Yine aynı masal

Güncelleme Tarihi:

Yine aynı masal
Oluşturulma Tarihi: Haziran 07, 2017 10:42

Almanya’da bırakın aşırı sağcı ve sağ popülist partileri, köklü partiler bile yıllarca “Almanya bir göç ülkesi değildir” tezinde, daha doğrusu masalında ısrar ettiler.

Haberin Devamı

Yine aynı masal
Alman politikacılar, kendi uydurdukları bu masala, bu yalana kendilerini bile inandırmaya çalıştılar.
Ama tutmadı.
Nihayet Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu, ülkenin şu anda olduğu gibi bundan sonra da göçe, göçmene ihtiyacı olacağını muhafazakar kanat Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) bile kabul etmek zorunda kaldılar.
*
Aynı durum İslam dini için de geçerlidir.
Almanya’da 4 milyon 500 bine yakın Müslüman yaşadığı halde, bu insanların dini gereksinimleri hep gözardı edildi.
Nerede ve nasıl ibadet ettikleri kimselerin umrunda olmadı.
Okullarda Müslüman çocuklara İslam dini dersleri verilmedi.
Bu dersler birçok eyalette hâlâ da verilmemektedir.
Almanya’nın eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, 3 Ekim 2010 tarihinde iki Almanya’nın birleşmesinin 20’inci yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen devlet töreninde yaptığı konuşmasında, “Şüphesiz Hıristiyanlık Almanya’ya aittir. Şüphesiz Musevilik Almanya’ya aittir. Bu bizim Hıristiyan-Musevi tarihimizdir. Ama artık İslam da Almanya’ya aittir” demişti.
Çeşitli çevrelerden tepkiler yükseldi.
Özellikle de muhafazakar kanat olarak bilinen CDU/CSU’lu çevrelerden.
Sonradan, “İslam Almanya’ya aittir” diyen Başbakan Angela Merkel bile o zamanlar Cumhurbaşkanı Wulff’un bu yaklaşımına hiç de sıcak bakmamıştı.
Oysa ki, Cumhurbaşkanı Wulff, bunu ilk telaffuz eden devlet adamıydı, ama ilk söyleyen değildi.
Dönemin Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, 2006 yılında hayata geçirdiği ilk ‘İslam Konferansı’nda bunu aynı biçimde hem de çok açık bir şekilde, “İslam Almanya’ya aittir” diyerek gündeme getirmişti.
Ama nedense o zamanlar kimsenin umrunda olmamıştı.
*
İşte geçen hafta yine aynı şeye tanık oldum.
Berlin’in ünlü caddelerinin birinin üzerindeki bir markete girecektim.
Marketin önünde kurulan bir standta biri genç ikisi orta yaşlı üç kişi broşür dağıtıyordu.
Bana da verdiler.
Üzerinde, “İslam Almanya’ya ait değildir” yazılıydı.
Altında da, “Almanya eçin Alternatif (AfD), Alman öncü kültürünü savunuyor” yazıyordu.
Arka sayfasında da, “Almanya’daki Müslüman paralel toplumlar” yazıyordu.
Evet, sağ popülist, ırkçı, İslam düşmanı AfD, 24 Eylül’de yapılacak genel seçimler öncesi sürdürülen seçim kampanyasında Müslümanların sırtından oy avcılığı yapmayı belli ki kafasına koymuştu.
Dağıtılan broşürlerde, Müslümanlar arasındaki doğum oranının yüksekliği nedeniyle önünmüzdeki yıllarda Almanya’nın demografik yapısının değişeceği ileri sürülüyordu.
Kuran’ı Kerim’de inanmayanlarla dostluk edilmesinin yasak olduğu ileri sürülüyordu.
Almanya’da 2 bin 750 ibadethane bulunduğu ve bunlardan 206’sının minareli-kubbeli olduğu, 50 caminin ‘Fatih’ adını taşıdığı, 90 caminin faaliyetlerinin Federal Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından gözlemlendiğine yer veriliyordu.
Almanya’da yaşayan 3 milyona yakın Türkiye kökenli Müslüman’ın yüzde 47’sinin İslam yasalarının Almanya’daki yasalardan daha önemli olduğu görüşünü paylaştığına da.
*
Tabii ciddi Alman kurumları tarafından yapılan araştırmaların, Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 90’ının bu ülkedeki demokratik sistemden memnun olduğunu ortaya koyduğundan, Almanlarda bu oranın yüzde 70’te kaldığından, hatta eski Doğu Almanya sınırları içindeki eyaletlerde yüzde 55’i bile bulmadığından hiç söz edilmiyordu.
Almanya’ya bir İslam ülkesinin saldırması halinde, bu ülkede yaşayan Türklerin yüzde 48’inin (Alman vatandaşı olan Türkiye kökenliler arasında bu oran yüzde 55’i bulmakta) Almanya’yı canla başla savunacağından ve bu oranın eski Doğu Almanlar arasında yüzde 42’de kaldığından hiç bahsedilmemekte AfD’nin broşüründe.
Belli ki hedef, ‘Türkleri ve Müslümanları karalama’ kampanyası...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!