Güncelleme Tarihi:
SOVYETLER Birliği Lideri Josef Stalin’in emriyle 1937 yılının ağustos ayında merkezi Moskova olmak üzere Kazakistan’ın Akmolla ve Karaganda eyaletlerinde kurulan, binlerce insanın hayatını kaybettiği kamplar müze haline getirildi.
EKSİ 40 DERECEDE...
1937 yılında evlerinden koparılarak trenlere doldurulan ‘sürgün’ler, ‘Stalin’ adı verilen vagonlarda eksi 40 dereceye varan soğukta Asya steplerini aşarak Kazakistan’a getirilmişti. Uzun tren yolculuğundan sonra erkek mahkûmlar Karaganda Eyaleti’ndeki KARLAG Kampı’nda, kadın mahkûmlar ise Akmolla Eyaleti'nde bulanan ALJİR Kampı’nda toplandı. Kadın mahkûmların ortak özelliği, vatan hainliği ile suçlanan erkek mahkûmların eşleri olmalarıydı. Stalin rejiminin işkenceci subayları, erkek mahkûmlardan daha fazla bilgi almak için eşlerini de onların suçlarına ortak etmişlerdi. Rejim subayları, kadınlara yaptıkları işkencelerle erkek mahkûmlara suçlarını zorla itiraf etmeye çalışıyordu.
17 BİN KADIN
İşkencenin her türlüsü yaşanırken, birçok kadın mahkûm, gardiyanların tacizine uğradı. Kadınlar, kışın çetin hava şartlarına dayanamayıp ölen çocuklarını bidonlarda sakladı ve bahar geldiğinde açılan toplu mezara gömdü. Ocak 1938'de faaliyete geçen bu kampta 62 milletten yaklaşık 17 bin kadın mahkûm yaşam mücadelesi verdi. Subaylar tarafından ağır işkencelere maruz bırakılan kadınlara, kocaları hakkında hazırlanan ihbar metinleri zorla imzalattırıldı. Hazırlanan metinlere imza atmayan kadınları ise büyük işkenceler bekliyordu. Uzun ayaklı sandalyelere ayakları yere değmeyecek şekilde oturtulan kadınlar 10-12 saat arasında hareketsiz kaldığından ayak damarları çatlıyor ve dayanılması güç acılara maruz bırakılıyordu.
1953’TE KAPATILDI
Başta Sovyetler Birliği bünyesinde yaşayan milletler olmak üzere; Polonya, Almanya ve Koreli kadın mahkûmların bulunduğu kamp Stalin’in ölümden sonra 1953’te kapatıldı. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in talimatıyla 31 Mayıs, ‘Siyasi Kurbanları Anma Günü’ ilan edildi ve kampın bulunduğu alana müze inşaa edildi. Kampın açılışının 70’inci yıldönümünde açılışı yapılan müzeye Keder Kapısı adı verilen bir anıt dikildi. Kampın girişinde ise Gürcistan, Azerbaycan, Almanya, Polonya, Kore, Litvanya ve Ukrayna devletleri tarafından dikilen anıt taşları yer alıyor. Müzeyi ziyarete gelenler, kampta hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu siyah mermer sütunlarını ve kadınların kaldığı barakaları gezebiliyor.
ANNELERİNDEN KOPARILDILAR
SÜRGÜN esnasında hamile olan veya küçük çocuğuyla kampa gelen kadınları zor şartlar bekliyordu. 5 ila 8 yıl kamp hayatına mahkûm edilen kadınlar, çocukları ile eksi 8 derecede aynı hücrede yaşıyordu. Kampta 3 yaşına gelen çocuklar daha sonra annelerinden alınarak Karaganda’da bulunan KARLAG Kampı bünyesinde bulunan çocuk evlerine teslim edildi. Annelerinden koparılarak yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta bulunan çocuk kampına getirilen bebeklerin çoğu soğuğa ve hastalığa yenilerek hayatını kaybetti.
STALİN MAHKÛMLARI
Trenlerle Kazakistan’a getirilen mahkûm kadınlar, duvarları kerpiçten, üstü ise kamışla örtülmüş barakalara yerleştirildi. Her bir barakada 200-300 kişi zor koşullarda kalmaya mecbur edildi. Saçları tıraş edilen kadınlar, gündüzleri tarlada geceleri ise hücrede askerlere elbise dikerek yaşamlarını sürdürdü.