Güncelleme Tarihi:
YENİ bir hayat uğruna yollara düşen mültecilerin hikâyesini yazmak için Saraybosna’dan Hırvatistan sınırına doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 3 saat süren yolculuktan sonra Bihaç kentine 70 kilometre kala devriye Bosna polisine takılıyoruz. Kısa bir sohbetten sonra Türk vatandaşı olduğumuzu öğrenen polisler, Avrupa’ya gitmeye çalışan mülteciler için devriye yaptıklarını söylüyor. Yaklaşık 60 bin nüfusa sahip Bihaç’a vardığımızda Bosna-Hersek Kızılaç’ı ile Türk Kızılay’ı yetkilileriyle birlikte, eski meyve-sebze hali olan ‘Bihaç Bira Mülteci Kampı’na gidiyoruz.
ÇOĞUNUN YOLU TÜRKİYE’DEN GEÇMİŞ
Yaklaşık 1600 kişilik mülteci kampında Iraklı, Pakistanlı, Afganistanlı göçmenler kalıyor. Sadece bekâr mültecilerin kaldığı ve eski bir fabrika olan bu kamp, Uluslararası Göç Örgütü, Bosna Kızılhaçı ile Türk Kızılay’ının yardımlarıyla ayakta duruyor. Türkiye’den geldiğimizi öğrenen mültecilerin bir kısmı bizimle konuşmak için hemen yanımıza sokuluyor. Çoğu Bosna’ya gelmeden önce bir süre Türkiye’de kaldığı için az çok Türkçe biliyor. Kamptaki her mültecinin ise hikâyesi farklı... Kimi ekonomik sebeplerden, kimi kan davasından kimisi ise savaştan dolayı ülkelerini terk ettiğini söylüyor. 19 yaşındaki Pakistanlı Omar Han’ın da yolu Türkiye’ den geçmiş: “Pakistan’da kan davasından dolayı bir kuzenim hayatını kaybedince babam ülkeyi terk edip hayatımı kurtarmamı istedi. 2 yıl önce Türkiye’deydim. 15 ay İstanbul’da çeşitli işlerde çalıştım. Daha sonra Fransa’ya gitmeye karar verdim. 5 aydır Avrupa’ya gitmeye çalışıyorum. Birkaç kez Hırvatistan’a geçmeye çalışırken yakalandım. Sınır dışı edildim. Ülkemde bir geleceğim yok. Oraya geri döndüğümde can güvenliğim tehlikeye girecek. O yüzden Avrupa’ya gitmek istiyorum.”
Mahmud Hasan
‘3 ÇOCUĞUM IRAK’TA KALDI’
Bosna-Hersek’e ailesiyle birlikte gelen mülteciler ise Boriç Kampı’nda kalıyor. Sadece ailelerin alındığı bu kampta 5 çocuk babası Mahmud Hasan da ailesiyle birlikte kalıyor. Kötü hava koşullarından dolayı Avrupa’ya gidemediklerini ifade eden Hasan, “Çocuklarıma ve aileme daha iyi bir gelecek sunmak için yollara düştüm. Geçen sene İstanbul’a geldim. Yunanistan’ı geçerek buraya yürüdük. Buraya varmamız 25 gün sürdü. Üç çocuğum Irak’ta kaldı” diyor. Şehrin nüfusuna göre çok fazla mülteci ağırladıklarını söyleyen Kızılhaç Bihaç Genel Sekreteri Selam Midziç ise sınırdaki son durumu, “Avrupa’ya gitmeye çalışan mülteciler burayı güzergâh olarak kullanıyorlar. Biz de mültecilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kamplarda kalanların her türlü ihtiyacını gidermeye çalışıyoruz” sözleriyle aktarıyor.
MUSUL DİYE BİR ŞEHİR KALMADI
Arakan’dan Bangladeş’e gitmeye çalışırken ailesinden bir daha haber alamadıklarını söyleyen 26 yaşındaki Nur Alam ise şunları anlattı: “Bangladeş’e göç ederken ailemi kaybettim. Bangladeş’te koşullar çok kötü olduğu için Avrupa’ya gitmeye karar verdim. Slovenya’ya kadar gittim. Karnımı doyurmak için polisten yardım istedim. Onlar da beni sınır dışı ettiler.” Hırvatistan sınırını geçmek için şansını dört kez denediğini söyleyen Iraklı Muhammed Abid ise, “DEAŞ Musul’u aldığında ailemle şehri terk ettik. Onlar Bağdat’a, ben Ankara’ya gittim. Musul DEAŞ’tan temizlendi. Ama Musul diye bir şehir kalmadı. Bu yüzden Irak’a dönmek istemiyorum.”
YOLLARA DÜŞEN MÜLTECİLER
HIRVATİSTAN sınırında bulunan ‘Velika Kladuşa-Mirala’ kampına doğru yola çıktığımızda yaklaşık 15 kişilik bir mülteci grubuna denk geliyoruz. Çoğunluğu Afganistan ve Pakistanlıların oluşturduğu grup üç gün önce Bosna-Hersek’e vardıklarını, sınırı geçmeye çalıştıklarını belirterek, “Avrupa’ya geçmek için aylardır yollardayız. İtalya’ya, Fransa’ya, Almanya’ya gitmeye çalışıyoruz. Burada hava çok soğuk. Ayrıca hiç paramız yok” diyor. Bu kampta da 21 ülkeden göçmen bulunuyor. 18 yaşındaki Arakanlı Muhammed Alif İslam onlardan biri. İslam, “Babam Arakan’da öldürüldü. Ailemle Bangladeş’e göç etmek zorunda kaldık. Ancak orada koşullar çok kötüydü. Birimizin çalışıp aileye bakması gerekirdi. Ben de Pakistan üzerinden Türkiye’ye geldim. 6 ay Türkiye’de kaldım. Daha sonra Avrupa’ya gitmeye karar verdim. 6 aydır burada bekliyorum” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
KIZILAY’DAN DESTEK
HIRVATİSTAN sınırında bulunan göçmenlere battaniye, çadır, yatak ve benzeri malzemelerden oluşan 9 TIR insani yardım malzemesi ulaştırdıklarını söyleyen Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, şunları söyledi: “Ülkelerinden uzakta, zor şartlarda yaşam mücadelesi veren binlerce göçmene, sonbahardan bu yana Bosna-Hersek’te yardım ediyoruz. Gerek Türkiye’den, gerekse yerelden temin ettiğimiz malzemeleri kendilerine ulaştırdık, dağıttık. Yerel yönetimler ile uluslararası kuruluşlarla, organize halinde göçmenler için daha fazla neler yapabileceğimizi istişare ediyoruz. Bosna-Hersek’te yakın bir süre önce kurduğumuz daimi temsilciliğimiz göçmenlere destek konusunda çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.”