Güncelleme Tarihi:
Rakiplerimizi Türkiye’nin kompleks şartlar koşması korkutmuş olabilir.
Türk toplumundaki Çernobil korkusuyla savaşmaya hazırız.
MERSİN Akkuyu’da inşa edilmesi planlanan Türkiye’nin ilk nükleer santrali için yapılan 24 Eylül tarihli ihalede teklif veren tek firma olan ve Rus devletinin kontrolünde bulunan Atomstroyexport şirketinin Başkan Yardımcısı Timur İvanov, Hürriyet’e konuştu.
İvanov, üç aşamalı ihalenin ilk bölümünde rakip şirketlerin zarflarından sadece "teşekkür" yazısının çıkmasının bir "danışıklı dövüş" olmadığını, sadece kendilerinin teklif vermesinin Türk hükümetinin "kompleks çözüm arayışından kaynaklanmış olabileceğini" söyledi.
Türkiye’deki atom santrali ihalesinin dünya çapında alışılagelmiş "Yap işlet devret" modelinden farklı "Yap ve işlet" tarzında gerçekleşeceğini anımsatan İvanov, "Santrali inşa etmek, nükleer yakıtını sağlamak, işlenmiş yakıttan kurtulmak ve üretilecek enerjiyi pazarlamak gerekiyor. Rakiplerimiz bu işi çok teferruatlı bulmuş olabilirler" dedi. İvanov, kriz ortamında 20-25 milyar dolarlık uzun vadeli bir yatırım yapmanın da kolay bir karar olmadığını vurguladı.
Sanayi şehri kurulacak
Tüm zorluklara rağmen gerekli mali hesapları yaptıklarını ve Türkiye’deki projeye karlı bir iş olarak baktıklarını belirten Timur İvanov şöyle konuştu:
"Bu proje gerçekleşirse SSCB döneminde Rusya tarafından Türkiye’ye inşa edilen ağır sanayi tesisleri gibi büyük bir sanayi hamlesi yapılması sağlanacak. Çünkü projeye göre Türkiye’de atom yan sanayisini kurma ve geliştirme şartı da var. Biz komşumuz Türkiye’ye gereken teknik desteği atom santraliyle vermeye hazırız. Bölgede binlerce insanın çalışıp yaşayacağı bir sanayi şehri kurulacak" diye konuştu.
Ortaklık yapısı
Rusya’da ayrı bir bakanlık gibi çalışan RosAtom kurumunun en önemli şirketi olan Atomstroyexport yöneticisi İvanov, ilk reaktör ünitesinin 2016 yılında çalışır hale geleceğini belirterek, projenin ortaklık yapısıyla ilgili de bilgi verdi. İvanov, kendi şirketlerinin işletmeci değil müteahhit olduğunu söyledi ve projenin şartı olan işletme faaliyetini karşılamak üzere Rus şirketi İnterrao ile işbirliği yaptıklarını bildirdi. İvanov, Ermenistan’daki Mesamor nükleer santralini işleten İnterrao’nun da başkan yardımcısı.
Çernobil öcüsü
Devlet kontrolündeki RosAtom bünyesinde bulunan şirketlerinin santralin yakıtını da Moskova’dan temin etmeyi otomatik olarak garantilediğini söyleyen İvanov’a göre, projenin en zorlu bölümü, Türkiye’nin elektrik alımı için 15 yıllık finansman garantisi veriyor olması.
Ivanov, Rus teknolojisi ile nükleer santral bir arada düşünüldüğüne akıllara Çernobil gibi felaketlerin geldiğini yönündeki yorumumuza şu yanıtı verdi:
"Çernobil teknolojinin güvensiz olduğundan değil, insan hataları zincirinden oluşan teknolojik sürecin aksatılmasından kaynaklandı. SSCB döneminde Çernobil’den çok daha önce Sovyet teknisyenleri yurtdışına ilk atom santralini daha 60’lı yıllarda Finlandiya’ya inşa etti. O santral halen çalışıyor ve dünya sıralamasında en güvenli atom tesisi kategorisinde derecelendiriliyor. Üstelik Türkiye’de toplam dört üniteden oluşacak santralde sadece Rusya’da değil, tüm dünyada en gelişmiş VVR-1200 tipi reaktör konması planlanıyor. Yeni reaktörümüz Avrupa’da da güvenlik sertifikası aldı. Bu reaktörlerin güvenle işletilmesi süresini 40 yıldan 60 yıla çıkardık. ABD dahil başka hiçbir ülke böyle bir garanti veremiyor. Türk toplumundaki Çernobil korkusuyla savaşmaya hazırız. Bilgisizlikten kaynaklanan korkuyla mücadele edeceğiz."
60’lardan kalma santral çalışıyor
Timur İvanov, Sovyet teknisyenlerin yurt dışında ilk atom santralini 60’larda Finlandiya’da yaptığını ve o santralin hálá çalıştığını söyledi.
Çin’de santral yaptılar
Atomstroyexport’un Çin’de inşa ettiği Tyanvan atom santralinde iki adet VVR-1000 modeli reaktör bulunuyor.