Güncelleme Tarihi:
Schleswig-Holstein’da Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Danimarkalı azınlığın oluşturduğu Güney Şilezvig Seçmenler Birliği (SSW) ile ortaklık eden Yeşiller’in toplam oyların yüzde 10’undan fazlasını alarak rahat bir biçimde yeniden eyalet parlamentosuna girmesine kesin gözüyle bakılıyor.
2010 yılından beri NRW’de SPD ile ortaklık eden Yeşiller ise son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre ciddi bir biçimde kan kaybediyor.
2012 yılında yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde toplam oyların yüzde 11.3’ünü alan Yeşiller’in şu andaki tahminlere göre 14 Mayıs’ta yüzde 6 civarında oy alacağından hareket ediliyor.
Tabii bu durumda SPD ile Yeşiller’in NRW’de iktidarı koruması mümkün olmayacak.
Yeşiller politik bir taktikle Hür Demokrat Parti’yle (FDP) aynı koalisyonda yer almayacaklarını şimdiden ilan ettiler.
Yani muhtemel bir SPD-FDP-Yeşiller trafik lambası koalisyonu olarak nitelenen kırmızı-sarı-yeşil ortaklığı şimdiden yatmış gözüküyor.
***
Aslında Yeşiller’de düşüşün sinyalleri çok belirgin bir şekilde 26 Mart’ta Saarland’da yapılan eyalet parlamentosu seçimlerinde geldi.
2012’de toplam oyların yüzde 5’ini alarak barajı zar zor aşan Yeşiller, 26 Mart’ta baraja çarptılar.
Yani yüzde 4 oy alarak yüzde 5 barajını aşamadılar.
İşte Saarland seçimlerinden beri federal düzeyde de Yeşiller’i bir barajı aşamama korkusu sardı.
Oysa ki Yeşiller’e yıllardır kurtarıcı gözüyle bakılıyordu Almanya’da.
Yeşiller ilk kez parti olarak 1980 yılında politika sahnelerine çıktılar.
1968 kuşağı ve yeni solcular bir araya gelip, yeni bir politik hareket olarak toplumun kafasını değiştirmeye soyundular.
Bu bir ekolojik hareketti.
Bir anti-nükleer santral hareketiydi.
Bu silahlanmaya karşı olanların hareketiydi.
Bir barış hareketiydi.
Bir kadın hareketiydi.
Kısa sürede çoğaldılar.
1983 yılında yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 5.6’sını alarak Federal Meclis’e girdiler.
Hatta 1985 yılında Hessen Eyaleti’nde Almanya’da bir ilki gerçekleştirdiler.
SPD ile koalisyon hükümetini kurdular.
Hem de dönemin SPD’li Eyalet Başbakanı Holger Börner, seçimlerden önce “Ben Yeşil faşolarla ortaklık etmem” dediği halde.
***
Daha sonraki yıllarda Almanya’nın Dışişleri Bakanı olarak görev alan Joschka Fischer, jeans pantolon ve yakası açık gömleğinin üzerine giydiği spor ceketiyle yemin ederek Hessen Eyalet Çevre Bakanı olarak işe koyuldu.
1998 yılında da Gerhard Schröder’in başbakanlığında SPD-Yeşiller koalisyonunu kurarak federal düzeyde bir ilki daha gerçekleştirdiler.
2011 yılında da yeni bir ilkle Yeşiller tarih yazdılar.
Baden Württemberg’de toplam oyların üyzde 24.2’sini alarak yılların Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile SPD’sini sollayan Yeşiller, Winfried Kretschmann’ı Almanya genelinde ilk Yeşil eyalet başbakanı yaptılar.
***
Evet, Yeşiller bugünlerde her zamankinden daha fazla tedirginler.
Çünkü son dönemlerdeki kamuoyu yoklamaları çok da iç açıcı değil.
Zira Yeşiller’in yıllardır savunageldiği doğa korunması, nükleer santrallerin kapatılması, yenilenebilir enerjiye geçiş, silahsızlanma gibi konulara hem CDU hem de SPD aynı kararlılıkla sahip çıkmaya başladılar.
Yani bir yerde köklü partiler Yeşiller’in elini zayıflattılar.
İşte o yüzden Yeşiller’in Almanya’yı 2030’lu yıllara taşıyacak yeni politikalara ihtiyacı var.
Bakalım “Gelecek Yeşil’dir” yazılı 2002 yılında kabul edilen Temel İlkeler Programı önümnüzdeki haftalarda ne kadar Yeşilleşecek?
Göreceğiz...