Güncelleme Tarihi:
ŞİMDİ SIRA FRANSA’DA MI?
Fransa’nın AB’den ayrılmasını savunan aşırı milliyetçi ‘Ulusal Cephe Partisi’nin lideri Marine Le Pen, İngiltere’deki Brexit’çilerin zaferini sevinçle karşılamış ve sıranın Fransa’da olduğunu savunmuştu. Fransa’daki birinci turu 23 Nisan’da düzenlenecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri bu nedenle sadece Fransızlar için değil, tüm Avrupa için büyük önem taşıyor. Eğer ilk turda adaylardan hiçbiri gerekli oy çoğunluğunu sağlayamazsa 7 Mayıs’ta seçimlerin ikinci turu yapılacak. Anketler, Marine Le Pen’in ikinci tura kalma şansının yüksek olduğunu gösteriyor. Le Pen’in ikinci turdan da zaferle çıkması demek, AB açısından tam anlamıyla kriz demek.
Fransa’da Le Pen’in en büyük rakibiyse seçimlerin favori ismi olarak gösterilen, merkez sağın adayı François Fillon. Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanı olduğu 2007-2012 yılları arasında başbakanlık yapmış olan Fillon, televizyonda yayımlanan tartışma programlarındaki sakin tavırlarıyla takdir topladı. Ancak Fillon’un ‘kamu çalışanlarının sayısını 500 bin aşağı çekmek, KDV’yi artırmak’ gibi aşırı sert ekonomik ve sosyal politikaları, onun şimdiden İngilizler’in Demir Lady’si Thatcher’a benzetilmesine yol açtı.
ALMANYA ‘MERKEL’ Mİ DİYECEK?
Almanya’daki genel seçimlerin 17 veya 24 Eylül’de yapılması bekleniyor. 2005’ten beri iktidarda olan Almanya Başbakanı Angela Merkel, göreve dördüncü kez talip olduğunu açıkladı. Avrupa’daki birçok liderin yapamadığını yapıp Almanya’ya yüz binlerce Suriyeli mülteciyi kabul eden Merkel’in, ülkede yükselen ırkçılık ve göçmen karşıtlığı yüzünden eski popülerliğini yitirdiği konuşuluyor. Ancak yine de anketlere göre Merkel’in lideri olduğu Hıristiyan Demokrat Parti’nin seçimden zaferle çıkma ihtimali yüksek.
Almanya’daki seçimlerde en büyük endişeyse aşırı sağcı ‘Almanya İçin Alternatif’ (AfD) partisinin oy oranındaki artış. 2013’te parlamentoya giremeyen AfD, bu kez Almanya’da parlamentoya girmek için gerekli yüzde 5 barajını aşacak gibi görünüyor.
HOLLANDA’NIN TERCİHİ
Hollanda’da 15 Mart’ta düzenlenecek parlamento seçimleri de Avrupa açısından kritik önem taşıyor. Hollanda’yı AB’den çıkarma sözü veren aşırı sağcı politikacı Geert Wilders’ın liderliğini yaptığı Özgürlük Partisi’nin (PVV) seçimleri kazanması durumunda Hollanda’da da İngiltere’deki ‘Brexit’ benzeri bir referanduma gidilmesinden korkuluyor.
İRAN’DA SEÇİMLER
İran’da 19 Mayıs’ta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, reformcu Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ikinci dönem için yarışacak. İran’daki seçimler reformcu kanatla muhafazakâr kanadın adayları arasında geçiyor. İlk döneminde ABD’nin başını çektiği P5+1 ülkeleriyle tarihi bir nükleer anlaşmaya imza atarak ambargolar yüzünden zayıflamış olan İran ekonomisini ayağa kaldıran Ruhani, şu ana dek seçimlerin favorisi olarak gösteriliyor. Tabii bunda muhafazakâr kanadın cumhurbaşkanlığı adaylığı için hâlâ bir isim belirlememiş olmasının da etkisi var.
ABD’DE GÖSTERİLER YILI OLACAK
ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, 20 Ocak’ta Obama’dan görevi devralıyor. ABD’nin Trump dönemi iç ve dış politikasıysa belirsizliklerle dolu. Trump seçildikten sonra ABD’nin birçok kentinde yapılan büyük çaptaki protesto gösterilerinin, 2017’de Trump işbaşına geldikten sonra daha da artması bekleniyor. Hatta siyasi analistler, ABD’de özellikle büyük şehirlerin ‘68 kuşağından sonraki en büyük toplumsal gösterilere sahne olacağını söylüyor. Trump’ın seçim kampanyası sırasında popüler oyları almak için bulunduğu vaatleri tutup tutmayacağıysa tam bir muamma. Örneğin İran’la yapılan nükleer anlaşmayı gerçekten iptal edecek mi? ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan geri çekecek mi? Meksika sınırına duvar örecek mi? Trump ne yaparsa yapsın, bu konuların her birinin dünya çapında büyük sonuçları olacağı kesin.