Güncelleme Tarihi:
1987 yılında Federal Anayasa Mahkemesi başkanlığına getirilen Roman Herzog’u 1994 yılında cumhurbaşkanı adayı gösterildikten kısa bir süre sonra Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin, asistanı Ayla Gediz, sonradan Sosyal Demokrat Parti’ye (SPD) geçen ve o zamanlar Alman Yeşiller Partisi’nde politika yapan Ozan Ceyhun’la birlikte Karlsruhe’deki makamında ziyaret etmiştik.
Kendisiyle uzun uzun sohbet edip hem Türk-Alman ilişkilerini hem de Almanya’da yaşayan Türklerin ve Türk kökenli insanların konumlarını, geleceklerini konuşmuştuk.
Türklerle çok iyi ilişkileri olduğunu anlatmıştı.
***
“Biz yıllarca bir Türk aile ile aynı binada oturduk. Kapı komşumuz Türklerdi. Biz evde olmadığımız zamanlar çocuklarımıza bu Türk aile bakardı. Çok iyi ilişkilerimiz vardı ve çok iyi anlaşırdık” demişti.
Roman Herzog, 1996 yılı Kasım ayında Almanya’ya resmi bir ziyarette bulunan dönemin Türk Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i başkent Bonn yerine Berlin’deki Bellevue Sarayı’nda ağırlamıştı.
Demirel onuruna verdiği akşam yemeğinde yaptığı konuşmasında, “Bu sizin Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak iki Almanya’nın birleşmesinden sonraki Almanya’ya ilk ziyaretinizdir. Siz 1967 yılında başbakan olarak Almanya’yı ziyaretinizden bu yana Almanya’da çok şey değişti. Ama bir şey değişmedi: Halklarımız arasındaki dostluk” demişti.
***
Evet, Roman Herzog hem Türk-Alman dostluğuna hem de Almanya’daki Türk ve Türk kökenli insanların toplumsal yaşamı ile çocuklarının eğitimine önem veren bir devlet adamıydı.
“Ülkemizde yaşayan Türk çocuk ve gençlerin eğitimleri, mesleki eğitimleri bizim için çok önem taşımaktadır. 500 bine yakın Türk çocuk Alman okullarında eğitim almakta. 16 bine yakın Türk genci Almanya’da yüksek öğrenim görmekte. Uyum bizim için kimliğinden feragat etmek anlamına gelmiyor. Bu yüzden de Almanya’daki eyaletlerde ek olarak Türkçe dersleri verilmektedir” demişti.
Roman Herzog, kendisiyle Berlin’deki bir etkinlikte yaptığım söyleşide, çifte vatandaşlık konusunda somut bir görüşü olmadığını söylemişti.
“Ama küreselleşen dünyada bu konuda esnek davranılması gerekir” diyerek çitfte vatandaşlığa destek verdiğini de gizlememişti.
O dönemdeki Almanya Başbakanı Helmut Kohl ile Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği konusunda farklı düşündüklerini de hiçbir zaman gizlememişti.
Roman Herzog, “Avrupa bir Hıristiyan Kulübü değildir” demişti.
“Almanya 1963 yılında yapılan Ortaklık Sözleşmesi’ne ve Türkiye’nin AB’ye tam üyelik perspektifi sunulması ilkesine sadıktır. Türkiye Avrupa’ya aittir” demişti.