Üçüncü kuşak Papandreu dönemi

Güncelleme Tarihi:

Üçüncü kuşak Papandreu dönemi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2004 01:35

Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in Pasok liderliğinden çekilme kararının ardından Türk-Yunan yakınlaşmasının mimarı Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, bayrağı eline aldı. Papandreu, büyükbabası Yorgo ve babası Andreas Papandreu'dan sonra siyasette zirveye oynayan 3'üncü kuşak Papandreu oldu.

Yorgo Papandreu'nun kendisiyle aynı adı taşıyan büyükbabası, 1960'lı yıllarda Yunan siyasi hayatına damgasını vurdu ve başbakanlık yaptı. Babası Andreas ise 1980'li 1990'lı yıllarda 22 yıl Yunanistan'da fırtınalar estirdi. Genç Papandreu, hem büyükbabası, hem de babasından çok farklı bir siyasetçi olarak sahneye çıktı ve zirveye tırmandı.

TÜRK DÜŞMANI ANDREAS

1981'de Sosyalist Pan Helenik Sosyalist (PASOK) Parti'yi kuran Andreas Papandreu, yıllarca Türkiye düşmanlığı yaparak oy topladı. Karizmatik bir lider olan Andreas Papandreu, Yunan halkını yıllarca peşinden koşturdu. Gençliğinde Troçkist olan ve hapse atılan Andreas Papandreu, 20 yaşında Yunanistan'dan kaçtı. Yıllarca ABD'de yaşayan ve Amerikalı eşi Margarita'yla tanışıp evlenen Andreas Papandreu, bu arada Amerikan vatandaşı da oldu. Amerikan ordusunda askerliğini yaptı. Baba Papandreu, Berkeley Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olarak görev yaparken başbakan olan babası Yorgo Papandreu çağırınca geri dönüp siyasete girdi, Amerikan vatandaşlığından da çıktı.

1967'de askeri darbe olunca ailesiyle birlikte yeniden Yunanistan'dan kaçan Papandreu, cunta devrilince Yunanistan'a dönüp 1981'de Pasok'u kurdu. Papandreu, Türkiye düşmanlığının yanısıra ABD düşmanlığını da körükledi, hatta Yunanistan'ı NATO'dan ve AB'den çıkartacağını söyledi ama iktidara gelince bu vaadlerini unuttu.

Papandreu 15 yıl partiyi bir diktatör gibi demir yumrukla yönetti. 1995 yılında Başbakan olduğu sırada koma halinde hastahaneye kaldırıldıktan sonra aylarca koltuğunu bırakmamakta direndi, sonunda parti içi bir darbeyle istifa etmek zorunda kaldı.

Andreas Papandreu'nun büyük oğlu Yorgo Papandreu'nun bütün hayatı ABD, Kanada ve İsveç'te geçti. ABD vatandaşlığından çıkan Yorgo Papandreu'nun en büyük engeli zayıf Yunancasıydı. Genç Papandreu yıllarca babasının gölgesinde kaldı.

TÜRK DOSTU YORGO

Ancak, Abdullah Öcalan'ın Kenya'daki Yunan Büyükelçiliğinden çıkışından sonra yakalanması, Papandreu'nun siyasi kaderini değiştirdi. Papandreu, Türkiye'ye yönelik düşmanlık politikasına son verdi ve barış sloganıyla siyasi bir risk aldı. Genç Papandreu 30 yıl sonra Ankara'yı resmen ziyaret eden ilk Yunan Dışişleri Bakanı olarak da tarihe geçti. Papandreu, 15 yıl babası Andreas'ın reddettiği Türkiye'yle diyalogu da başlattı ve AB'de, babasının yıllarca Türkiye'ye uyguladığı vetoyu kaldırdı.

Yorgo Papandreu babası gibi karizmatik bir lider olmadı. Ancak inandığını sonuna kadar soğukkanlılıkla ve sakin bir üslupla savundu. Halkı ikna etti. Yine babası gibi Pasok'u demir yumrukla yönetmeye de soyunmadı. Aksine, Yunan siyasi tarihinde de ilk kez büyük parti üyeleri ve Pasok sempatizanları tarafından seçilmek istedi. 7 Şubat'ta yapılacak olağanüstü kongrede Papandreu, Pasok liderliğine oturacak.

Bir zamanlar ona Yorgaki diyorlardı

Siyasete ilk atıldığında Papandreu, Yunanlılar için babasının oğlu Yorgaki'ydi (Yorgocuk). Siyasete ağırlığını koyup, dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem'le birlikte barış atağını başlattıktan sonra ise kimse onu Yorgaki diye anmaz oldu.

Liderler yerlerini bırakabilmelidir

Kostas Simitis

YUNANİSTAN Başbakanı Kostas Simitis, dün çekilme kararını açıklarken ‘‘Liderler yerlerini bırakabilmelidir. Bencillik yapamayız. Bulunduğumuz pozisyonu bırakmamak eski bir yaklaşımdır. Pasok'ta sorunları göğüsleyecek gençler var. Genç liderler, Yunan halkının isteklerine cevap verebilir’’ dedi. Simitis, kararının Yunan siyasi hayatında reform başlatacağına inandığını söyledi.

Kıbrıs yüzünden erken seçim

Yunanistan Başbakanı Simitis dün Yunanistan'ın Nisan sonu ya da Mayıs başı yerine 7 Mart'ta seçimlere gideceğini açıkladı. Simitis, seçimlerin erkene alınmasında Kıbrıs'ın Mayıs ayında AB üyesi olmasının da rol oynadığını belirtirken, siyasi gözlemciler Ağustos ayındaki Atina Olimpiyatları nedeniyle de seçimin öne alındığına işaret ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!