Güncelleme Tarihi:
Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) İstinye'deki merkezinde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan EURO 2016 Proje Direktörü Orhan Gorbon, Cenevre'de 28 Mayıs Cuma günü evsahibi ülkeye karar verilecek UEFA Yönetim Kurulu toplantısı öncesi yapacakları sunumun çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Orada sunumu ilk biz yapacağız ve 30 dakikalık bir süre var. Bu 30 dakika da, bugüne kadar anlattığımız her şeyi toparlayıp, herkes oradayken, son kez bir daha anlatmak için harika bir fırsat” dedi.
Defne Samyeli'nin yapacağı sunumda verecekleri mesajları anlatan Gorbon, “Birincisi daha önce bu organizasyonu yapmamış olmamız, 3 kere aday olmamız ve bazı Avrupa ülkelerinin bir-iki kere yapmış olması. İkincisi Türkiye'nin turizm potansiyelinin son 6-7 senedir yüzde yüz arttırdığı ve üçüncü olarak da ulaşım konusunda yapılan yatırımları vurgulayacağız” diye konuştu.
“Gelişen Türkiye'yi, genç nüfusunu, yeni statları anlatmak için mükemmel bir fırsat” diyen Orhan Gorbon, şunları kaydetti:
“Netice ne olursa olsun olaylara pozitif bakmak lazım. Bu tip adaylıklarda bir kural vardır, kaybetsen de kazan. Bu futbol maçına benziyor, 90 dakika ve uzatmalar 0-0 bitiyor, olay penaltılara kalıyor. O sunumda da biz Türkiye'nin nereden nereye geldiğini, Türk gencinin bu işi ne kadar çok istediğini, hem dosyayı hem sunumu hem stadını ne kadar iyi yapabileceğini anlatacağız. Oy veren kişilerin Türkiye'ye olan saygıları artacak. Yabancı televizyonlardan da canlı yayınlanacak. Türkiye için bulunmaz bir tanıtım fırsatı olacak.”
“ULAŞTIRMA KONUSUNDAKİ YATIRIMLARIN ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞU DOĞRU”
Orhan Gorbon, UEFA'nın 14 Mayıs'ta açıkladığı değerlendirme raporunda, ulaşım konusunda Türkiye'ye Fransa kadar iyi puan vermemesiyle ilgili olarak, “Ulaşım konusunda 'yılda 8-10 milyar dolar yatırım yapılıyor' diyoruz, kimse inanmıyor. Adaylık dosyasında bu konuda bir garanti mekanizması da yok. Yani UEFA bizden garanti mektubu da istemiyor. Biz de diyoruz ki bunlar yapılıyor” dedi.
Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğunun inkar edilemeyeceğini ifade eden Gorbon, şöyle devam etti:
“Ulaşım konusunda 'yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır' diyoruz ama UEFA'ya 'Önümüzdeki 6 senede yapılacak olan 300 kilometrelik bir hızlı tren hattından endişe ediyorsanız, son 6 senede yapılanlara bakın' demeye çalışıyoruz. Yeni havaalanları, yeni yolcu kapasiteleri, Ankara-Eskişehir treni, Marmaray, Gebze-İzmir otoyolu, Konya-Ankara treni, Antalya, İzmir Havaalanları bunlar anormal yatırımlar.
Raporlarda Türkiye'nin gelişmekte olan bir ülke olduğunu inkar edemeyiz. Fransa'nın hızlı tren hatlarının 15-20 sene önce yapıldığı, Paris'ten güney Fransa'ya 3 saatte gidildiği bir gerçek. Şu andaki durum itibariyle ulaştırma konusundaki yatırımların çok önemli olduğu doğru ama burada '2016'yı kazanırsak belki yaparız' yerine 'kazanmasak bile yüzde 100 yaparız' durumu var. UEFA toplantılarına Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım da katıldı. Avrupa'da bu yatırımlar o kadar yüksek karşılanıyor ki sanki bu 2016 kazanılırsa yapılacakmış gibi bir hava oluştu. Biz son günlerde bunun böyle olmadığını anlatmaya çalışıyoruz.
Ayrıca Ankara ve İzmir havaalanlarına 'yetersiz' demek haksızlık oluyor. Ankara Havaalanı yeni ve sürekli ödül alan Avrupa'nın sayılı havaalanlarından biri. Rapordaki 'yetersiz'den kasıt şu, maç günleri günlük kapasite. Mesela Konya'da İngiltere-İspanya maçı var. 60 bin seyirci uçakla gelecek, akşam gidecek. 'Günde 70 bin seyirci kapasitesi gerekir. O havaalanı günde 70 bin seyirci taşıyamayabilir' diyor. Bu doğru bir tespit fakat zaten Avrupa'da çok çok az havaalanı günde 70 bin yolcuyu taşıyabilir ama bunun çareleri var. İşte pasaport gişeleri arttırılır, uçaklar park ettirilir... Burada Türkiye'nin alt yapı projelerinin kısmen yetersiz olduğu tespitinin olması şaşırtıcı değil, çünkü Türkiye hızla gelişiyor. UEFA'nın ve diğer Avrupa'da birçok insanın bu gelişimi bir iki adım geriden takip ediyor olması normal. Bizim görevimiz bunu değiştirmek.”
“HİDDİNK'İN SÖYLEDİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ”
Orhan Gorbon, (A) Milli Futbol Takımı'nın yeni teknik direktörü Guus Hiddink ve Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum'un adaylık sürecinde yabancı basınla görüşerek, Türkiye'yi anlatmalarının çok önemli olduğunu söyledi.
Daum ile çok fazla görüşme fırsatı bulamadığını, ancak Hiddink'e projelerini detaylı bir şekilde sunduklarını dile getiren Gorbon, “Türk'ün Türk'e reklamından ziyade, futbol konusunda saygın yabancıların, futbolda otorite sayılan insanların yorumları çok önemli. Hiddink, projemize çok iltifat etti. Her fırsatta yabancı basına anlattı. Hollanda'da köşe yazısında yazdı. Özellikle Hiddink gibi hocalar zaten bahsettiğimiz konunun profesörüdür. Bu dosyanın nasıl olması gerektiğini onlar bilebilir. Çünkü bunu asıl yaşayan hocalar ve takımlar. Hiddink de Avustralya, Hollanda, Güney Kore, İngiltere ve Rusya'yı görmüş bir hoca olarak, çok tecrübeli olduğu için onun söyledikleri önemli” şeklinde konuştu.
“SAYIN BAŞBAKANIMIZIN MEKTUBU ÇOK ÖNEMLİ”
UEFA'nın raporunda Türkiye'nin devlet desteğinden dolayı memnuniyetini dile getirmesiyle ilgili olarak Gorbon, UEFA'nın istediği yaklaşık 55 tane garanti mektubu olduğunu vurgulayarak, “Bunların metinleri sabit. Metin geliyor, sizden imzanızı istiyorlar. Burada TFF olarak ciddi yaklaşıyoruz. Devletimiz de bunu çok istediği için onlar da çok özverili yaklaşıyor. Bu konuda çok ciddi bir işbirliği oluyor” dedi.
Orhan Gorbon, sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı 920 milyon avroluk garanti mektubunun değil, UEFA'nın istediği her mektubu bakanlar, belediye başkanları, valiler ve sponsorların imzaladığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
“Burada çok büyük bir özveri var. Bu, bizim ciddiyetimizi gösteriyor. Burada taahhüt edilen statların yatırımı konusunda Sayın Başbakanımızın imzaladığı mektubun olması çok önemli. Sayın Başbakanımız imzalamasa biz bu statları taahhüt ediyor gibi olacağız ama onun imzalamasıyla garantiye dönüştürüyor. Yabancı danışmanlarımıza, UEFA yetkililerine sorduk, 'stat finansmanının en iyisi nasıl olur' diye. 'En iyisi devletten olur' dediler. Biz o yöne gittik. Türkiye'de statları finanse etmek için eski stat arazisi mevcut olduğundan aslında devlete çok büyük yük olmuyor. Kayseri ve Türk Telekom Arena'daki gibi. Diğer ülkelerin raporunda biraz demagoji olmuş. Fransa'da mesela 'devlet desteği yüzde 30, geri kalanı özel sektörden alınacaktır' diyor. Sonra başka bir cümlede de 'özel sektörün garantisi' eksik diyor. İtalya'da da öyle. Türkiye genç nüfuslu bir ülke. Statları eski, 60-70 yıllık. Son 7-8 yıldır Türkiye'de hava alanları, oteller, hastaneler, kamu binaları, hepsi pırıl pırıl oldu. Bir tek statlar kaldı. Bu doğal bir süreç. Türkiye'de statların yenilenmesi, bütün statların Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı kalitesine gelmesi bir zorunluluk oluyor zaten. Çok yakında 2016'dan bağımsız olarak yapılacak.”
“25 ÜLKE GEZDİK”
Orhan Gorbon, 15 Şubat'ta adaylık dosyasını teslim ettikten sonra projeyi tanıtmak için yurt dışında bol bol seyahat ettiklerini kaydederek, “Oy veren 13 ülke var ve 11 kişilik de UEFA Milli Takımlar Komitesi diye bir değerlendirme komitesi var. Bu değerlendirme raporunu yazan komite, oy verecek olanlara öneride bulunacak. Bu sürede projemizi tanıtmak için yaklaşık 25 ülke gezdik” dedi.
UEFA'nın değerlendirme raporunda İtalya'nın önünde ve Fransa ile en azından eşit gösterilmelerinin büyük bir başarı olduğunu ifade eden Gorbon, şunları vurguladı:
“UEFA'nın tespitlerinden dolayı çok memnunum. Dikkatli olarak, alıcı gözle inceleyenler Fransa'nın raporunda devlet garantilerinin bir kısımının imzalanmamış olduğunu görebiliyorlar. Bu garanti mektuplarının içeriğini de çok az kişi biliyor. Ne kadar önemli olduğunu biliyorum, o yüzden biraz daha iyimserim. İtalya'nın raporunda nedense hakikaten yaklaşık 19 bölümünün 11'inde eleştiriler var. Tespitime göre bizim 6, Fransa'nın 7 bölümünde eleştiriler var. Şöyle de bakabilirsiniz, her 3 ülke de bu turnuvayı organize etmek için yeterli
bir rapor sunmuş. UEFA'nın yüzde 60 barajı var, bunun altını yetersiz kabul ediyor. Tespitime göre biz 90'lardayız, iyi değil denilen İtalya da yüzde 80 olur. O raporun neticesi 3 ülkede de bu turnuvayı yapabilir. Artık iş oy verenlere kalıyor.
Kamuoyuyla paylaşılan raporun dışında, daha detaylı, bilimsel olarak adayları karşılaştıran bir rapor var. O raporu biz göremeyeceğiz. Oy verenlerin bir çoğunun beklentisi o raporu da görmek o rapora göre karar vermek. Burada 'Fransa mı daha iyi Türkiye mi daha iyi' kimse karar veremiyor. O daha detaylı olan rapor oy verecek insanlara sunulduğunda o zaman daha net bir görüntü ortaya çıkabilir.”
Orhan Gorbon, futbola özel güvenlik konusunda, UEFA ile İl Spor Güvenlik Kurulları, İçişleri Bakanlığı'nın ilgili birimleriyle çok güzel toplantılar yaptıklarını ve UEFA heyetini tatmin ettiklerini söyledi. Gorbon, genel güvenlik konularının adaylık sürecinde çok önemli olmadığını belirterek, “Çünkü bugün dünyanın neresinde güvenlik var, neresinde yok, çok belli değil. Her şey her zaman oluyor” dedi.
Turkcell Süper Lig'de son hafta yapılan Fenerbahçe-Trabzonspor maçında çıkan olaylarla ilgili bir soru üzerine Gorbon, “Maç organizasyonlarının kalitesini biraz arttırmak gerekiyor. Aslında seyircilerin sahaya girmesini önlemek çok zor bir şey değil. Özel güvenlik ile polisin ilişkisi önemli. Böyle bir turnuvayı düzenlesek de mevcut seviyeyi biraz yukarı çeksek” şeklinde konuştu.
“KAZANIRSAK, 4 MİLYAR AVRO GELİR BEKLİYORUZ”
Orhan Gorbon, Türkiye'in EURO 2016'yı kazanması durumunda ülke için muhteşem bir fırsat olacağını ifade ederek, “Kazanırsak, 2016'da Türkiye'nin 8 şehrinde milyonlarca turist, binlerce basın mensubu olacak. 4 milyar avro gelir bekliyoruz” dedi.
EURO 2016'nın Türkiye'nin aradığı gerçek bir tanıtım hamlesi olacağını vurgulayan Gorbon, “Mesela 2014'te Turizm Bakanlığı bütün dünya hava alanlarında '2016'da Türkiye'ye bekliyoruz' diye bir reklam kampanyası yapıyor. Parasıyla reklam yapmak başka şey, böyle bir temaya sahip olup reklam yapmak başka şey. İkisi birden olduğu zaman Türkiye'nin imajını değiştirecek şey.
Türkiye'de şampiyona için bir ayda 5 milyon turist olacak, tıklım tıklım bütün oteller dolu olacak. Statlar yapılıyor, yeni tesisler olacak. İnşaat, Ulaştırma ve İletişim sektörü için çok önemli. Toplam getiri 4 milyar Avro gibi bir rakam var.
Haftaya kazanırsak, hemen Pazartesi günü buraya turizm acenteleri geliyor, medya şirketleri geliyor. Avrupa'daki futbol endüstrisindeki insanlar inşallah Cuma gününden sonra kafasını Türkiye'ye doğru döndürecek.”