Güncelleme Tarihi:
1970'li yıllarda inşa edilen Japonya yapımı FSO Safer adlı dev petrol tankeri yıllardır Yemen açıklarında terk edilmiş durumda. Yemen’in doğusundaki Marib vilayetindeki petrol sahalarından çıkarılan yaklaşık 3 milyon varil petrolün depolanması amacıyla 1980’lerde Yemen hükümetine satılan 360 metre uzunluğunda ve 34 deposu bulunan tanker artık adeta patlaması kaçınılmaz bir saatli bomba haline geldi.
Hint Okyanusu'na bağlı olan ve etrafındaki birçok Asya ve Afrika ülkesi için hayati önemde olan Kızıldeniz'de kaderine terk edilen tanker denizde çürüyor. İçinde bulunan petrolü denize sızdıran dev geminin çevreye vereceği zararın tahmin edilenin çok ötesinde olacağı ve 8 milyon insanı susuz bırakacağı konuşuluyor. Uzmanlar Kızıldeniz'deki balık stokunun da üç hafta içinde yok olacağını söylüyor.
Petrol yüklü tankerin bulunduğu bölge, Yemen’de uzun süredir uluslararası toplum tarafından tanınan hükümete karşı savaşan Husi isyancılarının denetiminde. Ancak Husi isyancıları Birleşmiş Milletler müfettişlerinin tankere erişimini engelliyor.
2017 yılında kaderine terk edilen tankerdeki tahmini 1.1 milyon varilden fazla ham petrolün boşaltılması için görüşmeler sürerken bu miktarın 1989'da Alaska Körfezi'nde denize akan ve tarihin en büyük çevre felaketlerinden birine yol açan petrol miktarının 4 katı olduğu açıklandı.
Tankerden yayılan petrol Yemen'i aşarak Suudi Arabistan, Eritre, Cibuti gibi ülkelere de erişerek düşünülenden çok daha büyük bir tahribata yol açacak.
Birleşmiş Milletler, resmi Yemen hükümeti ve Husi isyancılar arasında devam ettirilen üçlü görüşmelerden bir türlü sonuç çıkmazken tankerin tamamen çürüyüp batması ya da infilak etmesi ihtimalinin her geçen gün kuvvetlendiği bildiriliyor. BM yetkilileri böyle bir durumda yaşanacak felakete müdahale konusunda gecikme yaşanacağından endişe ederken tankerin durumu şu anda sadece 7 kişilik bir mürettebat tarafından gözleniyor.
BM, Kızıldeniz’deki doğal yaşamın ve deniz taşımacılığı rotalarının zarar görebileceği konusunda uyarılarını yinelerken Yemen'in 200 bin tonluk petrolü, bir başka deyişle ülkenin toplam enerji ihtiyacının yüzde 38'i büyük tehlike altında. İç karışıklığın sürdüğü ve ekonomisi büyük yaralar alan Yemen'de bunun anlamı petrol fiyatlarının yüzde 80 oranında artması ve su pompalarının çalışmamasından dolayı 8 milyon insanın temiz suya erişiminin ortadan kalkması demek. Bu 8 milyonun dışında 2 milyon insanın da deniz suyu artıma tesislerinin sızıntı yüzünden kirlenmesi dolayısıyla susuz kalması söz konusu. Yani ortada 10 milyon insanı bekleyen çok büyük bir insani kriz ve tehlike bulunuyor.
Tankerde bulunan petrolün yarısının deniz yüzeyinde 24 saat içinde buharlaşması bekleniyor ancak kalan petrol sadece 10 gün içinde Yemen kıyılarına ve limanlarına ulaşacak.
Temiz suya erişimin dışında denizdeki balık popülasyonu da yok edebilecek bu büyük tehlike nedeniyle Yemen ve çevre ülkelerde açlık tehlikesi de baş gösterecek.
Petrol sızıntısı aynı zamanda hava kirliliğine de yol açacağı için sayısız insanın solunum ve kalp hastalıkları sebebiyle hastanelere başvurması bekleniyor.
Tüm bunların yanında Kızıldeniz'deki mercan resifleri de sızıntı ve olası infilak tehlikesi nedeniyle büyük tehdit altında.
Birleşmiş Milletler Husiler ile görüşerek tankerin incelenmesi için izin almaya çalışsa da Huslier aynı zamanda tankerin tamiratı için de BM'den taahhüt istiyor ancak oldukça yüklü bir maliyeti olan bu işlemler için BM'nin acil olarak kullanabileceği bir mali gücü bulunmuyor.