Güncelleme Tarihi:
ESKİ Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın “ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını delmek” suçlamasıyla yargılandığı davada savcılıkla anlaşıp baş sanık konumundan ‘yıldız tanık’ pozisyonuna geçen İran asıllı Türk Reza Zarrab, dün jürili duruşmada ilk ifadesini verdi. Zarrab sorulara tercüman aracılığıyla Türkçe yanıt verdi.
GARDİYANA RÜŞVETİ KABUL ETTİ
“Sorumluluğu üstlenmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı ve iyi yol olduğunu düşündüğü için savcılıkla anlaştığını” belirterek, anlaşmadaki üç temel şartı sıraladı: “Tamamen doğruları söylemek, ABD ile işbirliği ve bir daha suç işlememek.”
Hakkındaki yedi suçlamayı kabul ettiğini beyan ederek, tutuklu bulunduğu cezaevinde içki getirmesi ve cep telefonunu kullanmak için gardiyana rüşvet verdiğini kabul etti.
Nerede olduğunu da açıkladı: “İki haftadır FBI denetimindeyim. MDC’de (Brooklyn’deki Metropolitan Tutukevi) kalıyorum.”
2010 ve 2011’de döneminde İran Merkez Bankası Başkanı Mahmud Bahmani ile iki kez doğrudan görüştüğünü söyledi.
İran’ın para trafiği ile ilgili şunları söyledi: “İranlıların uluslararası ödeme talimatlarını alıp uluslararası finansal ödemelerini yaptım. Gaz ve petrolden gelirlerin toplandığı Halkbank’tan paraları çıkartarak uluslararası ödemeleri yaptım.”
‘EGEMEN BAĞIŞ YARDIM ETTİ’
İran’a yönelik yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişi dediği Mehmet Hakan Atilla’dan yardım aldığını iddia etti: “Hakan Atilla ambargo mevzuatını en iyi bilen kişilerden biri. Mevcut sisteme uygun yapılıyor gibi gösterilmesinde katkıları oldu.”
Aktif Bank’tan hesap açma girişiminin reddedildiğini söyledi, dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın yardımıyla genel müdürle görüştüğünü ve sonrasında hesabın açıldığını öne sürdü.
“İran Merkez Bankası ile yaptığımız anlaşmanın bozulmasından sonra aralarında Hüseyin Necefizade’nin de bulunduğu Bank Mellat yetkilileriyle görüşüp Amerikan yaptırımlarını delmeye başladık” ifadesini kullandı. 2010-2011’de Bank Mellat, 2012’nin başına kadar Aktif Bank ile çalıştığını, bu anlaşmanın bozulması üzerine Halkbank’a başvurduğunu belirtti.
ÇAĞLAYAN’A RÜŞVET İDDİASI
2012 başında Süleyman Aslan’la ilk görüşmesinde İran’la altın ticaretine aracılık etmek istediğini ve ret yanıtı aldığını iddia etti: “Bu iş için çok göz önünde ve popüler olduğumu söyleyerek kabul etmedi. Eşim sanatçı olduğu için göz önünde olan bir insandım, onu kastediyordu.”
Aslan’dan ret yanıtı alınca dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’la görüştüğünü öne sürdü: “Ticaretin detayıyla ilgili bilgi aldı. Yüzde 50-50 kâr paylaşımıyla yapabileceğimizi söyledi.”
Yargıç Berman’ın araya girmesiyle Çağlayan’a verdiğini iddia ettiği paranın miktarını detaylandırdı: “19 Mart 2012 ile 27 Şubat 2013 arası. 45-50 milyon Euro civarı rüşvet ödedim. Ayrıca 7 milyon dolar ve 2 milyon 465 bin TL var. Bunlar dışında bazı ödemeler de var.”
DİKKAT ÇEKEN ŞEMA
Savcının davada adı geçen kilit isimlerin yer aldığı bir şema hazırladığı dikkat çekti. Hürriyet New York Temsilcisi Razi Canikligil’in aktardığı şemanın en üstünde eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ve İran’ın dini lideri Hameney’in fotoğrafları görülüyor. Altında İranlı üst düzey yetkililer ve davada sanık olarak geçen bir isim var. Hakan Atilla, Süleyman Aslan ve Zafer Çağlayan ise bir alt sırada. Zarrab’ın bu isimlerin altında gösterildiği şemadaki soru işaretlerin ise ifadelerle birlikte dolması bekleniyor. Savcılık ifade sırasında adı geçen bazı kişilerin fotoğraflarını gösterdi ve Zarrab’dan teyit etmesini istedi. Sonrasında ise bu fotoğrafları şemaya yerleştirdi.
İLİŞKİLER DAHA DA GERİLEBİLİR
AMERİKAN Washington Post gazetesi de duruşmayla ilgili haberinde, “Reza Zarrab, İran’a yardım etmek için ABD yasalarını ihlal etti ancak mahkemede söyleyeceklerinden Türkiye korkuyor” ifadelerini kullandı. Gazete yorumunda, tanık olan Zarrab’ın ifadelerinin Türk ve ABD hükümetleri arasındaki ilişkileri daha da germesinin muhtemel olduğunu belirtti.
NYT’YE TÜRKÇE TWEET SORUSU
AMERİKAN New York Times (NYT) gazetesinin Reza Zarrab ve eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla davasıyla ilgili İngilizce Twitter hesabından Türkçe paylaşımları dikkat çekerken, Anadolu Ajansı (AA) bunu gazete yetkilisine sordu. AA muhabirinin ulaştığı medya bölümü yetkilisi, “Neden kritik bir davayla ilgili istisnai olarak Türkçe bir paylaşımda bulunma gereği duydunuz” sorusuna, “Bazen farklı dillerde de paylaşım yapıyoruz” yanıtını verdi. Aynı yetkili, “Devam eden bir davayla ilgili bu tür paylaşımlarınız siyasi bir ajandanızın olduğu yorumlarını haklı çıkarmıyor mu?” sorusuna ise, “Bizim bu davayla ilgili herhangi bir siyasi ajandamız yok” cevabını verdi.
E-POSTADAKİ 'SAATÇİ YUSUF' DETAYI
Savcılığın sunduğu belgelerden biri Zarrab ile sağ kolu Happani arasındaki e posta yazışmasıydı. Soru üzerine Zarrab, "Yapılan ticaretten Zafer Çağlayan'a rüşvet olarak ödenen rakamlar" dedi. Ödemeler 'Cash to Cag' olarak kodlanmıştı. Dikkat çeken başka bir unsur da Saatçi Yusuf kodlanmasıydı. Bu kişiye dört ayrı ödeme yapıldığı görüldü; 97 bin Euro, 95 bin 500 Euro, 71 bin Euro, 200 bin Euro. Aynı belgede bir de 'Cash to Yukarı' kodlaması vardı ve karşısında 2 milyon 100 bin Euro yazıyordu.