Uluslararası sularda kanlı baskın

GAZZE ABLUKASI İÇİN

İsrail’in Kanal 2 televizyonuna göre en az 20 sivil öldü, 26 kişi yaralandı. Hamas’ın kontrolündeki Gazze’ye yönelik ablukayı deldirtmemek için İsrail kan dökmeyi yeğledi. İsrail bu kez hem Türkiye’nin, hem de tüm dünyanın tepkisini çekti. İsrail Başbakanı Netanyahu, operasyondan sonra, “Operasyona tam destek verdim” dedi.

Türkiye’den İnsani Yardım Vakfı (İHH) ile Filistin yanlısı uluslararası bir sivil toplum örgütü olan Özgür Gazze Hareketi’nin liderliğinde toplanan, 3 yolcu ve 3 yük gemisinden oluşan 6 gemilik sivil filo, iki günlük rötarın ardından önceki akşam Kıbrıs açıklarından Gazze’ye doğru hareket etti. Gazze rotası değiştirilmeyince İsrail gemiye müdahalede bulundu. Komandolar havadan ve karadan gemiye çıktı. İsrail’in Kanal 2 televizyonuna göre en az 20 sivil öldü, 26 kişi yaralandı. Bazı ajanslar da ölü sayısının 9 olduğunu duyurdu.

Gündüz gireceklerdi

‘Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım’ kampanyası kapsamında 10 bin ton yardım malzemesi taşıyan ve aralarında Mavi Marmara gemisinin de bulunduğu filo 250 mil (400 km) uzaklıktaki Gazze’ye dün öğleden sonra ulaşmaları planlanıyordu. Geri kalan arızalı iki gemi de ikinci bir dalgayla ertesi gün Gazze’ye gelecekti. Filonun hedefi, akşam varmaları durumunda uluslararası sularda bekleyip, gün doğduktan sonra Gazze sularına girmekti. Çünkü karanlıkta İsrail ordusuyla karşı karşıya kalmak istemiyorlardı.

Telsizden uyarı

Ancak önceki gece karanlık çöktükten sonra üç İsrail hücumbotu Hayfa limanından ayrıldı. Hamas’a ait gemilerin denize açılmasını önlemek için Gazze kıyıları da tümüyle abluka altına alındı. İsrail hücumbotları, saat 23.00’te uluslararası sulardaki yardım gemileriyle ilk teması sağladı. El Cezire’ye göre İsrailler de gece operasyonu yapmak istemiyorlardı. Yaklaştıkları gemilere telsizden şu çağrıyı yaptılar: “Şu anda çatışma bölgesine yaklaşıyorsunuz. Rotanızı değiştirip İsrail’in Aşdod Limanı’na yönelin. Orada yardımlar boşaltılıp Gazze’ye gönderilecek, sizler de ülkelerinize dönersiniz. Eğer bu emre uymaz ve abluka altındaki bölgeye girerseniz, İsrail donanması ablukayı sürdürmek için gerekli tüm tedbirleri almak zorunda kalacaktır.”

70 milde baskın

Yardım gemileri, kendilerini takip eden hücumbotların uyarısına rağmen rotalarını değiştirmediler. İsrail gemileriyle, merkez karargah arasındaki birkaç saat süren bir durum değerlendirmesi yapıldı. Ardından, İsrail ordusunun en seçkin özel tim birimlerinden olan ‘Şayefet 13’e bağlı komandolar, Gazze’nin 77 mil (123 km) açığında, yani uluslararası sularda bulunan Türk gemisi Mavi Marmara’nın güvertesine dün sabaha karşı 04.42’de indiler.

Asker arada kaldı

Görüntülere göre ilk İsrail askeri, güvertede baskını bekleyen kalabalık aktivist grubunun arasında kaldı. Gemidekiler, “pasif direnişte” bulunacaklarını daha önce açıklamışlardı. İsrail askeri, yaşanan arbede sırasında omzundaki otomatik silahı kaptırma tehlikesi yaşadı. İsrail ordusundan bir subay, “Çok iyi planlanmış bir linç gibiydi. Bu kişilerin, barış eylemcileriyle hiçbir ilgisi yok” dedi.

Kadınlar da vuruldu

İsrailli yetkililerin iddiasına göre gemiye inen komandolara bıçak ve sopalarla saldırılması ve bir askerin silahının çalınarak ateşlenmesi üzerine askerler de ateş açtılar. Bu sırada sadece askerlere fiziksel direnişte bulunan aktivistler değil, güvertede olan biteni izleyen kadınlar da vuruldu. Filistin Haber Ajansı Maan, uyuyan bazı sivillerin bile vurulduğunu öne sürdü.
Kanlı baskının ardından kontrolü sağlayan askerler herkesi tutuklayarak gemileri de Tadros Aşdod limanına çektiler. Mavi Marmara dışındaki yardım gemilerinde bulunan hiç kimse direnmedi. İsrail ordusu, gemilerden birinde iki tabanca bulunduğunu öne sürdü.

72 saate dek nezaret

Çoğu Türk yüzlerce insan hakları eylemcisi, Aşdod limanında günlerdir hazır bekletilen sorgu ve gözaltı tesislerine getirildiler. 72 saate kadar nezarette tutulacak aktivistler Ben Gurion Havalimanı’ndan uçakla tek tek sınırdışı edilmeye başladı. Bunu reddedenler ise İsrail’de yargılanmak üzere tutuklanıyor. İsrail hükümeti şimdi bu aktivistlerin akıbetinden çok, kanlı operasyona dünyadan gelen tepkilere ne cevap vereceğini düşünüyor.
Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası toplumun istediği açıklama kadar, Türkiye’nin geçici üye olarak olağanüstü toplantıya çağırdığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin vereceği karar da İsrail’i zorlayabilir.