Dünyayı değiştiren bayram

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

Bu bayram, dünyayı şenlendiren, değiştiren bir bayram. Bütün yaratıklar bayram sevincini öyle bir yaşıyorlar ki, gören gözlerin ve işiten kulakların kayıtsız kalması mümkün değil. Bırakın kayıtsız kalmayı, etrafınıza şöyle kısa bir bakış attığınız vakit, içinizde birşeylerin kıpırdayıp harekete geçtiğini kuvvetle hissediyorsunuz. Hem de en duyarsız kişinin bile içini coşkuyla dolduracak kadar yoğun bir değişimi çıplak gözle izliyorsunuz.

Evet, dünya canlanıyor. Ve bu bayram, doğanın hayat bulma bayramı. Ağaçların, çiçeklerin, böceklerin ve tüm yaratıkların bayramı. Bahar bayramı.

Kurumuş gözüken dalların yeşerip canlanarak kutladığı, verimli ve bereketli toprakların üzerinde hayat bulan otların, çiçeklerin bayramı. Ve bu bayramı kutlayan doğaya, doğanın bir parçası olarak insan da katılmalı.

Tabii öyle sadece her hangi bir kurtuluşun bayramını yapmak gibi değil, canlanmakta olan doğaya tüm varlığınızla katılarak kutlamalısınız. Bedeninizle, ruhunuzla, zihninizle, bütün uzuvlarınızla doğaya eşlik etmeli, bu canlanışa coşkuyla katılmalısınız.

İçinizden yükselen sevinci bastırmayın. Düşüncelerinizi kasvetli ve sıkıntılı yönlerden çevirip yavrulayan, çoğalan, büyüyen doğaya yöneltmelisiniz. Düpedüz doğayla bütünleşmelisiniz.

Bunca derdin arasında kendimi nasıl doğaya kaptırabilirim, diyebilirsiniz, pek tabii... Ya da, ‘‘benim böyle bir lüksüm olamaz. İşlerim izin vermiyor. Zaman bana yetmiyor.’’ diyebilirsiniz. Hatta doğayla bütünleşmeyi aylaklık yapmak şeklinde bile yorumlayabilirsiniz. Fakat, bilmeniz gereken çok önemli bir nokta var ki, o da, ‘‘doğayla bütünleşmek’’ ne bir lükstür, ne aylaklıktır, ne de zamana tabidir.

Doğayla bütünleşmek, bütün zamanların ve kavramların dışında birşeydir. Ne bir gereklilik, ne öncelik, ne sonralık arzeder. Ve aynı zamanda bütün bunların hepsidir. Aklınıza gelebilen, hayal edebileceğiniz ne varsa, doğanın kendisidir. Ve, siz de doğanın vücut bulmuş diğer bütün görüntülerinden birisiniz. Bunu anlamak için böyle bir bayramdan daha iyi bir fırsat bulamazsınız. Bu fırsatı kaçırmayın ve her ne olursa olsun en iyi biçimde kullanmaya bakın.

Hayatın canlandığını içinizde duymak, kendi canlılığınızın farkına varmak için en iyi fırsattır. Bunun için yapacağınız tek şey doğanın içine girmektir. Zaten dışında değilsiniz. Fakat, anlayış kapılarını daraltan düşüncelerle boğuşurken, kendinizin dışında her şeyle böylesine meşgul olurken, bunu anlayabilmek mümkün değildir.

Anlayış kapılarını açmanın ve kendinizi anlamanın tek yolu, uyanmakta olan doğanın tam ortasında dolaşmak ve her türlü düşünceyi tamamen uzaklaştırıp bütün dikkatinizi çevrenize, canlanmakta olan dünyaya yöneltmektir.

İşte, anlayış kapılarını ardına kadar açabilmek için ne kolay bir yöntem. Doğanın kendi elleriyle sunduğu bu muhteşem fırsatı yakalamışken başka hiçbir şeyle uğraşmayıp kendinizi doğanın kucağına bırakın. Bırakın ve dinleyin. Hücrelerinizle, organlarınızla, ruhunuzla dinleyin.

İçinizde büyümeye başlayan coşkuyu serbest bırakın. Kozmik enerjiyle kucaklaşın. Kayıtsız, şartsız ve düşüncesiz bir biçimde doğayla birleşin. Böylece canlandığınızı hissedeceksiniz. Hem de öyle bir kuvvetle hissedeceksiniz ki, bütün kaygılardan, endişelerden ve mutsuzluğun nedenlerinden tamamen uzaklaşacak ve bayram sarhoşluğunu taa içinizde duyacaksınız, diyorum, Yasemin'ce...






 








Yazarın Tüm Yazıları