Yaşam biçimimizi biz belirleriz

BU terör saldırısı, özgürlüğe saldırıydı.

Demokrasiye saldırıydı.
Birlikteliğe saldırıydı.
Barış içinde birlikte yaşama saldırıydı.
İnsanların yaşam biçimine saldırıydı.
Çoğumuzun aklından o akşam olduğu gibi, daha sonraki günlerde de mutlaka “Kalabalık yerlerden uzak duralım” düşüncesi geçti.
Aslında bu çok insani bir reflekstir.
Bunun yadırganacak hiçbir yönü yoktur.
Kendi kendime daha o akşam, “Acaba tarihi Brandenburg Kapısı önünde düzenlenen geleneksel yılbaşı kutlamaları bu yıl nasıl olacak?” diye sordum.
İşte o yüzden de önceki gün öğleden sonra yılbaşı kutlamalarının yapılacağı 17. Haziran Caddesi üzerindeki Zafer Anıtı ile Brandenburg Kapısı arasındaki kutlama alanını görmek istedim.

***
Sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı.
Kutlama alanına girişlere, olası TIR’lı saldırıları engellemek için beton bariyerler konulmuştu.
Kutlamalar, saat 19.00’dan itibaren başlayacağı halde insanlar akın ediyordu.
Girişlerde çok sıkı kontroller vardı.
Hem resmi, hem de sivil polisler herkesin üzerini didik didik arıyordu.
Özel güvenlik görevlileri de öyle.
Akşama doğru kutlama alanı tıklım tıklım doldu.
Yalnız Berlinliler değil, dünyanın çeşitli kesimlerinden gelen turistler de vardı aralarında.
Tabii göçmen kökenli Berlinliler de.
Çoğu gençti.
Ama “Yaşam biçimime müdahaleye izin vermem, dokundurtmam” diyen orta yaşlılar ve yaşlılar da.
İşte bu, kişisel özgürlüğe sahip çıkmanın çok açık bir kanıtıydı.
Yerlisiyle, yabancısıyla, göçmen kökenlisiyle bütün insanlar, teröre de teröristlere de adeta meydan okuyorlardı bu tutumlarıyla.
Sağduyulu Alman politikacıların yaklaşımları da zaten bu yöndeydi.

***
Yıkık Kilise’nin önündeki saldırıdan sonra, Almanya’nın gelecek seçimlerde cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakılan Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, “Biz, bu yaşam biçimimizin yok edilmesine izin vermeyeceğiz” açıklamasında bulunmuştu.
Şu andaki Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da Noel konuşmasında, “Bu bizim yaşam biçimimize saldırıdır. Ama bu saldırı bizi yıldırmayacaktır” demişti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de önceki akşamki yeni yıl mesajında bunun altını yeniden çizdi.
Merkel, “Nasıl yaşayacağımızı, nasıl yaşamak istediğimizi biz belirleriz, kin dolu bu caniler değil” dedi.
Başbakan Merkel, tek amaçları yaşamak olan insanlara Almanya’nın kapılarını, Almanların kucaklarını açmalarının en doğru bir davranış olduğunu da yineledi.
Başta aşırı sağcılar ve sağ popülistler olmak üzere çeşitli kesimlerden gelen eleştirilere rağmen Merkel, sığınmacı politikalarının doğruluğunu da savundu.
Merkel’in bu kararlı tutumu kesinlikle takdire şayandır.
Ama Berlin’deki yılbaşı kutlamalarına katılan yüzbinlerce insanın kararlı tutumu da gözardı edilmemeli.
Bu insanlar, teröristlere karşı “Biz yaşam biçimimizi kendimiz belirleriz” diye haykırdılar.
Ama daha saat farkı nedeniyle Almanya yeni yıla girmeden İstanbul’da bir eğlence mekanında girişilen ve ilk belirlemelere göre aralarında başka uluslardan insanların da bulunduğu 39 kişinin kurşunlanarak öldürüldüğü haberi geldi.
Bu da bizleri üzdü.
Evet, İstanbul’daki bu saldırı, Berlin’deki “2017 Hoşgeldin” sloganı altında düzenlenen kutlamalara gölge düşürdü.