Güncelleme Tarihi:
ÖNCEKİ gün Brüksel’de yapılan olağanüstü AB İçişleri Bakanları Toplantısı, Türkiye konusunda yoğun tartışmalara sahne oldu. Tartışmanın odağında yer alan unsurlardan biri de Yunanistan’ın Türkiye’nin kınanmasına yönelik talebiydi. Bu talebe en güçlü itiraz Almanya’dan geldi. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer daha toplantının başından itibaren sonuç bildirisinde Türkiye’ye yönelik atıf yapılmamasını istedi.
Toplantı belli bir noktadan sonra Yunanistan-Almanya çekişmesi halini aldı. Bildiriyi bloke etme sinyali de veren Atina, son ana kadar bastırdıysa da Berlin, ‘kınama’ vurgusuna geçit vermedi. Başta Hollanda olmak üzere başka ülkelerden de Almanya’ya destek gelince Yunanistan geri adım atmak zorunda kaldı ve sonuç bildirisinde herhangi bir kınama vurgusuna yer verilmedi. Yunanistan açısından ikinci bir darbe de AB’nin, Atina’nın uygulamalarına gelen eleştiriler üzerine, mültecilere karşı sınırda alınacak önlemlerin Birlik hukukuna ve uluslararası hukuka uygun olacağı vurgusunu metne yansıtması oldu.
UÇUŞA YASAK BÖLGE GÜNDEMDE
Dün Zagreb’deki gayriresmi AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda (GYMNICH) ve bugün yapılacak resmi toplantıda da ana gündem Türkiye. Bu bağlamda Türkiye’nin İdlib’e ilişkin önemli talepleri arasında yer alan uçuşa yasak bölge fikri de gündemde. Almanya bu konuya sıcak baktığını açıklamıştı. Hollanda da benzer bir yaklaşım içinde. Ankara’daki temasları hakkında dışişleri bakanlarını bilgilendiren AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de uçuşa yasak bölgenin ‘iyi bir fikir’ olduğunu söyledi. Bu konuda AB’nin ortak bir pozisyonu olmadığının altını çizen ve bu fikrin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Borrell, “Suriye’de, özellikle de İdlib’de, savaşı durdurmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu (uçuşa yasak bölge) da iyi bir katkı olur” dedi. Uçuşa yasak bölge kararını AB’nin veremeyeceğini hatırlatıp BM ve NATO’yu işaret eden Borrell, “Kararı alamayız ancak alacakları etkileyebiliriz” diye konuştu.