Türkiye’ye ‘dürüst’ davranmadık!

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’ye ‘dürüst’ davranmadık
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2018 09:29

Almanya’da ‘büyük koalisyon’ oluşturmak için öngörüşmeleri tamamlayan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) uzlaşmaya vardıkları hedefleri içeren ‘sonuç bildirgesi’ne bakıyorum. Tam 28 sayfa.

Haberin Devamı

Türkiye’ye ‘dürüst’ davranmadık
AVRUPA’ya geniş yer verilmiş.
“Avrupa için yeni bir açılım” , “Biz, demokrasi ve dayanışma öncelikli bir Avrupa istiyoruz “, “Biz, yatırım ve rekabet gücüne sahip bir Avrupa istiyoruz”, “Biz, şans ve adalet eşitliği öncelikli bir Avrupa istiyoruz”, “Biz, barış ve küresel sorumluluk üstlenen bir Avrupa istiyoruz” başlıkları altındaki Avrupa hedefleri tam 3 sayfa.
İç politikayla ilgili hedefler sıralanmış.
Eğitim, sağlık, emeklilik, yaşlı bakımı, tüketicileri koruma, vergi, finansman, çevre ve iklim korunması, enerji, hukuk gibi konulara geniş yer verilmiş.
Tabii göç ve sığınmacılar konusuna da.

Haberin Devamı

***
Sonuç bildirgesi’nin 26. sayfasında Türkiye için özel bir bölüm ayrılmış.
Başka hiçbir ülke için özel bir bölüm yok.
Türkiye ile ilgili bölüm aynen şöyle:
Türkiye bizim için çok yönlü ilişkilerimizin olduğu önemli bir partner ve komşudur. Demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları alanlarında kötüleşme var. Bu yüzden üyelik müzakerelerinde fasılların tamamlanmasını da, yeni fasılların açılmasını da istemiyoruz. Türkiye gereken yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece vize liberalleşmesi de Gümrük Birliği genişlemesi de olmayacaktır.

***
Evet, işte bunları okurken aklıma birden Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu eski Komiseri Günter Verheugen’in “Türkiye politikamız dürüst değil” söylemi geldi.
Yani “Türkiye’ye dürüst davranmadık” söylemi.
Tabii Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Türkiye-AB ilişkilerinde ikiyüzlülükten çıkmalıyız. AB, Türkiye’ye her zaman iyi davranmadı” sözleri de.
Macron da bu sözleriyle AB’nin Türkiye’ye dürüst davranmadığını itiraf ediyor.
Böyle düşünen şüphesiz birçok Avrupalı var.
Ama gerçekleri telaffuz etme cesaretini de, dürüstlüğünü de gösteremiyorlar.
Türkiye 55 yıla yakın bir süredir AB kapılarında bekletilmektedir.

***
Türkiye ile AB’nin anası konumundaki Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) arasında tam üyelik hedefiyle Ankara Anlaşması 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanmıştır.
AET adına imzayı o zamanki Başkanı Walter Hallstein atmıştır.
Hallstein, “Türkiye Avrupa’ya aittir. Bir gün son adım atılmalı ve Türkiye eşit haklara sahip üye olarak AET’de yerini almalıdır” demiştir imza töreninde yaptığı konuşmasında.
Walter Hallstein, Alman bir politikacıydı.
Hem de CDU’lu bir politikacıydı.
Türkiye’ye AB’ye adaylık statüsü 1999 yılında Helsinki Zirvesinde verilmiştir.
Bu kararın çıkmasında dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder etkin bir rol oynamıştır.
Schröder, SPD’li bir politikacıydı.
Hem de “Ülkemin çıkarları, partimin çıkarlarından daha önemli” diyen, diyebilen bir politikacıydı.
İşte hem Walter Hallstein’ın CDU’su hem de Gerhard Schröder’in SPD’si Türkiye’ye AB kapılarının kapalı tutulmasından yana bir politika izlemeyi yeğliyor günümüzde.
İnsanlar arasındaki ilişkilerde karşılıklı güven önemlidir.
Tabii dürüstlük de.
Ülkeler arasındaki ilişkilerde de güven esastır.
Tabii dürüstlük de.

Haberin Devamı

***
Evet, Türkiye’de son dönemlerde her şey güllük gülistanlık değildir.
Tabii Türkiye ev ödevlerini yapmak zorundadır.
Buna kimsenin itirazı yoktur.
Ama Türkiye’de demokrasinin de, hukuk devletinin de, özgürlüğün de, insan haklarının da, ekonomik durumun da çok iyi olduğu dönemlerde de AB Türkiye’ye dürüst davranmamıştır.
Her alanda çok daha kötü olan ülkeler çoktan AB üyesi olurken Türkiye kapıda bekletilmiştir.
Hala da bekletilmektedir.
Avrupa’da yaşayan 5 milyondan fazla Türk kökenli insan da, Türkiye’de yaşayan milyonlarca insan da Türkiye’ye dürüst davranılmasını istemektedir.
Tabii haklı olarak beklemektedir de.
Ne olur dürüst olun!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!