Güncelleme Tarihi:
Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Almanya'nın Bonn kentinde düzenlenen "G20 Dışişleri Bakanları Heyetlerarası Toplantısı"ndan sonra görüşme gerçekleştirdi.
Çavuşoğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, görüşmede geçen dönemin hatalarını açıkça gündeme getirdiklerini, YPG'ye verilen desteğin Türkiye'nin güvenini sarsması ve bu tür bir desteğin hem kendileri hem de Suriye için ne kadar tehlikeli olduğunu muhatabına anlattıklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, görüşmede, Fetullahçı Terör Örgütünün başındaki Gülen'in ABD'de olması ve Türkiye'ye hala teslim edilmemesinin ilişkileri ve Türk halkının hissiyatını çok etkilediğini ve bu durumun da Amerikan karşıtlığını artırdığını vurguladı.
Görüşmede Suriye, Irak, DEAŞ ile mücadele ve bölgesel konular ve iki ülke ilişkilerini de değerlendirme fırsatı bulduklarına işaret eden Çavuşoğlu, "Son derece yapıcı bir ortamda verimli bir görüşme oldu. Güzel bir başlangıç oldu." diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD ile bir çok üst düzey görüşmeler yürütüldüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Önümüzdeki süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ı bir araya getireceğiz ki bir yol haritamız olsun. Şu andaki yönetim de geçen dönemki hatalarının farkında. Bunları nasıl düzeltiriz, daha etkili stratejiler nasıl belirleriz, bu konularda çalışmaya devam edeceğiz. O bakımdan verimli bir görüşme oldu. Bugün akşam üstü de Lavrov ile bir görüşmemiz olacak. Suriye, siyasi müzakereler, Astana sonrası neler yapacağız. ikili ilişkiler; bunları da Lavrov'la görüşeceğiz. Burada aşağı yukarı 35 ikili görüşmemiz olacak ve bunların hepsi de hemen hemen geldi ki son dönemde Türkiye'ye yönelik ciddi bir ilginin olduğunu görüyoruz."
"Sorun Rum tarafından kaynaklanıyor"
Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta devam eden görüşmelerde yaşanan sıkıntılara ilişkin bir soruya karşılık, sorunun daha önce olduğu gibi şimdi de Rum tarafından kaynaklandığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şunları kaydetti: "Bu esasen Rum tarafının müzakereye ve adadaki sürece bakış açısını gösteriyor. Üstelik Rum parlamentosunun kabul ettiği Enosis kararı Türkiye ve Kıbrıs Türkü için kabul edilemez bir karardır. Bu kriz bugün Anastasiadis'in masadan kalkmasıyla başlamadı, bu kararın meclis tarafından kabul edilmesiyle başladı. Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını hala görüşüyorlar, karar kabul ediyorlar. Yani emellerinden vazgeçmemişler. Diğer taraftan Türkiye'nin garantisine ve güvenlik konularına artık ihtiyaç yok.
Siz bir taraftan Enosis'i istiyorsunuz, diğer taraftan Türkiye'nin garantisini kaldıralım diyorsunuz. Bunların gerçek niyeti bu yaklaşımlarla ortaya çıkmıştır. Bu konularda Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin ne kadar haklı olduğunu kendileri ortaya koydular. Biz bugüne kadar hep yapıcı bir tutum sergiledik. Ne istediğimizi biliyoruz, ne istemediğimizi de biliyoruz. Net bir şekilde kaprissiz kompleksiz kendine güvenen bir devlet gibi güçlü bir ülke gibi net toplantılarda ortaya koyuyoruz. Aynı tutumu Kıbrıs Türk heyetinin de sergilediğini görüyoruz. Böyle olunca da işte Rum tarafı masadan kaçıyor. Müzakere istiyorlarsa o masaya döneceklerdir, istemiyorlarsa da kendileri bilir. Artık bir daha da böyle bir müzakere olmaz, gereğini yaparız."
'DÜPEDÜZ SAYGISIZLIK'
KKTC Başbakanı Hüseyin Özgürgün ise bugünkü liderler görüşmesinde Rum lider Nikos Anastasiadis'in masadan kalkması ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, Enosis’in Rum okullarında kutlanmasına ilişkin kararın sonrasında gerçekleştiğine dikkat çekerek, masasının terk etdilmesinin beklenen bir sonuç olduğunu kaydetti.
Özgürgün, açıklamasında şunları kaydetti: "Müzakere sürecini iyice çıkmaza sürükleyen olayların bugünkü versiyonunun Rum tarafının büyük çoğunluğunda hakim olan 'Kıbrıs Türklerini ortak sahibi görmeyen' zihniyetin değişmemiş olmasıdır. Ada’da iki eşit halkın ortaklığına dayalı bulunacak adil, yaşayabilir bir anlaşmanın her iki halkın çıkarlarına olacağı inancıyla yıllardır Kıbrıs Türk tarafınca gösterilen gayretlerin, bağnaz Rum tutumunun kurbanı olmasına ne kadar daha seyirci kalınacaktır? Dahası, Ada’da çözümsüzlüğün gerçek kaynağının değişmeyen Rum-Yunan zihniyeti olduğu, ne zaman anlaşılacaktır? Liderler görüşmesindeki Rum lider Anastasiadis’in tutumu, 20 aydır sürdürülen son müzakere sürecine katkı koyan başta Türk tarafı olmak üzere tüm uluslararası güçlere karşı düpedüz saygısızlıktır.”