Güncelleme Tarihi:
İskeçe ve Gümülcine'de iki lisede bu yıl Yunanistan Eğitim Bakanlığının kararıyla Türkçe ders saatlerinin azaltılmasının yanı sıra 2010'da başlatılan uygulama çerçevesinde öğrenci sayısının yetersiz olması gerekçesiyle 9 azınlık okulunun daha kapatılması Türklerin tepkisine neden oldu.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar yayımladıkları bildirilerde hükümetin, azınlıklara yönelik eğitim konusundaki kararlarında Türk azınlığın görüşünü dikkate almadığını belirterek, azınlık okullarının kapatılmasına ve 240 İmam Yasası'na karşı itirazlarını dile getirdi.
'OKULLARIN KAPATILMASI YANLIŞ VE ANLAMSIZ'
Rodop-Meriç illeri SÖPA mezunu Öğretmenler Derneği Başkanı Salih Ahmet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, azınlık okullarının kapatılması veya birleştirilmesi konusunda ailelere ve velilere danışılmadığını belirterek, okulların bu şekilde kapatılmasının yanlış ve anlamsız olduğunu söyledi.
Azınlıktaki vatandaşların ve eğitim camiasının, yeni eğitim-öğretim yılına mutlu başlamadığını ifade eden Ahmet, "Yeni öğretim yılına dokuz okulumuzu daha kaybetmiş olarak giriyoruz. Devlet okulları için uygulanan ve öğrenci sayısı dokuzu tutmayan okulların kapatılmasını öngören yasanın, farklı statüye sahip azınlık okulları için de uygulanmasıyla okullarımızın kapatılması hepimizi derinden üzmüştür." ifadesini kullandı.
Ahmet, okulların kapatılmasının, azınlıkların eğitim sorunlarına çare olmadığını, aksine yeni sıkıntılar yarattığını belirterek, "Bizi biz yapan ve ayakta tutan en önemli unsurları, yani dilimizin ve dinimizin öğretildiği azınlık okullarını korumak toplum olarak hepimizin görevidir. Tabii ki arzumuz ve hedefimiz çocuklarımızın daha iyi ve daha kaliteli eğitim alabilmelerini sağlayacak ortamların oluşturulmasıdır. Ancak eğitim açısından bakıldığında, şimdiye kadar kapatılan ve birleştirilen okullar, azınlığın eğitim sorunlarına çare olmamış, eğitimin kalitesini artırmamıştır. Ekonomik ve diğer sebeplerle okulların kapatılması yanlış ve anlamsızdır. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesi toplumun huzuru açısından yararlı olacaktır." diye konuştu.
Türk azınlığın eğitim alanında karşılaştığı başka sıkıntıların da bulunduğuna, bunların bir rapor halinde Yunanistan Eğitim Bakanlığına iletildiğine dikkati çeken Ahmet, azınlık okullarında okutulan Yunanca ve Türkçe ders kitaplarının çağdaş eğitim ihtiyacını karşılamadığını, öğrencilerin Yunancayı öğrenmelerine yeterince yardımcı olmadığını kaydetti. Ahmet, azınlık okullarındaki ders kitaplarının bir an önce yenileriyle değiştirilmesi çağrısında da bulundu.
ÖĞRENCİLER YOĞUNLUK NEDENİYLE BAHÇEYE ÇIKAMIYOR
Batı Trakya'da iki azınlık orta öğretim kurumundan biri olan İskeçe'deki Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi Türk Dili Edebiyatı Öğretmeni Saadettin Şakir Hüseyin, Türk azınlığın, ortaokul ve lise seviyesinde okul binasına ve Türkçe öğretmenine ihtiyaç duyduğunu belirterek, İskeçe ve Gümülcine'deki iki lisede öğrencilerin çok zor şartlar altında eğitim gördüğünü söyledi.
Hüseyin, Muzaffer Salihoğlu Lisesi'ndeki öğrencilerin binanın bodrum katındaki sınıflarda sağlıksız bir ortamda ders işlediğini, teneffüslerde okul bahçesine sırayla çıkmak zorunda kaldıklarını aktararak, bunun kabul edilecek bir durum olmadığını dile getirdi.
Şakir Hüseyin, "Bina sorunumuz hat safhada. Bu nedenle bazı sınıflarda öğleden sonra akşam saatlerine kadar ders yapmak zorunda kalıyoruz. Ancak şehir dışından gelen birçok öğrenci ulaşım zorluğu, benzer nedenlerden bu derslere katılamıyor, devlet okullarına gitmek zorunda kalıyor. Bu nedenle de öğrenci sayımız azalıyor." dedi.
TÜRKÇE DERS SAATLERİ AZALTILDI
Azınlık liselerindeki önemli sorunlardan birinin de Türkçe öğretmeni eksikliği olduğunu belirten Hüseyin, bazı derslerin branş öğretmenleri olmadığından açığı, diğer öğretmenlerin fazla mesai yaparak kapatmak zorunda kaldığını söyledi.
Hüseyin, Yunanistan ve Türkiye arasındaki eğitim anlaşması kapsamında Türkiye'den gönderilen öğretmelere İskeçe'de çalışma izni verilmediğinden bölgede sadece soydaş öğretmenlerin görev yaptığını belirterek, "Yirmi saat ders vermesi gereken bir öğretmen otuz saat ders yapmak zorunda kalıyor. Ayrıca, bu yıl Türkçe resim dersinin de kaldırıldığını öğrendik. Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi'nde resim dersi için branş öğretmeni bulunmasına rağmen kaldırıldı. Resim dersinin kaldırılmasıyla Türkçe ders saatleri azaltılmış oldu. Tüm bunlara eğitim camiası olarak acilen çözüm bekliyoruz." diye konuştu.
Gümülcine'deki Celal Bayar Azınlık Ortaokul ve Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Ahmet Arif Emin de liseye ilginin son dönemde artığını, yeni azınlık orta öğretim kurumlarına şiddetle ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Celal Bayar'ın, Türk azınlığın yoğun olarak yaşadığı Rodop ve Evros (Meriç) illerinde çocukların orta öğretim ihtiyacını karşılayan yegane azınlık okulu olduğunu ifade eden Emin, lisede bu yıl 175 yeni kayıtla öğrenci sayısının 820'ye ulaştığını belirtti. Emin, "Celal Bayar'da yeni derslik yapılmasını talep ediyoruz. Bu konuda ilgili makamlara önerilerimiz oldu. Sorunlar hep vardı ve var olacak. Ancak önerinin kabul edilmesi durumunda bir nebze de olsa rahatlayacağız. Ancak sorunun çözümü için bölgemizde mutlaka yeni azınlık okulları inşa edilmeli." dedi.
SYRIZA İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek de Batı Trakya Türk azınlığın eğitim düzeyinin arzu edilen seviyede olmadığını, öte yandan velilerle öğretmenlerin ortaya koyacağı ortak çabalar sonucu eğitim kalitesini arttırabileceğini söyledi.
Azınlık eğitiminde son dönemde karşılaşılan sorunlarla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Zeybek, azınlık okullarının öğrenci velilerinin görüşü alınmadan, tek taraflı uygulamayla kapatılması ya da birleştirmesinin yanlış bir uygulama olduğunu ifade etti.
Zeybek, "Azınlık eğitiminde, okulların sahibi encümen heyetidir. Bir okulun kapatılmasına ya da birleştirilmesine encümen heyetleri karar vermeli. Yapılan uygulamalarda görüyoruz ki burada iyi niyetin olmadığı çok açık." dedi.
Azınlık okullarının kapatılmasının yeni bir gelişme olmadığını, 2010 yılında ülke çapında başlatılan uygulama çerçevesinde çok sayıda devlet okulunun yanı sıra 60 azınlık okulunun kapatıldığını ya da birleştirildiğini anımsatan Zeybek, bunda azınlık toplumunun da sorumluluğu bulunduğunu ifade etti.
Okulların kapatılmasında kriter olarak okuldaki öğrenci sayısının dikkate alındığını anlatan Zeybek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Okulların kapatılmaması için Atina'da girişimlerimiz sürüyor. Ancak şunu da görmek lazım. Okullar neden kapılıyor, niçin birleştiriliyor, bu soruya cevap vermemiz lazım. Bazı köylerimizde nüfusun azalması nedeniyle öğrenci sayısının yetersiz olduğu bir gerçek. Ancak büyük köylerimizde okullarımızın kapatılması, örneğin azınlık nüfusun yoğun olduğu Susurköy gibi bir yerde velilerin devlet okullarını tercih etmesi sonucunda azınlık okulunun öğrencisiz kalarak kapanması üzücü. Tabii ki bu bir tercih meselesidir. Hiç kimseyi herhangi bir şey için zorlayamazsınız. Ancak burada bir okul kapanıyorsa, bunda herkesin sorumluluğu vardır. İlgili yasada üç yıl içinde yeterli öğrenci sayısının sağlanması durumunda kapatılan okulun yeniden açılmasıyla ilgili bir madde mevcut. Bu yüzden okullarımıza sahip çıkmalıyız."
Yunanistan'da 2007'de kabul edilen ve Türk azınlığın tepkisine rağmen uygulanmaya başlanan 240 İmam Yasası'na da değinen Zeybek, çocuklarını devlet okullarına gönderen ve bu uygulamaya karşı olan Türk velilerin itirazda bulunmaları durumunda bunu hükümete ileteceğini dile getirdi.