Güncelleme Tarihi:
Türkiye konusunda aylardır somut pozisyon alması beklenen Avrupa Birliği, dün Brüksel’de sona eren özel zirvede de muğlak yaklaşımını korudu. Bir yandan Türkiye’yle işbirliğine dayanan ve karşılıklı yarar sağlayan ilişki geliştirmenin çıkarına olduğu mesajını veren AB diğer yandan ilişkiye ivme kazandırmaya katkı sağlayacak bir hamle yapmaktan kaçındı. Yine Rum-Yunan ikilisine teslim olarak Kıbrıs sorununa ilişkin müzakereler ile Türkiye konusunu ilişkilendiren AB’ye sert tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı, kararlar için, “AB’nin ülkemize ve küresel gelişmelere dair stratejik vizyon eksikliğinin yeni bir örneği” nitelemesi yaptı.
‘KIBRIS’A İNDİRGENEMEZ’
Dışişleri açıklamasında AB’ye uyarı yapılarak, “Aday ülke Türkiye, AB üyeliği konusunda kararlılığını korumaktadır. Bununla beraber, işbirliğimizin seçici bir anlayışla, bazı alanlarla sınırlanmasını reddediyoruz. AB ile diyaloğumuzu, mütekabiliyet çerçevesinde, AB’nin önümüzdeki dönemde Türkiye’ye yönelik adımlarının hızı, düzeyi ve kapsamına göre ele alacağız” ifadeleri kullanıldı. Çok yönlü Türkiye-AB ilişkilerinin Kıbrıs sorununa indirgenmemesi gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, “Türkiye-AB ilişkilerinde ilerleme sağlanmasıyla Kıbrıs sorununun ilintilendirilmesi tarafımızdan hiçbir zaman kabul görmeyecektir” denildi.
ÜÇ TALEP VARDI
Mevcut durumda üyelik müzakerelerinde ya da teknik pürüzlerin henüz giderilemediği gümrük birliği modernizasyonunda ilerlemenin beklenmediği bir ortamda Ankara önceliklerini yaptırım kapsamında olan dört alandaki (siyasi, ekonomik, enerji, ulaştırma) üst düzeyli diyalog toplantılarının başlatılması, Ortaklık Konseyi’nin toplanması ve Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye’deki faaliyetlerinin normale döndürülmesi olarak belirlemişti. AB ise bu alanlarda somut sinyal vermedi. İlişkilerin ilerletilmesi görevi de dikkat çeken bir şekilde AB Daimi Temsilciler Komitesi’ne (Coreper) verildi.
ALMANYA BASTIRDI
Zirve sırasında Türkiye’ye somut bir sinyal verilmesini isteyen ülkelerin başını Almanya çekti. İtalya ve İspanya da bu çizgiyi benimseyen ülkeler arasındaydı. Bununla birlikte başta Türkiye konusunun gündeme gelmesini engellemeye çalışan ama başaramayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi sonrasında kendi tezlerinin kapsamlı şekilde metne yansımasını sağladı. Kıbrıs paragraflarının çıkarılması ya da değiştirilmesine ilişkin çabalar olduysa da sonuç vermedi. Somut bir adım gelmemesi halinde Türkiye’nin önümüzdeki dönemde AB’nin tercihi olan alanlardaki üst düzeyli diyalog toplantılarına yönelik hamleleri gündeme gelebilir.
GÜMRÜK BİRLİĞİ’NE DEMİRTAŞ VE KAVALA ŞARTI
AB’nin eski Türkiye raportörü Kati Piri ve Hollanda’nın ilk Süryani vekili İsa Kahraman’ın Hollanda meclisine sunduğu önerge ile Amsterdam, Türkiye ile AB nezdinde Gümrük Birliği modernizasyonu görüşmelerini Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın durumuna bağladı. Piri ve Kahraman’ın önergesinde, AİHM’in Demirtaş ve Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki kararı uygulanmadığı takdirde, Hollanda görüşmeleri bloke edecek.
RUMLAR MUTLU KKTC’DEN TEPKİ
Türkiye ile ilişkilerin ele alındığı AB liderler zirvesinin sonuç bildirisinde Kıbrıs sorununda ilerleme talep edilmesi, Rum yönetimini mutlu ederken, KKTC tepki gösterdi. AB zirvesine katılan Rum lider Nikos Hristodulidis, Türkiye-AB ilişkilerinin kendi girişimleri ile Kıbrıs sorununa bağlandığını ileri sürdü. KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise AB’nin Kıbrıs sorununa müdahil olma çabalarına izin vermeyeceklerini söyledi.
RUM LİDER: ‘BAŞARDIK’
Brüksel’deki zirve sonrasında kameralar karşısına geçen Rum lider Hristodulidis, “Uzun süredir amaçladığımız sonucu aldık. AB, Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde ve Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde çözümüne destek verdi, bu desteği de Türkiye AB ilişkilerine bağladı. Türkiye kabul etsin ya da etmesin, AB ile ilişkiler Kıbrıs sorunundan geçer” dedi.
‘AB MÜDAHİL OLAMAZ’
KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise, AB bildirisine yazılı tepki gösterdi. “Türkiye-AB ilişkilerinin Kıbrıs konusuna rehin tutulmaya çalışıldığını belirten” Ertuğruloğlu, ayrıca AB’nin Rum yanlısı bir tutum sergilediğini ve Kıbrıs meselesine AB’nin müdahil olmasını kabul etmenin mümkün olmadığını vurguladı.