Yeni yüzyıl şaşırtacak

Bilimkurgu yazarı Arthur Clarke'ın 1964'te yazdığı Space Odyssey 2001'de anlattığı 2001'e nihayet geldik. Clarke’a göre önümüzdeki 100 yıl geçen yüzyıldan çok daha şaşırtıcı olacak. İnsan beyninin doğrudan bilgisayara bağlanacağını söyleyen Clarke şöyle diyor: ‘Bilgisayardan gelen sinyaller doğrudan beyne ulaşacak. Ancak bunun için saçları kazıtmak gerekecek. Bu yüzden peruk piyasası canlanacak.’

Bilimkurgu romanlarının yaşayan en büyük yazarı ve ‘Space Odyssey 2001’in yaratıcısı Arthur Clarke, dün girdiğimiz üçüncü milenyumla ilgili tahminlerini İngiliz Observer gazetesi için kaleme aldı. Uzun süredir Sri Lanka'da yaşayan 83 yaşındaki bilimkurgu üstadı, 20'inci Yüzyıl'dan çok daha şaşırtıcı geçecek yeni bir yüzyıla hazırlanmamız gerektiğini belirtiyor.

Clarke'a göre bu yüzyıl içinde insan beyniyle bilgisayar arasında doğrudan iletişim kurulacak. Böylece klavye ve ses tanıyan software ortadan kalkacak. Cihazın gönderdiği sinyaller bir miğfer aracılığıyla, insanın bütün vücudu ve duyu organları by-pass edilerek beyne ulaşacak. Clarke şöyle yazıyor: ‘Bu miğferin nasıl birşey olacağı biyoteknisyenlerin işi. Ancak böyle bir teknolojinin gelişmesini engelleyecek önemli bir faktör var. Bilgisayarla doğrudan bağlantı kurmak için insanların kabak kafalı olması gerekecek.’

İşte bu nedenle Clark, girdiğimiz yüzyılda peruk yapımının çok büyük gelecek vaaeden bir iş sahası haline geleceğini, espriyle karışık ifade ediyor. Bugün dünyanın yörüngesinde bulunan yüzlerce uyduyu, 55 yıl öncesinden bilen Clarke, ‘Ben yapay beyinden söz ettiğimde herkes fazla ileri gittiğimi düşünmüştü’ diye yazıyor. Space Odyssey 2001'deki bilgisayar HAL'in kısa süre içinde gerçek olduğunu belirten Clarke, ‘Ancak önemli bir hata yaptım. Bilgisayarların bu kadar küçülebileceğini, minyatürleştirme teknolojisinin kompüter endüstrisini ele geçireceğini önceden göremedim’ diyor.

İLETİŞİM UYGARLAŞTIRACAK

Clarke'a göre geçen yüzyıl içinde, iletişim alanında insanın istediği herşeyi yapabileceği kanıtlandı, ancak mali, hukuki ve siyasi alanda bazı engeller ortaya çıktı. İnternetle birlikte dünyada enformasyon akışı insanlığa daha da geniş ufuklar açacak, ‘Ham datayla enformasyonun; enformasyonla bilginin aynı şey olmadığını, yine de bilgiye giden yolun datalardan geçtiğini unutmamak gerekecek.’

Dünyadaki enformasyon akışı nedeniyle paniğe kapılan insanlar olduğunu da belirten Clarke şöyle yazıyor: ‘Onları biraz olsun teselli etmek için şunu söylemek isterim. Kendilerini atalarımızın yerine koysunlar. Onlar da matbaanın icadı nedeniyle alarm vermişlerdi. Binlerce kitap basılacak, bunları nasıl okuyacağız diye paniğe kapılmışlardı. Ancak insanlık o kitaplar sayesinde ilerledi. Şimdi de internetteki enformasyon akışı insanlığı daha üst uygarlık seviyelerine taşıyacak.’