Güncelleme Tarihi:
KİTAPLARI Batı’daki yazarlardan daha çok satan yazar Ahmet Ümit, Almanca yayınlanan ‘İstanbul Hatırası’ romanından Berlin’de ünlü Pergamon Müzesi’nde bölümler okudu. Aynı zamanda Yeşillerli Federal Meclis Milletvekili Özcan Mutlu’nun sorularını yanıtladı. Siyasetçi Mutlu, Türkiye’yle Almanya’nın bütünleştiğini, bu dostluğu ve köprüleri siyasetin ötesinde diri tutmak gerektiğini belirterek, “Hükümetler gelir geçer ama önemli olan dostlukları korumaktır” dedi.
‘NASIL YAZAR OLDUM?’
Birçok öyküsü sinemalara uyarlanan yazar Ahmet Ümit ise nasıl yazar olduğunu anlattı:
“Benim yazarlık hedefim yoktu. Annem terziydi. Gaziantep’te çok büyük, bahçeli eski bir evimiz vardı. Annem çırak kızlar yetiştirirdi. Bahçede eski Singer makinesiyle dikiş dikerken, çırak kızlar sıkılınca, anneme hadi bir hikaye anlat derlerdi ve annem de hikayeler anlatırdı. Ben anlatıcı bir annenin oğluyum. Sonra siyasi hareketli yıllarımda bir bildiri yazdım. Herkes beğenince, yazar olabilirim dedim. Yazdığım bir hikaye birden 24 dile çevrilince, yazarlığa karar verdim.”
NEDEN TARİH MALZEME?
Ahmet Ümit cinayet romanlarında neden tarihi figürleri ve yerleri kullandığı sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Ben Gaziantepliyim. 200 bin yıllık bir tarihe sahip Gaziantep, Antik Yunan, Hititler, Doğu Roma, Osmanlı kültürünü yaşamış. Gaziantep’te bir gün antik bir kent gördüm. Beni çok büyüledi. Müthiş bir tarihle karşılaştım. Burası antik Zeugma kentiydi. Dostoyevski’nin Karamazof Kardeşler romanı da aslında bir cinayet romanı. Cinayet romanları insanın ruhunu ortaya koyuyor, maskesini çekip çıkarıyor.”
Yeni romanıyla ilgili bilgiler de veren Ahmet Ümit, “Yeni romanım Bergama - Berlin arasında geçiyor. Spree Nehri kenarında bulunan bir cesetle başlayacak. Belki bu ceset bir belediye başkanına ait. Gerisi bende saklı. Romanım nedeniyle sık sık Berlin’e geleceğim” dedi.