Güncelleme Tarihi:
Sığınmacı akınının durdurulması için sınırların kapatılması tartışmaları yoğunlaşırken, son dönemlerde gözler Türkiye’ye çevrildi.
Özellikle Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların Avrupa’ya göçünü engellemek için Ankara ile işbirliğinin artırılması gündeme geldi.
Bu bağlamda Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki müzakerelerin yeniden canlandırılması, Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin kaldırılması ve Suriyeli sığınmacılara daha iyi imkanlar sağlanması için Türkiye’ye mali yardımda bulunulması gibi öneriler ön plana çıktı.
* * *
Aynı zamanda Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı olan Almanya Başbakanı Angela Merkel’i dinliyorum.
“Türkiye, Suriye’deki sürtüşmenin çözümü için anahtar ülkedir” diyor.
“Türkiye, sığınmacı sorunun çözümü için önemli bir partnerdir” diyor.
“Türkiye ile işbirliğini artırmalıyız” diyor.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de öyle.
* * *
Ama Almanya’dan çatlak sesler de yükseliyor.
CDU’nun kardeş parti konumundaki Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) bazı politikacılar, “Türkiye’ye taviz vermeyin!” diyorlar.
Sol Partili politikacılar da öyle.
“Türkiye’ye yüz vermeyin!”
“Türkiye ile pazarlık yapmayın!” diyorlar.
Yeşiller Partili bazı politikacılar da öyle...
* * *
Türk vatandaşlarına vize uygulamasıyla ilgili mahkeme kararlarına bakıyorum.
Avrupa Adalet Divanı 19 Şubat 2009 tarihinde verdiği kararında, dönemin Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile Türkiye arasında 23 Kasım 1970 tarihinde imzalanan Katma Protokol’e göre vize uygulaması hukuksal değildir.
Münih İdari Mahkemesi ve Berlin Yüksek İdari Mahkemesi başta olmak üzere Almanya’nın çeşitli kesimlerindeki mahkemeler de benzer kararlar vermiştir.
Yani kendi yasal düzenlemelerine riayet etmeyen, saygı göstermeyen Avrupalıların, Almanya’nın ayıbıdır vize uygulaması.
Bu Türklere verilen bir taviz değildir.
* * *
Paraya gelince...
AB, Türkiye’deki sığınmacıların yaşam koşullarının iyileştirilmesi için önümüzdeki 3 yıl içinde, toplam 3 milyar Euro mali yardımda bulunmayı planlamaktadır.
Şu ana kadar verilmiş tek cent yoktur.
Avrupalılar daha bu paranın nereden bulunacağını tartışmaktadır.
Türkiye üzerinden Almanya’ya gelecek her sığınmacı Almanya’ya kat kat daha pahalıya mal olacaktır.
Bazı hesaplara göre, şu andaki sığınmacılar için Almanya en az 10 milyar Euro harcama yapacaktır.
Münih’teki Ifo Enstitüsü’ne göre bu rakam 2016 yılında 21 milyar Euro’yu bulacaktır.
Başka bir deyişle, AB’nin Türkiye’ye yapacağı mali yardım, eski bir Alman bankerin deyimiyle peanuts (çekirdek parası) bile değildir.
İşte bazı Alman politikacılar bu gerçeği görmekten bile yoksundur.
* * *
Silahlara gelince...
Özellikle Sol Partili politikacılar, “Türkiye’ye her türlü savunma malzemesi ve silah ihracına son verilsin!” türküsünü yineleyip durmaktalar.
Buna karşın aynı politikacılar, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristlerine karşı mücadele edebilmeleri için Peşmergelere Alman silahı gönderilmesine tam destek vermekteler.
Alman Birinci Televizyonu’nda (ARD) bir program izliyorum.
IŞİD teröristlerinin ellerinde Alman silahları.
“Peşmergelere gönderilen Alman silahları da var ellerinde” deniliyor.
Peşmergelere gönderilen Alman silahların PKK teröristlerinin ellerine geçeceği de apaçık ortada.
Sol Partili politikacılar da bilmekte bunu basbayağı.
Bu silahların Türklere çevrileceğini de...
Ama buna rağmen zaman zaman Federal Meclis’e “PKK yasağı kalksın” diye önerge vermeyi de ihmal etmiyorlar(!)...