Güncelleme Tarihi:
Hayli hareketli bir pazar günü, Fifth Avenue'de Rumların şenliği var, çoluk-çocuk ordu kalabalığında Rumlar,Yunanistan'ın bağımsızlığa kavuştuğu günü geçit töreniyle kutluyorlar. Türk'te söz edilmeden Rum şenliği olur mu hiç? Genç bir muhabir,yelekli takım içindeki birisinin suratına mikrofon uzatarak soruyor: ''Bu yürüyüşün anlamı ne?'' Aydın görünümlü çanak soru soran muhabiri aydınlatıyor: '' Bugün Rumların Bağımsızlık Günü yıldönümü. Yunanistan, 1821 yılında Osmanlı İmparatorluğu işgalinden kurtulmasını kutluyor. 79 yıldır bu töreni yapıyoruz.'' Oysa 1821, Yunanistan'ın 350 yıldır süregelen Türk hakimiyetine karşı ayaklanması. Özgürlüğe kavuşmaları ise 1827'de, İngiltere, Fransa ve Rusya'nın desteğiyle.
Atlı polisler Fifth Avenue'deki çapraz trafiği rahatlatmak için zaman zaman yürüyüşü durduruyor. Bir kaç yerde cadde ortasına kurulmuş platformlarda töreni canlı TV yayınıyla veriyorlar. Spikerler, sunucular hep Rum kökenli. Arada bir folklor gösterileri sergileniyor, ''Never on Sunday'' (Pazarları Asla) filminin tema müziği yayılıyor.
Geçit töreninden önce elime geçen Rum gazetesinde Stockton Koleji Tarih Profesörü Tom Papademetriou'nun bir beyanatı gözüme takıldı: '' İzmir'de Türk canavarlığından 12 yıl önce hristiyan ortodoks Rumlar orada ( İzmir) hala yeni kiliseler inşa ediyordu.'' ''Canavarlık'' yakıştırmasının tarihi İstiklal Harbi. Tarih profesörüne sormazlar mı? ''Yunan askerleri ne arıyordu İzmir'de?''
New York'un göbeğinde 'komşu', bağımsızlık gününde dahi 'Türk düşmanlığı'nı sürdürdüğü gibi taraftarlarına da davet çıkarmış. Yürüyüşe katılan bir grup Ermeni ''Osmanlı Türkleri 1,5 milyon Ermeniyi katlettiler.'' başlıklı flamalarla Rumlara eşlik etti.
Mehter takımının görkemini severim. İskoç gayda sazcılarının ekose etekliklerine de gözüm zamanla alıştı ama uzun tüfeklerin dipçiği altında pile etekli üniformalı Evzon askerlerinin görünümüne hala ısınmış değilim.
Sayı açısından başarılı oldu Rumların töreni. New York polisine göre 2 saat 40 dakika süren bağımsızlık geçit törenine 100 bin kişi, 130 Rum kurumu, 40 aşkın seyyar sergi, düzinelerle Rum ve Amerikan bandoları katıldı. Geçit törenine Rum kökenli işadamları, politikacılar ve çevre kentlerden aileler geldi. TV yayınını yöneten Ernie Anastos çocuklarıyla yürüyüşü izleyen Atlantic Bank eski CEO'suna soruyor: ''Her yıl geldiğini söylüyorsun geçit törenine, neden?''Banker yanıtlıyor:''Çocuklarıma nereden geldik, nereye gidiyoruz diye göstermek istiyorum. Fırsat bulunca tüm Rumlara sesleniyorum: Birleşin, örgütleşin, erime potasında erimeyelim.''
Rumlar sırasını savdı. Şimdi sıra bizde. 23 Mayıs'ta New York ve çevre eyaletlerinden binlerce soydaş ve ırkdaşımız Türk Günü Yürüyüşü'nde bir araya gelecekler. Rumlarınki ile bir kıyaslama yapsam Türk yürüyüşlerinde milliyetçilik daha ağır basıyor. Özellikle gençler arasında. Gökdelenler ''En büyük Türkiye'' sloganlarıyla çınlıyor her Mayıs'ta. Ayyıldız ve Türkiye sözcüğü bayrakta, sancakta, tişörtte, alın bandında, oto cam ve plakalarında, her yerde. Geçit törenlerinden sonra kiminle konuşsam aynı mesajı alıyorum: ''Bu yıl daha iyi idik. Mustafa Kemal'in tüm caddeyi kaplayan resmini görünce kolumdaki tüyler kabardı. İstiklal Marşı'mızı topluca söylerken sözcükler boğazımda kitlendi.''
Türk'ü esaret zincirine bağlamayı ahdetmişlere karşı göz kırpmadan can veren bir soydan geliyoruz. Hilal ile yıldız, Mustafa Kemal kutsal bizler için. Bilmeyenlere, öğrenme özürlülere bir kez daha duyurulur.