Güncelleme Tarihi:
SPD genel merkezi “Willy Brandt Evi”nde Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Esken, “Uyum, toplum olarak dışta kalanların uyumunu sağlamakla mümkündür. Benim temel prensibim, tutumum budur. Üçüncü nesil Alman Türkler toplumumuzun bir parçasıdır, ama onların toplumuzun bir parçası olduğu hâlâ doğal görülmemektedir. Alman toplumu için bu, yerine getirilmesi gereken büyük bir görevdir” dedi.
UYUM SÜRECİ
Aradan geçen 60 yıla rağmen uyum sürecinin tamamlanamamış olmasına ilişkin Esken, “İki tarafın yanlış anlamalarından kaynaklanıyor bu. O zamanlar ‘misafir işçiler’ deniyordu. İki taraf da bunun geçici olduğunu düşünüyordu, bu yüzden uzun süreli uyum için çaba gösterilmedi. Bizim bir göç ülkesi olduğumuzun, olmak istediğimizin ve olmamız gerektiğinin bilincine daha son yıllarda varıldı. Bu nedenle kat edilmesi gereken çok şey var” görüşünü dile getirdi.
‘AB ÜYELİĞİ UZUN BİR YOL’
SaskIa Esken Türkiye-Almanya ilişkilerine dair, “İlişkilerin kötüleştiğini düşünmüyorum. Olumlu görüşmeler sürdürüyoruz; özellikle NATO’da işbirliği ve göç krizinin aşılması konularında. Almanya’daki Türk toplumu için sıkı ve iyi ilişkilerin korunarak sürdürülmesi çok önemli” yorumunu yaptı. Türkiye’nin AB üyeliği için ise “Uzun bir yol, henüz sonuna gelmedik. Ama diyalogda kalıp ilişkilerimizi korumalıyız” dedi.