Güncelleme Tarihi:
İSRAİL, Hadar Goldin (23) isimli askerinin kaçırılmasını bahane ederek havadan, karadan ve denizden Gazze’ye yönelik saldırılarını daha da yoğunlaştırdı. Son saldırılarda Gazze İslam Üniversitesi, birçok cami ve onlarca ev bombaların hedefi oldu, ölenlerin sayısı 1660’ı geçti.
Cuma günkü sadece iki saat uygulanabilen ateşkesi “fırsat bilen” gazetecilerle Gazzeli aileler ise İsrail askerlerinin geçtiğimiz günlerde yüzlerce hava saldırısı düzenlediği Han Yunus kentindeki Huzaa kasabasına gitti, yıkıma tanık oldu. Kasabada çıkarılamayan cesetler çürüdüğü için kasabada ağır bir koku hakim. El Cezire kanalı muhabirleri ve Daily Beast sitesinden Jesse Rosenfeld, kasabada görgü tanıklarının “Burada toplu infaz gerçekleşti” dediği bir evin banyosunu görüntüledi. Altı genç Filistinlinin cesedini ve kanlar içindeki duvarı gösteren bir adam, “Banyoya getirilen altı Filistinli genç, topluca infaz edilmiş. Ev sahibi Muhammed Ebu El Şerif ise cesetleri teşhis edemediğini ancak kıyafetlerinden bazılarının kendi ailesinden olabileceğini söyledi.
Bu kızın günahı ne
İsrail askerlerinin birkaç gün önce gençleri buraya getirip “infaz ettiği” belirtilirken, banyoda üzerinde IMI (İsrail Savunma Sanayi Şirketi) yazan boş kovanlar görüntülendi. Gazeteci Rosenfeld ise “Filistinli gençlerin düşmanla işbirliği yaptığı için infaz edildiğini ya da İsrailli bir askerin çılgına dönüp mahkûmları öldürmeye başladığını duyabiliriz... Çok fazla teori olabilir” dedi. A.A. ise yine Huzaa’da İsrail’in saldırılarından kaçamayarak ölen tekerlekli sandalyeye mahkûm “Tagrid” adlı genç kızın ağabeyiyle konuştu. Ağabey, Nadal Ebu Ruceyle, ateşkes sırasında bir hafta sonra geri geldiği mahallesinde kız kardeşinin tekerlekli sandalyeden düşmüş cansız bedeniyle karşılaştı. Büyük üzüntü yaşayan Nadal, “Bir hafta önce, bombardıman başladığında herkes ‘kaçın’ diye bağırıyordu. Geride birçok şeyi bırakarak kaçıyorduk. Tagrid’i de sandalyesiyle birlikte taşıyor ve koşuyorduk. Aniden çevremize bomba düştü, tıpkı deprem ve tsunami gibiydi, birbirimizden ayrıldık. Ne kadar bağırsak da birbirimizi bulamadık. Daha sonra Kızılhaç’a durumumuzu anlattık Tagrid’in orada kaldığını söyledik ancak bölgeye girmenin imkansız olduğunu ifade ettiler” dedi. Ağabey, İsrail’in saldırılarına “Bu kızın günahı neydi? Onu tekerlekli sandalyesiyle vurdular” sözleriyle tepki gösterdi.