Güncelleme Tarihi:
‘Nefes Nefese’, yönetmeni Jean Luc-Godard kadar başrol oyuncuları Jean-Paul Belmondo ve Jean Seberg’in de yıldızlarını parlatmıştı. Farklı yüz yapısıyla klasik jönlerden ayrılıyordu. Bir anlamda Humprey Bogart, Jean Gabin, Lino Ventura, Michel Piccoli vs. kategorisindeydi.
Kendi dönemi itibarıyla kutbun bir yanında o vardı, öte yanında da erkek güzelliğinin daimi simgesi Alain Delon… İkisi de sinema tarihinin önemli yapıtlarında boy gösterdiler ama popüler kültürün zihnine daha çok kendi zamanlarının aksiyonlarıyla imza attılar. Birkaç filmde karşılıklı oynadılar ama en ünlü buluşmaları 1970 tarihli bir Jacques Deray klasiği olan ‘Borsalino’ydu.
Belmondo’nun ‘solo’ çalışmalarına gelince ‘Kadın Kadındır’, ‘Rio Macerası’, ‘Çılgın Pierrot’, ‘Sevimli Haydut’, ‘Asların Ası’, ‘Lejyoner’, ‘Hayvan’, ‘Deli Fişek’, ‘Zafer Benimdir’, ‘Mağlup Edilmeyen’ bizde de çok tanınan ve sevilen yapıtlarıydı. Benim kişisel tarihimde ise çocukken izlediğim ve en çok etkilendiğim gerilim filmlerinden olan ‘Şehrin Üzerinde Korku’yla’ (Yön: Henri Verneuil), üniversite öğrencisiyken seyrettiğim, özellikle Ennio Morricone’nin unutulmaz müziğiyle zihinlerde yer eden ‘Profesyonel’i (Yön: Georges Lautner) gelir. Victor Hugo uyarlaması ‘Sefiller’ (1995) de (Jean Valjean’ı canlandırıyordu, yönetmeni de Claude Lelouch’tu) genç bir sinema yazarıyken eleştirisini yazdığım ilk Belmondo filmiydi sanırım.
Belmondo, bizim kuşak için adeta sinemanın ta kendisi olan simgelerden biriydi. Çünkü bu sanatı, ilk olarak o ve onun gibi isimler vasıtasıyla sevdik, tanıdık, bağrımıza bastık. Bir büyüğümüz, aile efradımız gibiydi. Üzgünüz, geride bıraktığı derin izlerle, sinemasal anılarla onu her daim hatırlamayı sürdüreceğiz…