sağlayabilmemiz için bizlerin bu kanundaki çekincelerimizi gündeme getirmemizi ve buna göre de yeni bir değişiklik yapılmasına olanak sağlandı” dedi.
İş aleminin yeni yasayı çok iyi öğrenmelerini isteyen Hisarcıklıoğlu, “Bu ticaret hayatının yeni anayasası sabah dükkan açmaktan akşam kapatmaya kadar süreçte her şey değişiyor. Onun için her şeyini bilmemiz lazım. Mali müşavirlerin bu konuda bizden daha ileri konumdalar ama iş aleminin de biliyor olması lazım. 1535 maddelik yasa tasarısını okumaya gerek yok. TOBB’un web sayfasına 92 sayfalık özetini koyduk. Önceleri kimse bakmadı ancak yeni kanunla birlikte gelen hapis cezasını duyunca bakmaya başladılar” dedi.
Yasanın başka ülkelere örnek gösterilecek nitelikte yapıldığını ancak bazı eksiklerinin olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Lüks modern bir elbise tam kıyafet istediğimize göre oldu mu? Oldu. Ama sıkıntı var kol boyu uzun bir tarafta da düğme ilikle karşılaşmıyor, bunları düzeltin diyoruz. Bunu deyince de ‘TOBB bu yasaya karşı’ diyorlar. Bizim istediğimiz düzenlemelerin yapılması. Yarın bütün batı ülkelerinde numunelik olarak gösterilecek bir yasa hazırlandı. Ancak herkes dersini çalışacak. Bu yasa 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek bunu unutmayın çünkü bizim bir hedefimiz var. 11 yıl sonra dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğiz. Bunun için eşit şartlarda yarışmamız lazım rakiplerimizle. Bununla ilgili bakanlıklara iletilecek değişiklik talepleri değerlendirilecek. Bizim süremiz iki ay değil, yarın. Öyle bakmak gerekiyor. 30 Nisan’da süre bitiyor. Ne görüş bildiriyorsanız bildirin çünkü bunun daha parlamento süreci var. Çalışma süresine ihtiyaç var” dedi.
EBSO meslek komiteleri toplatıntısı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, TTK Bilgilendirme Toplantısı öncesinde EBSO Meslek Komiteleri Toplantısına katıldı. Yazıcı burada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni teşvik paketine değindi. Teşvikler konusunda çok boyutlu bir çalışma yapıldığını, çalışmanın Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nda bulunan bakanlıkların çalışmalarının 6 ay olduğunu dile getirerek, “Rötuş çalışmaları devam ediyor. Bu program gerçekten çok kapsamlı ve kuşatıcı vizyonu olan bir teşvik programı. Bir defa il ölçeğinden hareket edildi, kümeleşme yapıldı ve dört alanda teşvik uygulaması öngörüldü. Genel, bölgesel, stratejik yatırımlar olarak ayrım yapıldı. Hangi bölümde yapılıyorsa hangi teşvik ne kadar alınacak belirtildi. Öyle yatırımlar var ki teşvik kapsamında Türkiye’nin neresinde yaparsanız yapın 5. bölgede yapıyormuş gibi destek alacaksınız. Komşu illerle ilgili eleştiriler değerlendirmeye alınacak. Toplu iş ilişkileri kanununda şunu ifade edeyim. Biz birlikte varız. Yani bir alana ilişkin düzenleme yaparken bir kesimin menfaatlerini öne çıkartıp diğerlerinin yok saymak gibi bir anlayış olamaz. İşveren işçisiyle işçi işverenle mümkün, ama hep birlikte ekonomiyi nasıl arttıracağız buna göre düzelme yapmamız lazım. Bunu da düzenlerken iş kesiminin ben en alırsam alayım mantığı ile hareket etmenin anlamı yok. İşletme varsa işçi var eğer yoksa o da yok. Elbette ki genel olarak sendikalaşma yetki oranına ilişkin oranlar aşağı indirilirken 50+1 oranının korunması önemli bir sonuç doğuracak. Demokrasi tekelleşmeyi önler, tekelleşme sadece ticaret erbabı arasında söz konusu olan bir faaliyet değil, sendikal faaliyetler için de öngörülebilir. Sendikaların da kendi aralarında rekabet edebilmesi lazım. Ki daha kaliteli hale gelsin” diye konuştu.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise TTK’nin hazırlanma sürecinde hazırlıklarda görev yapan kişilerden bazılarının iş alemine yönelik haksız söylemlerini eleştirdi. Yeni teşviklere de değinen Yorgancılar, komşu iller arasındaki bölgesel farklılıkların iyi değerlendirilmesini, EXPO 2020 sürecinde İzmir’deki sağlık yatırımlarının teşvik edilmesini istedi.