Güncelleme Tarihi:
FEDERAL İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, aşırı İslamcı faaliyetlerde bulunduğu, Anayasa düşmanı ideolojiler yaydığı, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) terörünü desteklediği ve gençleri radikalleştirdiği gerekçesiyle hafta başında Almanya’da faaliyet gösteren Gerçek Din (Die wahre Religion) isimli grubun faaliyetlerini yasakladı.
Buna paralel olarak Almanya’nın 10 eyaletinde Selefilerin oluşturduğu bu organizasyona ait bazı camiler, cami dernekleri ile evlere ve bürolara eşzamanlı baskınlar düzenlendi.
Bilgisayarlara, dokümanlara ve kitaplara el konuldu.
Selefilerin oluşturduğu dernek konumundaki bu grup, Almanya’da 2011 yılından beri bazı kent merkezlerinde kurdukları standlarda Almanca ve bazı başka dillerde bedava Kuran’ı Kerim dağıtmakla dikkatleri üzerinde topladı.
“Lies!” (Oku!) sloganı altında yıllarca Alman polisinin, Alman politikacıların, Alman halkının ve ülkede yaşayan diğer insanların gözleri önünde bu faaliyetlerini sürdürdüler.
Kimse de çıkıp “Siz ne yapıyorsunuz?” demedi.
İşte Bakan de Maiziere’in yasaklama kararıyla birlikte Almanya’da yeni ve yoğun bir tartışma başladı.
***
Federal Hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz, bu baskınların ‘camilere keyfi müdahale’ şeklinde yanlış algılamalara yol açabileceğine dikkati çekerek, radikal İslamcıların takibatında “ölçülü” davranılması gerektiğini hatırlattı.
Aydan Özoğuz’un bu açıklamasına muhafazakar kanttan sert tepkiler yağdı.
Neredeyse tam bir linç girişimi.
Hem Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) hem de kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) politikacılar, Aydan Özoğuz’u adeta topa tuttular.
“Polise teşekkür edecek yerde, keyfi davranma suçlamasında bulunmanın kabul edilecek hiçbir yönü yoktur” şeklinde açıklamalarda bulundular.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) de atıp tuttu.
Alman Polis Sendikası’ndan da benzer açıklamalar geldi.
Hatta CDU ve CSU’lu bazı parlamenterler, Aydan Özoğuz’un istifa etmesi gerektiğini bile söylediler.
Alman Polis Sendikası da.
***
Aşırı İslamcıların giriştikleri terör eylemlerinin, saldırılarının nerede olursa olsun, savunulacak hiçbir yönü yoktur.
Aydan Özoğuz da böyle düşünmektedir.
Hatta defalarca çok açık bir biçimde bunu dile bile getirmiştir.
Aydan Özoğuz’un asıl üzerinde durduğu şey, Almanya’da farklı dinden, farklı kökenden, farklı dilden ve farklı kültürden insanların barış içinde birlikte yaşamalarıdır.
Camiler Müslümanların kutsal ibadet yerleridir.
Camilere baskınlar, Müslümanlar tarafından yanlış algılanabileceği gibi, bu insanların kendilerini dışlanmış hissedebilecekleri gerçeğini hatırlatmıştır Aydan Özoğuz.
Sadece bu ve benzer operasyonlarla radikalleşmenin engellenemeyeceğine de dikkati çekmiştir.
Gençlerin radikalleşmelerinin engellenmesi için daha kapsamlı çalışmalar yapılması ve önlemler alınması gerektiğini hatırlatmıştır.
Ama Almanya’da bazı çevreler bilinçli olarak Aydan Özoğuz’un sözlerini “yanlış anlamak” istemiştir.
Nitekim eleştirilerin yoğunlaşması üzerine Aydan Özoğuz, “Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına itimadım tam, aşırı Selefizme indirilen her darbe dini radikalizmle mücadele açısından önemli” diyerek noktayı koymuştur.
İşin ilginç yönü, genel başkan yardımcılığını yaptığı Sosyal Demokrat Parti (SPD) nedense Aydan Özoğuz’a pek de sahip çıkmamıştır.
Kim bilir, belki de “olayı büyütmemek” içindir.