Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz yıl 20 Ocak sabahı, Beyaz Saray'da oldukça hareketli dakikalar yaşanıyordu. Saatler sonra Joe Biden yemin edecek ve ABD'nin 46'ncı başkanı olarak görevine başlayacaktı.
Saat 8.18'de Donald Trump ve eşi Melania, Beyaz Saray'ın konut kısmından ayrılıp Florida eyaletinde bulunan Mar-a-Lago çiftliğine doğru yola çıktı.
Birkaç gün öncesine kadar Trump halen seçimin asıl kazananının kendisi olduğunu iddia ediyordu. Dolayısıyla yardımcıları "Toplanmaya başlasak mı?" diye sormaya bile çekinir haldeydi.
Oğlu Eric Trump'ın dediğine göre, Trump çalışanlarına eşyaları toplama emrini neredeyse son dakikada verdi. O kadar ki çalışanların Biden'lar yeni evlerine yerleşmeden evvel her şeyi kutulara kaldırmak için sadece 6 saati vardı.
Eric Trump, "Babam gazete kupürlerini ve onun gibi şeyleri saklar. O yüzden, doğru, Beyaz Saray'dan kutularla birlikte ayrıldı" sözleriyle açıkladı bu telaşın arka planını.
Ne var ki Trump'ın başkan olduğu dönemde resmî belgelerin saklanması ve imhası konusunda fazla rahat davrandığı ABD'li üst düzey yetkililer tarafından bilinen ve dile getirilen bir durum.
Trump istediği belgeleri saklamanın yanı sıra hoşuna gitmeyenleri yırtıp çöpe ya da Oval Ofis'te veya Hava Kuvvetleri Bir uçağında yerlere attığı biliniyor.
Hatta canını sıkan bazı belgeleri dört eşit parçaya bölmeyi bir gösteri haline getirdiği de yakın çevresindekilerin aktardığı detaylar arasında.
YARDIMCILARI KAĞITLARI ÇÖPTEN TOPLUYORDU
Telegraph'ın aktardığına göre, ABD'de Başkanlık Kayıtları Yasası gereği, başkanın bir parçası olduğu yazılı iletişim belgelerinin korunması gerekiyor.
Bu nedenle Trump'ın yardımcıları, başkanın yırtıp attığı kâğıt parçalarını çöpten ya da yerlerden toplayıp Beyaz Saray Kayıt Yönetim Dairesi'ne teslim ediyordu. Dairenin çalışanları kağıtları bir yapbozun parçaları misali bir araya getirip yapışkan bantlarla birbirine tutturarak kayıtlara geçiriyordu.
Hafta başında haber sitesi Axios bazı belgelerin tuvaletlere atıldığına ve borularda tıkanmaya yol açtığına ilişkin geçmişte de dile getirilmiş iddialarla ilgili bazı fotoğraflar paylaştı.
Ancak Trump'ın sözcüsü fotoğrafları klozete atıp sifonu çeken kişinin eski Başkan olmadığını söyledi.
Exclusive: See the Trump toilet photos that he denies ever existed https://t.co/ijMDJ1dfXa pic.twitter.com/7cuPOaJ40e
— Axios (@axios) August 8, 2022
EKSİKLER KATALOGLAMA ÇALIŞMASINDA ORTAYA ÇIKTI
Trump, Beyaz Saray'dan ayrıldıktan sonraki dönemde, başkanlık belgelerinin saklanmasından sorumlu olan Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi'nden yapılan açıklamada, son dört yılı kapsayan kataloglama çalışmalarında, birçok belgenin eksik olduğu bildirilmişti.
Trump'ın ekibiyle yapılan aylar süren görüşmelerin ardından 17 Ocak'ta çok çarpıcı bir gelişme yaşandı. Ulusal Arşivler'in anlaşmalı olduğu bir şirkete ait bir araç, tam 15 kutu dolusu belgeyi Washington'a götürmek için Mar-a-Lago'nun kapısına yanaştı.
Kutuların bazılarının üzerindeki "ÇOK GİZLİ" etiketleri, Trump'ın Beyaz Saray'dan ayrılırken yanına aldığı şeylerin sadece gazete kupürleri olmadığına işaret ediyordu.
Trump daha sonra yaptığı açıklamada yaşananları "iyi niyet" çerçevesinde gerçekleşmiş "çok dostane" bir süreç olarak nitelendirdi.
NELER ALMIŞ NELER…
Trump'ın iade ettiği belgeler arasında kendisine Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'un ve kendisinden önceki Başkan Barack Obama'nın gönderdiği mektuplar ile, Trump'ın bir kasırganın rotasını üzerini kalemle çizerek değiştirmeye çalıştığı bir harita da yer alıyordu.
Danışmanlarının yaptığı açıklamalarda, Trump'ın bunları hatıra olarak aldığı, herhangi bir şeyi gizlemek gibi bir niyet taşımadığı belirtildi.
Trump'ın Beyaz Saray'dan ayrılırken yanına aldıkları sadece belgelerle sınırlı da değildi üstelik.
ABD-Meksika sınırına örülmesini teklif ettiği duvarın bir maketi, Mar-a-Lago'daki çalışma masasının baş köşesine yerleşti.
ABD'nin dört büyük başkanının yüzlerinin oyulduğu Rushmore Dağı'nın daha önce Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nda asılı bir fotoğrafı, Trump'ın başkanlıktan sonra kullandığı ofisinin duvarında görüldü.
Hava Kuvvetleri Bir uçağının yeniden tasarlanması için hazırlattığı planlar da Mar-a-Lago'nun lobisinde sergilenmeye başladı.
KAPIYA KİLİT VURULDU
Washington'a götürülen 15 kutunun içinden çıkanlarla ilgili envanter kayıtları 100 sayfayı buluyor.
Kayıtlara göre kutulardan çıkanlar arasında kokteyl peçeteleri, menüler ve etkinlik programları gibi sıradan şeyler de var. Ancak envanterin üç sayfalık kısmı kutulardan çıkan gizli belgelere ayrılmış durumda.
Ulusal Arşivler'in konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'nı uyarmasının ardından geçtiğimiz Nisan ayında FBI, Trump'ın asistanlarıyla başkanlık kayıtlarının nasıl saklandığına ilişkin mülakatlar yaptı. Haziran ayında aralarında karşı istihbarat bölümünün başkanı da olan dört Adalet Bakanlığı yetkilisi, Mar-a-Lago'ya giderek, Trump'ın iki avukatıyla görüştü.
Bakanlık temsilcilerini Trump şahsen karşıladı. Ardından yetkililer avukatlar eşliğinde kutular dolusu belgenin saklandığı bodrum katına inerek incelemelerde bulundu.
Birkaç gün sonra Adalet Bakanlığı'ndan Trump'ın avukatlarına gönderilen mektupta belgelerin güvenliğinin artırılması talep edildi. Bunun üzerine odanın kapısına asma kilitler takıldı.
İŞ BİRLİĞİ YAPILDIYSA SABAH BASKINI NEDEN?
Trump'ın avukatlarından Christina Bobb, yaptığı açıklamada, "Başkan Trump ve hukuki temsilcileri her adımda FBI ve Adalet Bakanlığı yetkilileriyle iş birliği içinde hareket etmiştir" ifadelerini kullandı.
Tabii Bobb'ın bu açıklaması önemli bir soruyu yanıtsız bırakıyor: Madem her adımda iş birliği yapıldı, FBI ajanları pazartesi sabahı Mar-a-Lago'yu neden bastı?
ABD'li uzmanlara göre, FBI'ın seçimlere 90 gün kala kritik hamlelerden kaçınılması yönünde bir kuralı bulunuyor. Kasım ayında yapılacak ara seçimler öncesi mümkün olan son tarihin geçtiğimiz pazartesi olduğu, baskının zamanlamasının buna göre ayarlandığı belirtiliyor.
Aralarında eski FBI yetkililerinin de olduğu uzmanların yaptıkları açıklamalarda, bir baskın düzenleme kararının uzun süreçler sonrasında alınmış olduğuna dikkat çekildi.
Baskına onay veren kişinin Adalet Bakanlığı'nın en üst kademelerinden birileri olduğu belirtildi.
Üstelik bir yargıcın arama emri çıkarılmasını onaylaması için de işlenmiş bir suç olabileceğine dair çok güçlü kanıtlar gerekiyor. Ancak hangi yasaların ihlal edilmiş veya hangi suçların işlenmiş olabileceğine dair bir açıklama yapılmadı.
ULUSAL ARŞİVLER İKNA OLMADI MI?
Baskın günü Trump yaz nedeniyle kapalı olan Mar-a-Lago'da değil New York'taki evindeydi.
Yine de Florida'daki konutta da Gizli Servis ajanları görev yapıyordu.
FBI ajanları bu ajanlarla iletişime geçti ve ellerindeki arama emrini uygulamaları için kapılar açıldı.
FBI, Mar-a-Lago'da ofis olarak kullanılan bir odada ve Trump'ın şahsi amaçlarla kullandığı bölümlerde incelemeler yaptı. Hatta kilitli bir kasa dahi açıldı.
Baskın konusunda haberdar edilen ilk Trump ailesi üyesi oğul Eric Trump oldu. O da telefonla arayarak babasına haber verdi.
Oğul Trump daha sonra yaptığı açıklamada Mar-a-Lago'nun basılma nedenini şu sözlerle açıkladı:
"Söylediklerine göre baskının amacı Ulusal Arşivler'in Donald Trump'ın elinde başka belge kalıp kalmadığını öğrenmek istemesiymiş. Babam onlarla aylardır iş birliği içinde çalışıyor."
ABD'de geçerli birçok federal yasa, devlet sırlarının korunmasını gerektiriyor. Örneğin gizli bilgileri bulunduğu yerden çıkarmak ve yetkilendirilmemiş bir yerde saklamak suç. Aynı şekilde haritalar, fotoğraflar ve belgeler gibi ulusal savunma bilgilerini gerektiği gibi saklamamak ya da yetkisiz kişilere vermek de suç sayılıyor. Ancak 2016'da Hillary Clinton soruşturmasında görüldüğü üzere, gizli bilgilerin gerektiği gibi saklanmaması her zaman cezayla sonuçlanmıyor. Hatta bazen iddianame bile hazırlanmıyor. Adalet Bakanlığı bünyesinde Clinton soruşturmasını yürüten ekibin başı olan hukukçu David Laufman, AP'ye yaptığı açıklamada, bu tür vakalarda ağırlaştırıcı sebeplerin göz önünde bulundurulduğunu söyledi. Bilginin büyüklüğü, söz konusu kişinin elindeki belgenin gizliliğine dair ne derece bilgi sahibi olduğu, materyalin hassasiyeti ve ABD ulusal güvenliğinin riske atılıp atılmadığı, bu noktada bakılan faktörler.
TEK MESELE BELGELER DEĞİL
Ancak bu baskın Trump'ın tek sorunu değil. Eski Başkan'ın başı son yıllarda sık sık hukukla derde giriyor. Dilerseniz kısaca geçmişi hatırlayalım...
4 Kasım 2019 - Karalama Davası
Elle dergisinin eski yazarlarından E. Jean Carroll, o sırada henüz başkan olan Trump'ı 90'lı yıllarda New York'ta bulunan bir mağazada kendisine tecavüz etmekle suçladı. Trump bu iddiayı reddetti ve Carroll'ı kitap satışlarını artırmak için yalan söylemekle suçladı. Bunun üzerine Carroll, Trump'a karalama davası açtı. Duruşmalar Şubat 2023'te başlayacak.
3 Ocak 2021 - Georgia Seçim Yolsuzluğu İddiaları
Washington Post'a sızdırılan bir ses kaydına göre, Trump'ın Georgia eyaletinin dışişleri bakanı Brad Raffensperger'e seçimdeki kaybını tersine çevirmek için gerekli oyları "bulmasını" söylüyordu.
30 Ocak 2021 - 6 Ocak Komitesi Kuruldu
6 Ocak'taki Kongre baskını ve sorumlularını soruşturmak üzere 7 Demokrat ve 2 Cumhuriyetçi'den oluşan bir komite kuruldu.
31 Aralık 2021 - Trump'ın Varlıklarına Soruşturma
Manhattan Savcısı olarak göreve başlayan Alvin Bragg, Trump'ın ailesinin sahip olduğu gayri menkul şirketinin, bankalardan düşük faizli kredi almak ve daha az vergi ödemek amacıyla mülklerinin değerini düşük gösterip göstermediğini soruşturmaya başladı.
15 Ocak 2022 - Kayıp Kutular Mar-A-Lago'dan Alındı
Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi, Florida'ya bir ekip göndererek bazıları gizli belgeler içeren 15 kutuyu teslim aldı.
10 Şubat 2022 - Tuvalete Atılan Belgeler
New York Times muhabiri Maggie Haberman, Trump'ın resmi belgeleri Beyaz Saray'ın tuvaletlerine atıp üzerlerine sifon çektiğine dair kanıtları olduğunu iddia etti. Bu iddiaları destekleyen fotoğraflar bu hafta başında yayımlandı.
2 Mart 2022 - 6 Ocak İddiaları
6 Ocak Komitesi'nden yapılan açıklamada, Trump ve destekçilerinin ABD hükümetini dolandırmak için komplo kurmuş olmasının muhtemel olduğu belirtildi. Söz konusu yasa kapsamında iki ya da daha fazla kişinin "aldatmaca, kurmaca ya da kandırmaca yoluyla" devlet kurumlarına müdahale etme yönündeki her türlü çabası suç sayılıyor. Trump'ın dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence'e seçim sonuçlarını kabul etmemesi için baskı yapması da bu bağlamda değerlendiriliyor.,
2 Mayıs 2022 - Georgia Seçim Soruşturması
Georgia savcısının Trump'ın 2020'de yapılan seçimlerde eyalet genelinde alınan sonucu etkilemeye çalıştığı iddialarına yönelik soruşturmasında, kanıtları değerlendirmek için bir özel jüri kuruldu. Hukuk uzmanları Trump'ın en az üç eyalet yasasını ihlal etmiş ve suç işlemiş olabileceğini belirtti.
3 Haziran 2022 - Adalet Bakanlığı Mar-a-Lago'da
Bakanlıktan dört yetkili Florida'ya giderek, Beyaz Saray'da geçirdiği döneme ait gizli belgelerle ilgili Trump'ın avukatlarından bilgi aldı.
9 Haziran 2022 - 6 Ocak Komitesi'nin İlk Halka Açık Oturumu
Milyonların izlediği oturumda Trump, 6 Ocak'ta yaşananlarla ilgili baş sorumlu olmakla suçlandı. Başkan'ın danışmanlığını da yapan kızı Ivanka Trump, ifade verdi.
13 Haziran 2022 - Bağış Yolsuzluğu
6 Ocak Komitesi'nin oturumlarından birinde Demokratlar, Trump'ın seçim sonuçlarını mahkemeye götürme vaadiyle takipçilerinden 250 milyon dolar topladığını ama bu parayı başka işlere harcadığını söyledi. Bu suçlama kanıtlanırsa bağış yolsuzluğu kapsamına girecek. Çünkü ABD yasaları gereği "yalan ya da uydurma gerekçelerle" para toplamak yasak.
8 Ağustos 2022 - Kayıp Ulusal Kayıtlar
Trump'ın Beyaz Saray belgelerini Florida'ya kaçırıp kaçırmadığını denetleyen soruşturma kapsamında FBI, Trump'ın evine baskın düzenledi.
9 Ağustos 2022 - Vergi Kaçırma İddiaları
Federal temyiz mahkemesi, ABD Temsilciler Meclisi bünyesinde kurulmuş olan bir komitenin Trump'ın vergi iade kayıtlarını incelemeye hakkı olduğuna hükmetti.