Türkiye’ye basın özgürlüğü eleştirisi

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’ye basın  özgürlüğü  eleştirisi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2016 00:28

Almanya’nın en prestijli ödüllerinden Sanssouci Kolokyumu’nun ödül töreninde konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu eleştirdi. Aynı törende İtalyan gazeteci Roberto Saviano da aldığı ödülünü gözaltındaki Mehmet ve Ahmet Altan’a ithaf etti.

Haberin Devamı

ALMANYA Başbakanı Angela Merkel, Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumunu eleştirdiği konuşmasında, Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar’ın durumunu örnek göstererek eleştirilerde bulundu. Almanya’nın en prestijli ödüllerinden Sanssouci Kolokyumu’nun dün Almanya’nın Postdam kentinde düzenlenen ödül törenine katılan Başbakan Merkel, konuşmasının bir kısmını Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumuna ayırdı. Türkiye’deki basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlama ve baskıları eleştiren Merkel, şöyle dedi: “Basın özgürlüğünü her defasında yeniden savunmamız lazım. Çok çabuk tehlikeye girebileceğini gözardı etmememiz gerek. Sadece Türkiye’deki medya aklımıza gelmesin, Avrupa’da da. Onlar zaten yeterince zor bir durumun içindeler. Can Dündar bunun en önemli örneği. Basın özgürlüğü devlet kontrolü ve sansürün dışındadır. Bu da tek başına yetmez. Basın özgürlüğü aynı zamanda, korkutan ve takipten uzak, yolsuzluklar üzerine yazabilmektir”. 

Haberin Devamı

ALTAN KARDEŞLERE İTHAF ETTİ

Avrupa’da yazdıklarıyla iz bırakan gazeteci ve yazarlara verilen ‘M100 Sanssouci Kolokyumu’na bu yıl layık görülen İtalyan mafya karşıtı yazar Roberto Saviano da aldığı ödülü Türkiye’de gözaltında bulunan gazeteci ve yazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan’a ithaf etti. Türkiye’nin AB üyesi olması gerektiğini savunan İtalyan yazar, eğer Türkiye AB üyesi olsaydı, bugün çok daha farklı olacağını savundu ve şöyle dedi: “Türklerin ikinci vatanı Almanya’da aldığım M100 Media ödülünü 2 Türk aydına adamak istiyorum. Ahmet Altan gazeteci yazar, Mehmet Altan ise ekonomi profesörü. İkisi de 10 Eylül’de tutuklandı. Altanlar bir televizyon programında darbe girişimine bir gün önce bilinçaltı mesajlar vermekle suçlanıyor. Mehmet Altan, Türkiye’nin kimliğinin ırk ve din üzerine değil, insanhakları ve saygı üzerine kurulması gerektiğini savundu. Eğer bugün Türkiye AB üyesi olsaydı, Ahmet Altan’la Mehmet Altan’ın kaderi bizi çok daha yakından ilgilendirirdi.”Dünkü etkinliğe konuşmacı olarak katılan gazeteci Can Dündar da, “En az 220 gazeteci cezaevinde. Türkiye dünyanın en büyük gazeteci cezaevi” diye konuştu. 

Haberin Devamı

‘BU SUÇLAMA TARİHE GEÇECEK’

15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce katıldıkları bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle cumartesi günü İstanbul’da gözaltına alınan gazeteci-yazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan, dün ilk defa görüştükleri avukatları aracılığıyla basın açıklaması yaptı. Ahmet Altan, yazısında, şöyle dedi: “Televizyonda ‘insan bilincinin algılayamayacağı bir biçimde doğrudan bilinç altına mesaj vererek’ darbecilerle ilişki kurduğumuz iddiasıyla gözaltına alındık. Bunu iddia edebilen bir ‘bilinç’ bizim ‘uzaylılarla konuştuğumuzu’ da, gece Superman kılığında uçtuğumuzu da iddia edebilir. Hukuk, ciddiyetten ve izandan koptuğu zaman artık her söz mübah, her saçmalık mümkündür. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, MİT Başkanı’nın bile bilmediği darbeyi Mehmet Altan’la benim bildiğimi iddia edebilmek için, ‘insan bilincinin algılamadığı, ancak bilinçaltına işleyen’ mesajları vermek türünden saçmalıklara sığınmaktan başka çareleri yok. Bu suçlamanın tarihe geçeceği kesin. Ancak hukuk tarihine mi mizah tarihine mi, onu bilmek zor.”
Mehmet Altan ise açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Çok genç ‘kahraman’ savcının iddia ettiği gibi ‘subliminal’, yani bilinç altına mesaj iletmek gibi insanüstü bir gücüm olsaydı bunu acilen bugünkü Türkiye’nin ‘demokrasi ve hukuk devleti’ olması yönünde kullanırdım.” Fırat ALKAÇ/İSTANBUL

BAKMADAN GEÇME!