Güncelleme Tarihi:
Ta ki, petrol fiyatları tavan yapıp, Vladimir Putin liderdiğindeki Rusya tek başına, dünya doğalgaz ve petrol piyasasının en önemli aktörü olana kadar.
Putin, petrol ve doğalgaz satışından kazandığı büyük paraları, önce büyük ekonomik güce çevirdi. Sonunda da sıra, bu ekonomik gücü, siyasi etkinliğe çevirmeye geldi.
Önce Baltık ülkelerinin, ardından tek tek Polonya ve Çek cumhuriyeti gibi eski doğu bloku ülkelerinin NATO üyesi olmalarına Moskova yönetimi sürekli itiraz etti. Ancak ilk başlarda çok cılız çıkan bu itiraz sesleri, Rusya’nın ekonomik zenginliği arttıkça, yükselmeye başladı. Ancak Batı bu yükselen itiraz sesini ya duymadı, ya da duymamazlıktan geldi. Ve son hamle, bu yıl başında Kosova’da geldi.
Rusya’nın “doğal müttefiki” Sırbistan’ın bir parçası olan Kosova, bağımsızlık ilan etti. Başta ABD olmak üzere, Batı ülkelerinin büyük bölümü, Moskova’dan artık neredeyse “çığlık” halinde gelen itirazlara rağmen, Kosova’nın bağımsızlığını tanıdı.
Ancak Avrupa Birliği ülkelerinin tam ortasında kalan Kosova’nın bağımsızlığına itirazını dinletemeyen Rusya, sıra arka bahçesi Gürcistan’a geldiğinde, artık sadece “itiraz etmekle kalmayacağını”, soruna “bizzat müdahale edeceğini” gösterdi.
KISASA KISAS
Nitekim, Rusya parlamentosu’nun Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerinin bağımsızlığını tanıma kararı, bir anlamda, Moskova’nın “intikamı” ya da “kısasa kısas” tepkisi denebilir.
Rusya’nın Gürcistan’da izlediği politika, “Kosova’yı almış olabilirsiniz. Ancak iş arka bahçeme geldiğinde, bu kadar kolay olmayacak” mesajı taşıyor.
Avrupa’da sona ermiş gönen “Birinci Soğuk Savaş”, Kafkaslar’da “İkinci soğuk savaş” olarak uç vermiş görünüyor.
Bu ikinci dalga soğuk savaşın da tüm dünyayı sarıp sarmayacağını ise, Mosova-Washington hattı belirleyecek…