Güncelleme Tarihi:
İngiliz Independent'ın haberine göre; geçmişte daha çok AB karşıtlığı üzerinden siyaset yapan AfD, Almanların yüzde 40'ının açık kapı politikası nedeniyle Başbakan Angela Merkel'in istifa etmesi gerektiğini düşündüğü bir ortamda, benimsediği yabancı düşmanlığıyla prim yapmış görünüyor.
Hali hazırda Almanya'nın beş eyalet meclisinde sandalyesi bulunan AfD'nin, gelecek ay yapılacak seçimlerde de Baden-Württemberg, Renanya-Palatina ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinin meclislerine temsilci sokması bekleniyor.
ANKETLERDE ÜÇÜNCÜ PARTİ GÖRÜNÜYOR
Kamuoyu araştırmalarında söz konusu üç eyalette partinin oyları yüzde 15 düzeyinde seyrediyor. Ayrıca yine anketlere göre; göçmenlerin Alman kültürü ve kimliğini yok edeceğini savunan parti, bugün seçim olsa ülke genelinde oyların yüzde 12’sini alıyor. Bu da AfD’nin Merkel’in partisi Alman Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU) ile koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) ardından ülkedeki üçüncü büyük parti konumuna yükselmesini sağlıyor.
TEPKİ ÜSTÜNE TEPKİ GELDİ
40 yaşındaki aşırı sağcı siyasetçi, Mannheimer Morgen gazetesinde yayınlanan söyleşisinde, “Hiçbir polisin bir sığınmacıyı vurmak istemediğini” belirterek, “Polis, sınırın yasadışı olarak geçilmesini engellemek zorunda, eğer gerekirse silahını kullanmalı, yasada böyle yazar” diye konuşmuştu.
Bunun üzerine Petry’ye tepki yağarken, federal hükümetin ortağı SPD Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel, Petry'nin açıklamasını kabul edilmez bulurken, partinin iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesi gerektiğini söyledi. Gabriel “AfD'yi istihbarat izlesin” demişti.
Alman Polis Sendikası da yaptığı açıklamayla Petry'e tepki gösterdi. Sendikadan yapılan açıklamada, “Hiçbir Alman polisi mültecilere ateş açmaz” denildi.