Güncelleme Tarihi:
FRANKFURT’ta dünyanın en büyük kitap fuarı pazar günü sona erdi. Kitabın geleceğinin yanında Türkiye’nin ve Avrupa’nın geleceğinin de siyasi olarak yoğun tartışıldığı fuara asıl damgayı, Barış Ödülü’nü kazanan düşünür, yazar ve felsefeci Carolin Emcke vurdu. Almanya’nın önde gelen düşünürlerinden Carolin Emcke, 2005’te yazar Orhan Pamuk’a verilen, Alman Yayıncılar Birliği’nin Barış Ödülü’nü kazandı. Carolin Emcke bu ödüle toplumsal diyalog ve barışa yaptığı katkılardan dolayı layık görüldü. Pazar günü tarihi Paulskirche kilisesinde ödül töreni vardı. Törene kültür, sanat ve siyaset dünyasından önde gelen bin civarında davetli katıldı. Carolin Emcke konuşmasında, Almanya’nın göçmenlere, Türklere bakışına ayna tuttu ve milliyetçi tehlikenin geliştiği Avrupa’ya önemli uyarı mesajları gönderdi.
KİN YAYIYORLAR
Carolin Emcke, Avrupa’da artan yabancı düşmanlığını şu sözlerle anlattı: “Avrupa’da şimdi bir fanatizm ve şiddet havası esiyor. Sözde dinci ve milliyetçi dogmacılar “homojen halk”, “gerçek” din, “asıl” gelenek, “doğal” bir aile ve “özgün” bir ulus propagandası yapıyorlar. Onlar birilerini dışarıda tutan, diğerlerini içine alan şifre ve kavramlar çıkarıyorlar. Bizi kimliklere ve farklılıklara bölüyorlar, gruplara ayırıyorlar. Var olan, duyarlı, çelişkili aidiyetleri basitleştiriyorlar. Bu arı popülistler, fanatikler belki bizzat sokağa çıkıp korku ve dehşet salmıyorlar. Mültecilerin kaldığı yerleri bizzat ateşe vermiyorlar. Müslüman kadınların üzerindeki hicabı, Yahudi erkeklerin başındaki kipayı çekip çıkarmıyorlar. Ama kin yayıyorlar.”
ÇİFTE PASAPORTLU TÜRKLER
“Bu arı fanatikler ve popülistler bizden analitik açıklığı ve çeşitliliğe duyarlığımızı almak istiyorlar. Pasaportları ruhsal bütünlük diye yanlış tariflerle, bizi sadece birbirimize düşürmek istiyorlar. Çok gariptir ama onlarca yıl bu toplum, bir göç ülkesi olduğunu yadsıdı. Onlarca yıl göçmenler vatandaş olarak değil, “yabancı”, sadece Türk olarak muamele gördüler. Şimdi ama çifte pasaportları olduğu halde, yeterince Alman olmamakla suçlanıyorlar.
Annemin ailesi savaştan kaçıp Arjantin’e sığındı. Tüm aile fertleri farklı dönemlerde bazen Arjantin, bazen Alman, bazen iki pasaporta sahip oldu. Ben o pasaportların hepsini, dedemin, amcamın, annemin sakladım. Milliyetçiler gerçekten benim ailemden herhangi birinin daha az demokrat, bireyin özgürlüğüne ve onurun dokunulmazlığına daha az mı saygı duyduğuna inanıyorlar. Onlar gerçekten, pasaportun kişinin, nerede olursa olsun, hamlığa karşı, demokratik bir toplumdan yana tavrını yansıttığını ima inanıyorlar?”