Güncelleme Tarihi:
Hürriyet’e konuşan kaynaklar Türkiye’nin “garantör devlet”lerden birisi olmasının özellikle Ukrayna tarafından dillendirilmeye başlandığına dikkat çektiler. Yetkililer, “garantör devletler” anlayışının hayata geçirilebilmesi için öncelikle “kalıcı ateşkesi” içeren bir anlaşmanın şart olduğunu, şu ana kadar hem teknik düzeyde, hem de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeler tarafından yürütülen siyasi görüşmelerde bu aşamaya gelinemediğini söylediler.
TARAFLAR KABUL ETMELİ
Kaynakların verdiği bilgiye göre, garantörlük için önce taraflar arasında bir uzlaşma gerekiyor. Bu durumda Türkiye’nin Kıbrıs’tan sonra Ukrayna’da da garantör olması gündeme gelebilir. Bu durumda “Tarafsız Ukrayna”ya özellikle Rusya tarafından bir müdahale olursa veya Rusya, Ukrayna’nın tarafsız davranıştan vazgeçtiği iddiasını gündeme getirirse, taraflardan biri garantör ülkelerden devreye girmesini isteyecek.
ASKERİ GÜÇ GEREKEBİLİR
Devreye girmenin ilk aşamasının diplomatik baskı yöntemiyle olabileceği belirtiliyor. Ancak örneğin anlaşmayı bozacak şekilde taraflardan birinin güç kullanmaya başlaması halinde, garantör ülkelerin askeri anlamda karşı koymasının da gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Bu durumda garantör ülkelerin Ukrayna’da barışı korumak için bir askeri güç oluşturabileceği de belirtiliyor.
KONUŞMAK İÇİN HENÜZ ERKEN
Türkiye’nin “garantör ülke” olmasıyla ilgili olarak emekli büyükelçi eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarlarından Faruk Loğoğlu, Hürriyet’e özetle şunları söyledi:
“Şu aşamada bunun tek ve net bir tanımı yok. Eğer uzlaşmaya varılırsa, garantör ülkeler anlaşma koşullarının devamını sağlamakla görevli olacaklar. Bir kere buna iki tarafın da onay vermesi şart. Hem Rusya, hem Ukrayna’nın anlaşmalara aykırı tutum takınıldığını söyleyebilecek. Anlaşmanın korunma şartları hem siyasi, hem askeri anlamda olabilir. Fakat şu aşamada ortada olmayan bir şeyi konuşmak için çok erken.”
RUSYA BU ŞARTI KABUL EDER Mİ
Emekli büyükelçi eski AİHM yargıçlarından Rıza Türkmen de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bir ihtilafı çözmek için bir anlaşma yapılır. Taraflar kabul ederse o anlaşmaya garantörlük hükmü konur ve bir statüko oluşur. Garantörler statükoyu korumakla sorumludur. Kıbrıs’ta 1959 anlaşmasında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan garantördü. 1974’de Sampson darbesi, Kıbrıs’ta statükoyu bozdu ve Türkiye statükonun bozulmasına karşı Barış Harekatı’nı başlattı. Anladığım anlaşmayla Ukrayna’nın bağımsızlığı ve tarafsızlığı garanti edilecek. Ama sadece Ukrayna’nın değil Rusya’nın da onayı gerekir. Bunun olup olmayacağı ile ilgili şu aşamada bir şey söylemek doğru bir yaklaşım olmaz. Her şey için çok erken.”