Güncelleme Tarihi:
Kempe iki ülkenin daha az konular nedeniyle ihtilaf yaşama lüksü olmadığını da söyledi. İstanbul’da düzenlenen Dünya Enerji Kongresi’ne katılan, Türk ve İsrailli enerji bakanlarını bir panelde buluşturan Kempe, Hürriyet’in sorularını yanıtladı:
Türkiye ve ABD birçok konuda görüş ayrılığı yaşıyor. İki müttefik bu noktaya nasıl geldi?
Aslında birçok kişinin gördüğünden çok daha fazla günlük bazda işbirliği var iki ülke arasında. Ama çözmemiz gereken görüş ayrılıkları da var. Örneğin hem Amerikan yasal mevzuatını hem de Türkiye’nin beklentilerini ilgilendiren Fethullah Gülen konusu var. Aynı şekilde (Suriyeli) Kürtlerle ilgili konuyu, Kürtlerin bölgede oynadıkları rolü ve aynı zamanda aşırılık yanlısı grupların bölgede yarattıkları tehlikeleri anlayarak çözmeliyiz. Sadece bizi ayıran konularla değil, onların ötesine geçebilmeliyiz. Bu bölgeden kaynaklanan sorunların çözümünde Avrupalı ortaklarımızın da katılımıyla birlikte stratejik düşünmeliyiz.
GÜLEN KONUSUNDA BİR YOL BULUNUR
Gülen konusu ne kadar tahrip edici olabilir?
Bu konu bir sorun teşkil ediyor. Sonunda bunun idare edilebilir bir konu olduğunu göreceğiz ve ortak bir yol bulacağız. Şunu kastediyorum; bu konunun Türkiye’de nasıl görüldüğüne ilişkin giderek artan bir anlayış var. Birçok Amerikalının bu ismi ilk kez duyduğunu ve bu olayın Türk hükümeti açısından ne kadar önemli olduğunu anlayamadıklarını bilmeniz lazım.
Seçimlerin ardından Türk-Amerikan ilişkileri nasıl yönetilmeli?
Türkiye ve ABD’nin ortak çıkarlarının çok derin olduğunu düşünüyorum. Her iki ülke de bölgenin refahını ve istikrarını istiyor ve NATO ortaklarıyla beraber aşırıcılığa karşı mücadele etmek istiyor. Ortak çıkarlarımız çok güçlü olduğu için ikili ilişkilerimizin önündeki sorunlar konusunda başkalarına göre daha az kaygılıyım. Beyaz Saray’da yaşanacak değişim, yeni yönetimin Türk liderlerle konuları stratejik olarak konuşması için çok büyük bir fırsat yaratacak. Çoğu zaman ortak çıkarlarımız hakkında stratejik düşünmüyoruz ve sorunları nasıl çözebiliriz diye uğraşmıyoruz. Gerçekten de bizler açısından daha az önemli konular hakkında ihtilaf yaşama lüksümüz olmadığını düşünüyorum.
BİRBİRİNİ ANLAMAK ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye’nin güvenilir bir ortak olmaktan çıktığı eleştirilerini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye merkezi ülke. Bir yönüyle Ortadoğu ülkesi, aynı zamanda Karadeniz, Orta Asya ve Avrupa ülkesi. Dünyada Türkiye’den başka bu kadar farklı coğrafyalarda, böylesine stratejik fonksiyonu olan başka bir ülke daha var mı emin değilim. Boğazları saymıyorum bile. Batı’nın, Batı dünyasının bir parçası olarak Türkiye’nin önemi konusundaki anlayışın arttığından ve daha da artacağından eminim. Benim daha çok dikkatimi çeken şey ise Türkiye’nin Batı’nın bir parçası olarak Ortadoğu, Karadeniz ve Orta Asya ile ilişkilerinde daha güçlü olduğu. Türkiye kendi başına kalırsa bu kadar güçlü olmayacaktır, bu yüzden de bana göre Türkiye ve Batı’nın karşılıklı olarak birbirlerinin değerini anlamaları yaşamsal önemdedir. Biz de bu yüzden yıllık toplantılar yapıp enerji, ekonomi ve güvenlik alanlarında bu önemin altını çiziyoruz. İstanbul’daki gelecek toplantımız 6-7 Nisan’da olacak.
Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşmayı nasıl görüyorsunuz?
Türkiye ile Rusya arasındaki çatışma süreci kimsenin çıkarına değildi. Buradaki soru Türkiye’nin Rusya ile gelişen ilişkisinin Rusya’nın Suriye ve Ukrayna’daki hareketlerini daha yapıcı şekilde etkileyip etkileyemeyeceği.