Türkler Merkel'in kapısına dayandı

Güncelleme Tarihi:

Türkler Merkelin kapısına dayandı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2007 15:32

Almanya'da Federal Meclis (Bundestag) ve Federal Eyalet Temsilciler Meclisi (Bundesrat) tarafından kabul edilen sertleştirilmiş Göç Yasası'nı protesto etmek amacıyla bugün Berlin'de düzenlenen 2. Uyum Zirvesine katılmayan Türk kuruluşlarının temsilcileri, Başbakanlık binası önünde gösteri düzenledi.

Haberin Devamı

Gösteriyi desteklemek amacıyla Başbakanlık önüne gelen Sol Parti Milletvekili Hakkı Keskin, Uyum Zirvesi çerçevesinde, göçmenlerin haklarını daha da sınırlandıran, hatta yok etmeye çalışan yeni bir yasanın gündeme getirildiğini belirterek, şunları söyledi:

"Aile birleşimi kapsamında Türkiye'den gelmeden önce eşlerin Almanca öğrenmeleri isteniyor. Bu, İstanbul, Ankara ya da İzmir gibi büyük şehirler dışında mümkün değil. Bu demek ki, kardeşim siz artık Türkiye'den evlenmeyeceksiniz. Evlenirseniz de buraya gelemezsiniz. Bu, aile birleşimi konusunda temel hakları garanti altına alan anayasanın 6. maddesine aykırıdır. Böylece Alman anayasasına aykırı bir yasa çıkartılıyor. Bunun uyumla hiçbir ilgisi yok."

Kore ya da Japonya'dan getirilecek bir eşin önceden Almanca bilmesinin zorunlu kılınmadığına da dikkati çeken Keskin, bu nedenle Göç Yasası'nın ayrımcı bir yasa olduğunu kaydetti.

Almanya'da yaşayan yabancılar için, uyum kurslarında başarılı olamadıkları takdirde 1000 avro para cezası ödemelerinin de öngörüldüğü bir dizi yeni uygulamanın da getirildiğine işaret eden Keskin, zorbalıkla, dışlamakla ve hakların kısıtlanmasıyla uyumun sağlanmaya çalışıldığını, halbuki uyumun, yabancıları toplumun içine alarak, eşit bireyler olarak kabul ederek, yabancılara kucak açılarak sağlanabileceğini, bu nedenle Türk kuruluşlarının zirveye katılmama kararını desteklediğini sözlerine ekledi.

Zirveye katılmayan Türk kuruluşlar adına Türk gazetecilere açıklamalarda bulunan Almanya Türk Toplumu (TGD) Genel Başkanı Kenan Kolat da "Diyalog kapısını bu yasa kapatmıştır. Biz diyalogdan yanayız. Türk toplumunun dışlanmasını ya da zarar görmesini istemiyoruz, ancak bir yerde 'dur' denilmesi gerekiyordu. Türk toplumu bu tutumuyla onurlu bir direniş göstermiştir" dedi.

Bunun tüm Türk kuruluşlarının başarısı olduğunu, Göç Yasası'ndaki değişikliklerin de bir başlangıç olduğunu, Vatandaşlık Yasası'nda da sadece anne ve babası Almanya'da doğan yabancıların doğrudan Alman vatandaşlığına geçebilmeleri gibi değişikliklerin yapılmasının planlandığını ifade eden Kolat, "Bundan sonra Almanya'da Türklere rağmen politika yapılmayacak. Bu Türk toplumu için bir milattır. Bundan sonra birlikte ayakta duracağız" diye konuştu.

Kolat, bu eylemi Uyum zirvesi için değil, Türk toplumu için yaptıklarını, Türklere karşı bu tür girişimleri gelecekte de önleyebilmek için Türklerin eğitimine nasıl daha fazla katkı sağlayabileceklerini de düşünmek durumunda olduklarını kaydetti.

Alman meclisinin İçişleri Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy'nin de Göç Yasası'nın anayasaya aykırı olduğuna inandığını belirten Kolat, bu nedenle Anayasa Mahkemesine şikayette bulunulduğu takdirde yasanın mahkemeden döneceğine emin olduklarını, bu konuda para sorunu bulunmadığını, Cumhurbaşkanı Horst Köhler'in, kendi isteklerini reddederek yasayı imzalaması durumunda Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacaklarını bildirdi.

Alman basınının, eylemlerini nasıl karşıladığı şeklindeki soruya karşılık da Kolat, Alman basınının kendileri için önce "diyalogdan kaçtıkları" şeklinde haberler yayımladıklarını, ancak son haberlerin, anlaşıldıklarını gösterdiğini söyledi.
Kolat, Alman basınına yaptığı açıklamada da Almanya'ya gelecek yabancıların Almanca öğrenmelerine karşı olmadıklarını, hatta kendilerinin bu hizmeti Türkiye'de verebilecekleri önerisinde bulunduklarını belirterek, ancak bunun zorunlu kılınmasına karşı olduklarını, zorla uyumun sağlanamayacağını ifade etti.

Haberin Devamı

"Zirveye katılmayarak kendilerini dışlamalarının akılcı olup olmadığı" şeklindeki soruya karşılık da Kolat, bunun tepkilerini dile getirmek için bir kereye mahsus bir eylem olduğunu, kendilerinin diyaloğu sürekli bir şekilde kesmek istemediklerini ve her zaman yeniden görüşmelere hazır olduklarını kaydetti.

Haberin Devamı

Kolat, zirveden sonra da görüşmeler yapabileceklerini ve uyum sürecine katkı sağlamayı da sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Türk kuruluşlarının eylemine, "Uyum, dışlamak yerine katılım sağlamaktır" yazılı pankartlarla destek veren Alman Sendikalar Birliği'nin (DGB) Yönetim Kurulu üyesi Annelie Buntenbach da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk kuruluşlarının endişelerini anlayışla karşıladıklarını, ancak farklı bir karar aldıklarını, zirveye katılarak bu yöndeki eleştirileri dile getireceklerini söyledi.

Birlik 90/Yeşiller Partili Federal Meclis üyesi Hans-Christian Ströbele de Alman özel televizyonu N24'e yaptığı açıklamada, Türk kuruluşlarının protestosunu destekleyerek, Göç Yasası'nın Uyum Zirvesinden kısa bir süre önce kabul edilmesinin zirvenin imajına zarar verdiğini söyledi.

Yasanın zorunlu evliliklerin önlenmesi amacıyla değiştirildiği şeklindeki görüşlere de katılmayan Ströbele, Türk kuruluşlarının da zorunlu evliliklere karşı olduklarını, Almanya'ya gelmeden önce Almanca öğrenilmesinin zorunlu evlilikleri önlemeyeceğini belirtti.

Almanca öğrenilmesinin şart olduğunu, ancak Türkiye'nin birçok yerinde bunun için imkan olmadığını ifade eden Ströbele, yasanın Anayasa Mahkemesinden döneceğine inandığını kaydetti.

DEVLET BAKANI BÖHMER'DEN ELEŞTİRİ

Alman hükümetinin göç ve uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer ise Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini boykot etme kararını eleştirdi.

Böhmer, Die Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Hem üslup hem içerik olarak abartılı bir tavır. Türk dernekleri sergiledikleri bu tabloyla kendi saygınlıklarını zedeliyorlar. Bu benim için bir yıldan bu yana çok iyi şekilde sürdürdüğümüz ortak çalışmanın kesilmesi anlamına geliyor" dedi.

Göçmen derneklerin geçmişte haklı olarak masada eşit şekilde bulunmamalarını eleştirdiklerini ifade eden Böhmer, "Ancak Başbakan, 'biz artık göçmenler hakkında değil, göçmenlerle görüşüyoruz' diyerek bu durumu düzeltti" diye konuştu.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Uyum Bakanı Armin Laschet de ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, sertleştirilen Göç Yasası'nı eleştirdi.

Laschet, sertleştirilen yasanın "Türk karşıtı bir yasa" olmadığını belirterek, "Bu yasanın amacı, evlenerek Almanya'ya gelen kadınları güçlendirmektir" dedi.

Göç uzmanı Dieter Oberndörfer ise Türk kuruluşlarının Uyum Zirvesini protesto etmelerinin ciddiye alınması gerektiğini belirterek, "Evlenerek Almanya'ya gelme yaşının 18'den 16'ya indirilmesi, evlenerek gelecek kişilerin Almanya'ya gelmeden önce Almanca öğrenmelerinin sağlanması, dışlayıcı ve hukuki olmayan bir taleptir. AB ülkesi vatandaşlarına böyle bir uygulama asla yapılamazdı" dedi.

Protestan Kilisesi temsilcisi Stephan Reimers ise Türk kuruluşlarının tepkisini anlayışla karşıladıklarını, ancak zirvenin boykot edilmesini olumlu karşılamadıklarını söyledi.

TGD'nin yanı sıra Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Türk Vatandaşları Konseyi (RTS) ve Almanya Türk Veliler Birliği Federasyonu (FÖTED) tarafından boykot edilen ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in başkanlığında başlayan zirve sonrasında basın toplantısı düzenlenecek.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!