Güncelleme Tarihi:
“Açıkça söyleyelim, burası hala bir sömürge toprağı” diyor Limtiaco: “Bu da adanın yerlilerinin bir kısmını çok rahatsız ediyor. Bağımsızlık yanlısı küçük bir kesimin başlattığı hareket bir plebisitle sonuçlanabilir. Ancak Çamorroların çoğunluğu Amerikan düzeninin devamını istiyor. Çünkü şu anda en azından Federal yasaların uygulandığı, hükümetin denetlendiği bir sistem var. Guam’ın bağımsız olması durumunda rüşvetin, yolsuzluğun patlayacağını düşünüyorlar. ABD buraya kendi topraklarında ne varsa getirmiş durumda. İnsanların oy hakkı yok ama bunu pek umursamıyorlar. Sonuçta burası Kaliforniya’nın varoşlarına benziyor.”
Geçen nisanda Guam’daki bir Federal mahkeme Çamorroların bağımsızlık referandumu talebini Amerikan Anayasası’na aykırı bularak reddetti. 2004’te alınan bir karara göre BM denetiminde dekolonizasyon sürecinin başlaması için Çamorroların yüzde yetmişinin evet oyu vermesi gerekiyor.
Guam Valisi Eddie Calvo kasım ayındaki seçimlerde bir plebisitin gündeme gelebileceğini, bu konuda kendisine yoğun bir baskı yapıldığını söylüyor. Yani ABD için yakın gelecekte Kuzey Kore’nin yanı sıra bir bağımsızlık referandumu tehdidi de mevcut.
MAZLUMLARIN MİLLİ TAKIMI
ABD’de bizim bildiğimiz futbol en popüler spor dallarından biri değil. Bunun için olsa gerek Amerikalılar ayakla oynanmayan bir spora ‘futbol’ demekte ısrar ediyor. Amerikan toprakları içinde yer alan Guam ise bu konuda bir istisna yaratmış. Futbol ligi ve stadı olmadan bir milli futbol takımı kurup FİFA’ya tescil ettirmeyi başarmışlar. Asya klasmanında mücadele ediyorlar. Durumları San Marino milli takımından hallice. 2018 Dünya Kupası elemelerinde Türkmenistan’ı ve Hindistan’ı art arda yenince bir anda kendilerini Asya klasmanının zirvesinde bulmuşlar. Sonraki 6 maçta ise sadece bir beraberlik alabilmişler. Şu anda sondan ikinci durumda olsalar da futbolu sevdikleri ve bunu milli bir mesele haline getirdikleri belli.
HELİKOPTERDEN ADAYA ATILAN 2 BİN ÖLÜ FARE
Guam’ın başındaki tek bela Kuzey Kore füzeleri değil. Ada halkı uzun zamandır ekolojik bir sorunla da boğuşuyor. Kahverengi ağaç yılanları, başta kuşlar olmak üzere adaya ait birçok türün soyunu kurutmak üzere.
Guam’a ait olmayan bu yılan türünün İkinci Dünya Savaşı sırasında bir Amerikan savaş gemisi vasıtasıyla adaya ulaştığı ve hızla ürediği düşünülüyor. Felaket yalnız gelmez. Aynı dönemde adayı işgal eden Japonların da adaya yabancı bir kurbağa türü getirdiği ve bu türün de kontrolsüz bir şekilde çoğaldığı söyleniyor.
Guam’da yönetimi, birçok türü tehdit ettiği için canavar olarak kabul edilen kahverengi yılanla mücadelede ilginç yöntemler deniyor. Bunlardan biri içlerine zehir enjekte edilen iki bin ölü farenin helikopterle adanın üzerinden yılanlara servis edilmesi.
GUAM GECE HAYATI: HER MEŞREBE GÖRE EĞLENCE
Pasifik’te akşamlar gündüze göre biraz daha nemli olduğu için hava boğucu bir hal alıyor. Fakat nem, Guam’daki turistleri ve adanın yerlilerini gece eğlencesinden alıkoymuyor. Buraya Japonya’dan ve Güney Kore’den sadece gece hayatı için gelenlerin olduğu söyleniyor. Yine de İstanbul’dan gelen biri için Bağcılar’ın beşte birine tekabül eden 160 binlik nüfusuyla Guam, aynı zamanda bir sükunet ortamı demek. Akşam saat 22.00’den sonra adanın en işlek caddesi Pale San Vitores bile derin bir sessizliğe gömülüyor.
Eğlence, herkesin meşrebine göre seçtiği bar, disko ve restoranlarda devam ediyor. Guam’daki gece hayatının uluslararası “şöhreti” de bu çeşitlilikten geliyor. Millenial kuşak için en popüler şarkıların çaldığı barlar, aileler için canlı müzikli restoranlar, Amerikan askerleri için striptiz kulüpleri ve uluslararası DJ’lerin sahne aldığı birkaç büyük disko... Bunları beğenmeyip sahilde, ateş başında ukulele çalanlar da var.
DEVASA SAHNEDE YEMEKLİ GÖSTERİ
Adadaki en ilginç eğlence mekanlarından biri SandCastle yani kumdan kale. ‘Yemekli sahne’ olarak adlandırılabilecek SandCastle’da turistler akşam yemeklerini yerken bir yandan da devasa sahnedeki kabare ve revü şovlarını izliyor.
Onun hemen yanında ise Globe isimli Guam’ın en büyük diskosu var. Uluslararası DJ’lerin sahne aldığı Globe, ‘gecelere akmak’ isteyenlerin buluşma noktası. Caddenin karşısında ise iki büyük bar bulunuyor. Luis Fonsi’nin ‘Despacito’ şarkısının çaldığı Green Lizard’da yaklaşık bin kişi çılgınca dans ediyor. Hemen yanında ise aynı büyüklükte bir klasik rock barı var. İçeride Guns’N Roses çalıyor ve sadece beş kişi oturuyor. Tercihimi buradan yana kullanıyorum.