Güncelleme Tarihi:
Basın açıklamasında günün sonunda ulaşılmış bir somut sonuç bulunmadığını bildiren Mora; ‘’Ortak Komisyon toplantısından (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) (KOEP) şimdi çıktık. Zor bir konuyu görüşüyoruz. İran Nükleer programına devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de İran’a uyguladığı yaptırımlara devam ediyor. Bu durumda biz bir çözüm üretmek için çalışıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
İran’ın taleplerini yeni bir heyetle vurguladığını bildiren Mora; ‘’Yeni bir İran delegasyonu ile muhatap oluyoruz. Dr. Ali Bageri Keni’nin yönettiği yeni bir delegasyon yeni başkanı, yeni yönetimi ve yeni hassasiyetleriyle İran bu güne kadar getirilen altı etabı tanıdı. İran halkının içinde bulunduğu zor durumun sona ermesini talep ettikleri mesajı iletiyorlar. Bugün müzakerelere devam etme kararı aldık. Yarın ve yarından sonra görüşmeler devam edecek’’ şeklinde konuştu.
GÖRÜŞMELER 5 AY SORA YENİDEN YAPILIYOR
Avusturya'nın başkenti Viyana'da İran ile nükleer anlaşmanın tarafları Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında bugün 5 ay aranın ardından anlaşmaya geri dönüş müzakereleri yeniden başladı. Avrupa Birliği (AB) koordinatörlüğünde yapılacak yedinci tur nükleer müzakerelerde, 2018 yılında anlaşmadan ayrılan ABD'nin yeniden anlaşmaya dönmesinin yolları aranıyor. Tahran yönetiminin Washington ile doğrudan görüşmek istemediği müzakerelere ABD yönetimi doğrudan katılmıyor.
Tahran yönetimi Viyana müzakerelerinin gerçekçi bir temelde yapılmasını ve kendisine yönelik uygulanan ABD yaptırımlarının tek seferde tamamen kaldırılmasını istiyor. Washington yönetimi ise İran'ın nükleer faaliyetlerini ve uranyum zenginleştirme işlemlerini nükleer anlaşmada belirlenen seviyeye çekmesini ve Tahran yönetiminin şart koymadan anlaşmaya geri dönmesini istiyor. İran'ın balistik füze faaliyetleri ve bölgesel etkisi ise ABD'nin imzalanacak nükleer anlaşmaya eklemek istediği diğer konu başlıklarını kapsıyor.
ABD 2018 YILINDA ÇEKİLMİŞTİ
ABD ile İran arasında uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı nükleer anlaşma, 16 Ocak 2016'da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) onayıyla imzalanmıştı. İki ülke arasında ilişkileri kısmen normalleştiren ve İran üzerindeki yaptırımları kaldıran nükleer anlaşma ABD Başkanı Donald Trump döneminde bozulmuştu. ABD'nin eski Başkanı Donald Trump'ın kendisinden önceki hükümetin imzaladığı nükleer anlaşmayı yetersiz görmesi ve Tahran yönetiminin füze faaliyetleri ve bölgesel etkisinin de anlaşmaya dahil edilmesini istemesi iki ülke arasında krize neden olmuştu. ABD'nin 2018 yılında nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesi ve İran'a ağır ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlaması nükleer anlaşmanın geleceğini zora soktu.
Kapsamlı Ortak Eylem Planı adı verilen nükleer anlaşmadan çekilmeyen Tahran yönetimi ise, ABD'nin yaptırımlarına karşılık olarak anlaşmanın kendisine verdiği bir hak olarak gördüğü aşamalı uranyum zenginleştirme faaliyetlerine başlamıştı. Nükleer anlaşmanın yüzde 3,67 oranında tanıdığı uranyum zenginleştirme ve en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabilme kuralını kademeli olarak arttıran Tahran yönetimi yüzde 20 ve yüzde 60 oranında uranyum zenginleştirmeye başlamıştı.
İran Atom Enerjisi Kurumu tarafından yapılan son açıklamada Tahran yönetiminin yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokundan 210 kilogram ve yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stoğundan 25 kilograma sahip olduğu belirtilmişti.
İran'ın artan nükleer faaliyetleri ve uranyum zenginleştirmesine ilişkin 13 Ekim tarihinde konuşan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada, İran ile diplomasi sürecinin başarısız olması halinde Washington'un "diğer seçenekleri devreye sokmak için hazır olduğunu" söylemişti.
İran ile 4+1 ülkeleri arasında ilk olarak 6 Nisan tarihinde başlayan nükleer anlaşmaya geri dönüş müzakerelerine, İran’da gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ara verilmişti.