Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

Güncelleme Tarihi:

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2014 01:54

Frank İslam, Potomac’te yaptırdığı, Washington’ın en büyük evinde verdiği davetlerle Amerikan başkentinin en popüler isimlerinden biri. Başkan Obama’ya da yakın işadamının Amerika’nın güç simsarlarını ağırladığı davetlerin aşçısı ise bir Türk. İslam ve eşi Debbie, 6 yıl süren inşaatın ardından geçen sene taşındıkları evlerinin kapılarını Hürriyet’e açtılar.

Haberin Devamı

ABD’nin dolar milyarderlerinden Frank İslam (62), Hindistan doğumlu bir Müslüman. 1967’de 15 yaşındayken, doğup büyüdüğü Hindistan’da Amerikalı bir öğretim üyesiyle tanışıyor. Ve Amerikalı akademisyen, ailesi maddi imkânsızlıklar yaşayan İslam’ı Amerika’ya götürüp onun eğitimini karşılamayı teklif edince de tüm hayatı değişiyor. Kendi ifadesiyle “Frank İslam’ın Amerikan Rüyası” başlıyor.

Colorado Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okuyor. Yükseklisansını yapıyor. Mezun olup teknoloji şirketlerinde çalışmaya başlıyor. Bu sırada, kendisi gibi bir göçmen olan ve yine kendisi gibi yoksul bir aileden gelen Kanadalı karısı Debbie ile tanışıyor. 1994’te de bilgisayar mühendisliği ve enformasyon teknolojisi alanında çalışan kendi şirketi QSS’i kuruyor. 13 yılda, sıfırdan kurduğu şirketi kendi alanında en tepeye çıkarıyor. Zirvedeyken de bedeli tam olarak açıklanmayan ama en az 250 milyon dolar olduğu tahmin edilen bir anlaşmayla şirketini satıyor.

Haberin Devamı

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

KARAYİPLERE YERLEŞMEK VARKEN

Siz olsanız ne yapardınız? 55 yaşındasınız. Çocuğunuz yok. Bir tek karınız var. Ve hayatınız boyunca sizi hiç yalnız bırakmayan o yoğun iş temponuz geçip gitmiş, elinize de bir servet bırakmış. Dünya turu… Sanat koleksiyonerliği… Yazıp çizmek… Ya da Karayipler’de bir adada emeklilik… Ama hayır. İslam ve karısının aklına bunların hiçbirisi gelmiyor. Onun yerine birikimleriyle Washington’ın en büyük evini yaptırmaya karar veriyorlar. Niye mi? Hem hayatları boyunca edindikleri estetik zevklerini yansıtabilecekleri bir ev inşa etmenin tadına varmak için… Hem de sonra o evde verecekleri davetlerle sosyalleşmek, politik bağlantılar kurmak ve yardım kuruluşlarına bağış toplamak için.

14 YATAK ODASI, 22 BANYO

İslam Çifti’nin Washington’ın zenginlerinin yaşadığı Potomac semtindeki malikânelerinin adı Norton Manor. 4 bin 400 metrekarelik ana bina ve yanında da 850 metrekarelik bir konuk evinden oluşuyor. Evin içinde 14 yatak odası, 22 banyo, sinema salonu ve bir spor salonu bulunuyor. Ana bina bodrum dahil üç kat. Ve her oda her kat için ayrı bir dekorasyon konsepti oluşturulmuş. Örneğin kış partilerinin verildiği en alt kat art deco tarzda döşenmiş. En üst kattaki yatak odalarının her birinde ise o odaya yayılan halılara uygun farklı bir iç tasarım oluşturulmuş. Mesela Türk halılarının olduğu odadaki mobilyalarda da Türk motifleri kullanılmış. Evin alametifarikası olarak ise avizeler seçilmiş. New York’ta bir cam ustasına özel sipariş edilen ve her biri sanat serine dönüşmüş, evin her yerine yayılmış avizeler, cam vazolar…

Haberin Devamı

DEMOKRAT PARTİ’NİN NEFERİ

İslam Çifti, inşaatı 6 yıl süren ev için toplam servetlerinin ne kadarının gittiğini söylemiyorlar. Ancak Frank İslam, aşağı yukarı 50 milyon dolar harcadıklarını anlattı. Hayatlarının 35 yılını Washington’da geçiren İslam çiftinin böyle bir ev için neden yine Washington’ı seçtiklerinin cevabı ise Frank İslam’ın politika merakı. İslam, bir Demokrat Partili. Ve Başkan Obama’nın Beyaz Saray davetlerinin de her zaman onur konuklarından biri.

Geçen yaz taşındıkları evde şimdiye kadar altı davet vermişler. Bunların beşi, Demokrat Parti’ye bağış toplama etkinliği olmuş. Demokrat Parti ile o kadar iç içe ki, bu yaz Başkan Yardımcısı Joe Biden için de bir davet vereceğini, bağış toplayacağını söyledi. Asıl önemlisi… Bu işlerde o kadar temkinli ki… 2016 Başkanlık yarışında Demokrat adaylar arasında Biden’ı mı yoksa Hillary Clinton’ı mı destekleyeceğini sordum. Cevabını bana yazılmamak kaydıyla verdi.

Haberin Devamı

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

POFUDUK TERLİKLERLE ÇALIŞIYOR

Hayır. Bir seçim kazanma ihtirası yok. “Başkan Obama’nın vereceği her göreve hazırım” diyor. Örneğin Johns Hopkins Üniversitesi’nden prestijli Kennedy Center (ABD’nin AKM’si) yönetim kurulu üyeliğine onlarca sosyal sorumluluk görevinin yanında Ticaret Bakanlığı’na danışmanlık da yapıyor. Ve Başkan’ın vereceği başka bir görev bekliyor. Bir disiplin abidesi. Aynı anda 20 yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra evine koydurttuğu eski başkan Kennedy’nin kullandığı masanın replikasında, şirketini sattıktan sonra kurduğu FI Yatırım’ın işlerini takip ediyor. Ve o devasa malikanede ayağına geçirdiği pofuduk terlikler, uzunluktan pot yapmış pantolonuyla oradan oraya koşturuyor. “Nasıl yetişiyorsunuz” dedim. “Ben sadece işlerime odaklanıyorum. Evdeki düzen ve davetlerle de karım ilgileniyor. Ortak bir disiplinle üstesinden geliyoruz” dedi.

Haberin Devamı

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

YEMEKLERİ TÜRK AŞÇI YAPIYOR

İslam bir göçmen. Amerika’nın çekirdeğini oluşturanlar gibi dışarıdan gelme. Ama en önemlisi, geldiği yeri benimseyen ve aldıklarını şimdi verme yarışına girmiş bir Amerikalı. “Hindistan’la bağlarınız nasıl” dedim. “Bir Amerikalı’nın bağları gibi” dedi. Şimdi olduğu yeri, Amerika’daki çok kültürlü yapıyı öyle benimsemiş ki, Hindistan yemekleri de ilk tercihi değil örneğin. Peki ne mi? Türk yemekleri. Ve evde şimdiye kadar verdiği bütün davetlerde catering hizmetini yapan da bir Türk aşçı. 35 senedir Amerika’da yaşayan, Elif Catering’in sahibi Bedri Gezgeç. İslam, Gezgeç’in yemeklerine özellikle de kendi yaptığı baklavaya bayılıyor. Söyleşi için buluştuğumuz gün de eve Gezgeç’i çağırmış ve yemekler hazırlatmıştı. Gezgeç ile birlikte bir fotoğraf verdi ve yazıda Gezgeç’ten özellikle bahsetmemi de birkaç defa rica etti. Türk yemeklerine olan hayranlığını defalarca yineledi.

Haberin Devamı

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

ŞİMDİ SIRADA BİR ENSTİTÜ VAR

İslam ve eşi, hayatlarının bundan sonrasını Potomac’teki bu devasa evlerinde geçirmeyi planlıyorlar. Bu sırada Beyaz Saray’daki döşemelerin replikası mobilyalarla bezenmiş avlunun iki kanadındaki kendi çalışma ofislerinde günlük işlerini hallediyorlar. Debbie İslam, bundan sonra verilecek davetin detaylarıyla uğraşıyor. Frank İslam ise vakıf ve okullardaki yönetim kurulu üyelikleriyle, arada Huffington Post’a yazdığı makalelerle, politik bağlatılarını güçlendirmekle meşgul oluyor. “Peki” dedim, “onlarca vakıf üyeliğinin yanında neden kendi adınızda bir okul açmıyorsunuz? Ya da önde gelen bir üniversiteye yapacağınız bir bağışla sizin adınızın verileceği bir enstitü kurmuyorsunuz?” Gözleri parladı birden ve “Şimdi sırada o var” dedi. “Adını şimdilik açıklamak istemiyorum. Ama çok ünlü bir okulla böyle bir projemiz var. Bu bizim geriye bırakacağımız en büyük miras olacak. Ben ve karım, şirketi sattıktan sonra elimize geçen parayı nasıl harcayacağımızı uzun süre düşündük. Ve çevremizde aynı durumda olup sonra hayattan kopup gidenlere benzemek istemediğimize karar verdik. Sosyal yaşam ve yardımlaşma, bizim bundan sonraki yaşamımızın yeni ateşleyicisi olacak. Şu anda onun tadını çıkarıyoruz.”

Washington’ın en büyük malikanesi kapılarını Hürriyet’e açtı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!