Güncelleme Tarihi:
Vatikan merkezli Roma Katolik Kilisesi ile Yahudilik arasındaki diyaloğa dayalı dinsel ilişkiler, son yılların en ciddi gerilimini yaşıyor. Papa 16. Benediktus tarafından aşırı sağcı bir Katolik cemaat olan Aziz 10. Pius Kardeşliği hakkındaki aforoz kararının kaldırılmasına tepkiler çığ gibi büyüyor.
Papa 16. Benediktus, Yahudi dünyasındaki tepkileri dindirebilme umuduyla bugünkü genel kabul merasiminde yaptığı konuşmada, Yahudi soykırımının inkar edilemeyecek bir gerçek olduğunu vurgulamaya özen göstermekle birlikte, Yahudi liderlerin, aralarında Yahudi soykırımını inkar eden bir Katolik piskopos Richard Williamson'un da yer aldığı Aziz 10. Pius Kardeşliği hakkındaki aforoz kararının ilgasına ilişkin tepkileri sürüyor.
Roma Katolik Kilisesi ile Yahudilik arasında 1960'lı yılların ortalarında başlamış olan dinsel diyalog süreci, en zor günlerini yaşıyor. Alman Papa 16. Benediktus'un, 2007'de Yahudileri incitici ifadelerin de yer aldığı eski Latince dualara yeniden geçerlilik kazandırması ve İkinci Dünya Savaşında Yahudileri soykırımına sessiz kalmış olmakla suçlanan Papa 12. Pius'u aziz ilan etme girişiminde ısrarcı davranmasıyla zaten gerilimli bir döneme girmiş olan dinsel diyalog süreci, aşırı sağcı Katolik grup hakkındaki aforoz kararının kaldırılmasıyla neredeyse kopma noktasına geldi.
Kudüs'teki İsrail Başhahamlığı yetkililerin, bu koşullarda Roma Katolik Kilisesiyle diyaloğu sürdürmenin iyice zorlaştığını belirterek, Vatikan'dan, Piskopos Williamson'un beyanatlarını geri çekmesinin sağlamasını ve kamuoyundan açıkça özür dilenmesini talep ettiği öğrenildi.
Roma Katolik Kilisesinin diğer dinlerle diyaloğa dayalı ilişkiler geliştirmesine kesinkes karşı çıkan görüşleriyle tanınan Aziz 10. Pius Kardeşliği adlı grubun, yeniden Katolik Kilisesine dahil edilmesi, Yahudilerin yanı sıra Katolik dünyasında açılım yanlısı kesimlerde de endişe yarattı.
Ünlü Katolik ilahiyatçı Prof. Hans Küng, son dönemlerde yaşanan olayları Alman Papa 16. Benediktus'un Kiliseyi 1960'lı yıllardan önceye götürme girişiminin göstergesi olarak yorumladı. Küng, "Son olaylar Vatikan'daki katılaşmanın, sürekli geriye gitmenin, durmadan geriye doğru adım atmanın ifadesidir. Bunlar, eskiyi restore etme çabalarının göstergesidir" dedi.
Öte yandan, Aziz 10. Pius Kardeşliği'nin dini önderi Başpiskopos Bernard Fallay, Papa'ya dün yazdığı mektupta, Piskopos Williamson'un "siyasi ve tarihi olaylara ilişkin şahsi görüşlerinin, dini cemaatlerini bağlamayacağından" söz ederek, sebep oldukları gerilimden dolayı özür diledi.
Buna karşılık Arjantin'de yaşayan 68 yaşındaki Piskopos Williamson, İkinci Dünya Savaşında Yahudilerin gaz odalarında yakılmasının Yahudilerce uydurulmuş bir "efsane" olduğunu savunmaya devam ederek, "Ben sadece tarihi gerçeği söylüyorum. Gaz odasında tek bir Yahudi bile ölmemiştir. Antisemit diye nitelenip nitelenmemek umurumda değil" diye konuştu.
LEFEBVRE'CİLERİN TARİHÇESİ
Aziz 10. Pius Kardeşliği, Roma Katolik Kilisesini modern dönemlerle uyumlu hale getirme çabası olarak nitelenen İkinci Vatikan Konsilini kabul etmeyen, aşırı sağcı ve gelenekçi Katolikleri bünyesinde toplayan bir grup olarak tanınıyor. Vatikan'da 1963-1965 yılları arasında toplanmış konsilden çıkan kararların kimi Katoliklerce benimsenmemesi, bu grubun doğuşunu da beraberinde getirmişti.
Fransız Başpiskopos Marcel Lefebvre öncülüğünde örgütlenen bu grubun üyeleri, kurucularının soyadına atfen Lefebvre'ciler diye de adlandırılıyor. Grubun İkinci Vatikan Konsili kararlarını bir sapma olarak değerlendirerek kabule yanaşmaması, Lefebvre ile Vatikan arasında ciddi gerilimlere neden olmuştu.
Başpiskopos Lefevbre, 1975'te dönemin papası VI. Paul tarafından uyarılmış, uyarıya kulak asmayınca da 1976'da ayin yönetmesi yasaklanmıştı. Yasağa aldırmayan Lefebvre, Papa 2. Jean Paul döneminde de Vatikan ile uzlaşmaya yanaşmamıştı. Başpiskopos Lefebvre'nin 1988'de dört piskopos ataması, kendisinin ve grubunun Papa 2. Jean Paul'ün kararıyla Vatikan tarafından aforoz edilmesine neden olmuştu.
İsyancı grubun liderliği, 1991'de Lefevbre'nin ölümünün ardından İsviçreli Başpiskopos Bernard Fellay tarafından üstlenilmişti. Ancak aforoz kararına rağmen Vatikan ile isyancı cemaat arasında uzlaşı sağlamaya yönelik görüşmeler, devam etmekteydi.
Papa 16. Benediktus'un 2007'de, tıpkı İkinci Vatikan Konsili öncesindeki gibi ayinlerde ibadetin Latince olarak yapılmasına izin vermesi, ayinlerini sürekli Latince olarak yapan Lefebvre'ciler arasında büyük memnuniyet yaratmıştı.
16. Benediktus'un, 1988;deki aforoz kararını iptaliyle birlikte Lefebvre'ciler, Roma Katolik Kilisesi bünyesinde yeniden meşru bir cemaat haline gelmiş bulunuyorlar.
Halen İsviçreli Başpiskopos Fellay liderliğindeki grubun, dünya genelinde 600 bin bağlısı olduğu tahmin ediliyor. Cemaatin, Fellay dışındaki diğer üç piskoposu, İngiliz Williamson, Fransız aristokrat Bernard Tissier de Mallerais ve İspanyol kökenli Arjantinli aristokrat Alfonso de Gallara'dan oluşuyor. Grubun papaz ve rahibe sayısı 300, kilise ve kurum sayısının ise 700 civarında olduğu belirtiliyor.