Güncelleme Tarihi:
Associated Press'e konuşan Yemenli güvenlik ve liman yetkilileri, Hadi'nin yardımcılarıyla birlikte yerel saatle 15.30'da ülkenin güneyindeki Aden kentinden tekneyle ayrıldığını söyledi. Yetkililer, Hadi'nin nereye gittiği konusunda bilgi vermedi.
ABD'DEN AÇIKLAMA
ABD Dışişleri Bakanlığı, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin konutundan ayrıldığını teyit etti.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, günlük basın toplantısında, silahlı grupların Yemen'de kontrolü ele geçirmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Meşru geçişin, ancak, siyasi müzakereler ve tüm siyasi partiler arasında Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi'nin girişimi ve ulusal diyalog sonucundaki konsensüse varılmış bir anlaşma yoluyla olabileceğini belirten Psaki, Yemen'in geleceğinin Yemen halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini bildirdi.
Psaki, bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Hadi ile bugün erken saatlerde temas kurduklarını ifade ederek, "Kendisi artık konutunda değil, bunu teyit edebilirim" dedi.
Hadi'nin gönüllü olarak ayrılıp ayrılmadığına yönelik soru üzerine de Psaki, "Bence gönüllü olarak konuttan ayrıldığı gayet açık" ifadesini kullandı.
Psaki, Hadi'nin şu anda bulunduğu yere dair bilgi veremeyeceğini ifade ederek, "Kendisiyle son günlerde temas halindeydik" diye konuştu.
Bir gazetecinin "Şehir çökmek üzere. Bu biraz zor bir gönüllü ayrılma durumu olmuyor mu" yorumu üzerine Psaki, "Konuyu anlamlandırmayı size bırakıyorum. Kendisinin zorla mı gönüllü mü ayrıldığı ve bunun ne anlama geldiğini karakterize etmek zorunda değilim" değerlendirmesinde bulundu.
Psaki, Husilerin eylemlerinin devamlı olarak Yemen'deki dönüşümün altını kazıdığını bildirdi.
"Suudilerin meşru kaygıları var"
Suudi Arabistan'ın Yemen sınırına askeri yığınak yaptığına ve Arap zirvesinde Yemen'e Arap güçlerinin gitmesine yönelik bir öneri sunacağına dair haberlerin sorulması üzerine Psaki, şunları kaydetti:
"Şu anda konuyla ilgili detaylara sahip değiliz. Bu haberlerin yeni olduğunu sanmıyorum. Suudi Arabistan ve Körfez Arap Ülkeleri İş Birliği Konseyi ülkeleriyle barışçıl siyasi geçişi teşvik etmek için yakından çalışıyoruz ve onların Husilerin agresif eylemlerine yönelik kaygılarına katılıyoruz. Suudilerin, coğrafi yakınlıkları dikkate alındığında Yemen'deki mevcut olayların kendi güvenliklerine olası etkilerine yönelik meşru kaygıları var ve sınırlarındaki güvenliği sağlamak için uygun önlemleri almakta olduklarını anlıyoruz. Gelecek toplantıdan bahsediyorsunuz, teklif edilebilecek veya edilmeyecek bir öneri hakkında detaylara sahip değilim."
DAHA ÖNCEKİ İDDİALAR YALANLANMIŞTI
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, cumhurbaşkanlığı kaynakları, Hadi'nin Ensarullah Hareketi (Husiler) milislerinin Aden'e yaklaşması üzerine ülkeden ayrıldığı yönündeki haberlerin gerçek dışı olduğunu belirtmişti. Kaynaklar, "Hadi'nin Husiler'in Aden sınırına yaklaşması üzerine kentteki başkanlık sarayından ayrıldığı ve güvenli bir bölgeye nakledildiğini" ifade etmişti.
SARAYA SALDIRI
AFP'ye konuşan bir cumhurbaşkanlığı yetkilisi ise, "Bir savaş uçağı, başkanlık sarayına üç füze attı. Bu saldırıya hava savunma sistemiyle karşılık verildi" demişti.
İran destekli Husilerin ev hapsinde tuttuğu Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi geçen ay Sana'dan kaçarak, ülkenin güneyindeki Aden kentine gitmişti.
BAŞINA ÖDÜL KOYDULAR
Husilerin, Cumhurbaşkanı Hadi'nin yakalanması için 20 milyon riyal (93 bin dolar) ödül vadettiği öne sürüldü.
"SAVUNMA BAKANI KAÇIRILDI" İDDİASI
Öte yandan Husi milislerinin, Yemen Savunma Bakanı Mahmud es-Subeyhi ve Lahic kenti tugay komutanı Tuğgeneral Faysal Receb'i kaçırdığı iddia edildi.
Anadolu Ajansı'nın askeri kaynaklardan aldığı bilgiye göre, Husiler, Savunma Bakanı Mahmud es-Subeyhi ve Lahic kenti tugay komutanı Tuğgeneral Faysal Receb'i kaçırdı. Milislerin, Subeyhi ve Tuğgeneral Receb'i bilinmeyen bir yere götürdüğü ifade edildi.
Savunma Bakanı Subeyhi, Sana'daki evini kuşatan Husi milislerinden kaçarak, 8 Mart'ta Aden'e gelmişti.
Uzun süredir siyasi krizin yaşandığı Yemen'de, hükümet ve Cumhurbaşkanı Hadi'nin Ocak ayında istifa ettiğini açıklamasının ardından, başkent Sana'yı elinde bulunduran Husiler, 6 Şubat'ta meclisi feshettiğini duyurmuştu. Husilerin siyasete silahlı müdahalesi, “darbe" olarak nitelendirilmişti.